Basın İlan Kurumu’nun (BİK) raporu açıklandı. Böylece, yandaş havuz medyasına devasa destekler verildiği, resmi bir kanaldan yeniden teyit edildi. Rapora göre, 2020’de resmi ilanların yüzde 78’i yandaşlara, ilan kesme cezalarının yüzde 97’si ise muhalif yazılı ve görsel medyaya verilmiş. AKP iktidarının sözcüsü yandaş gazetelere 141 milyon 932 bin TL’nin üzerinde kaynak aktarılmış.
Havuz medyasına devasa kaynaklar aktarılmasının temel nedeni, bu medyanın AKP iktidarının organik parçasına dönüşmesidir. Yayın politikasını, yazılı ve görsel haberleri AKP iktidarının direktifleri doğrultusunda yerine getirmesidir.
Yandaş medya BİK eliyle yapılan kaynak aktarımını hak etmek için yalan haberde sınır tanımamaktadır. Örneğin pek çok motorlu kurye iş cinayetlerinde yaşamına yitirirken, AKP tetikçisi A Haber, “7 bin 500 lira maaşa çalışacak eleman bulunamıyor” vurgusuyla haber yapıp, lağım kokuları yayan bir çürüme örneği sergilemektedir.
Yandaş medya elde ettiği devasa kaynakları hak etmek için, AKP-MHP iktidarının çıkarına aykırı hareket eden, söz söyleyen herkese dönük küfür-hakarette sınır tanımıyor. Muhalif olan her bireye ve siyasal partiye özü yalanla karılmış “terör” demagojisiyle saldırıyor. İkizdere’deki doğa katliamına karşı çıkan paylaşım yaptığı için Sezen Aksu’ya hakaret edip “darbeci” diyebiliyor. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanlığı ile Enfeksiyon Hastalıkları Derneği ve Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Derneği Başkanlığını yürüten Prof. Dr. Mehmet Ceyhan’a saldırıyor.
Yandaş medya ayrıcalıklarını kaybetmemek ve AKP iktidarının bekası için Hrant Dink’in öldürülmesi sürecini de derin bir sessizlikle karşıladı. Tetikçi medya şimdi de Rakel Dink’i hedef gösterdi. Yeni Akit Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Ali Karahasanoğlu, Hrant Dink’in ölüm yıl dönümünde yaptığı konuşma nedeniyle Rakel Dink’i ve muhalefet partilerini suçladı: “Suçlu, devlet’ diyen bir küstahlıkla karşı karşıyayız. … Bunları şımartanlar kimler? Bir avuç CHP’li. Bir avuç HDP’li. Ve bunlara şirinlik meraklısı, bizim mahallenin bir avuç entel-danteli!”
Din istismarcısı parti ve ebedi şefi, seçimi kazandığı andan itibaren medyada tek sesliliği sağlama hedefine kilitlendi. İlk “lokma”, 2002 seçimlerinde yüzde 7,25 oy alan Cem Uzan oldu. Cem Uzan’ın elindeki medya kuruluşları TMSF’ye, ardından AKP’nin medya ayakçılarına devredildi. Cem Uzan ise ülkeyi terk etmek zorunda kaldı.
2008’de ise, bugün iktidar medyasının amiral gemisi diyebileceğimiz ATV-Sabah grubu, TMSF marifetiyle, Çalık Holding’e teslim edildi. Çukurova Holding’in elinde bulunan Akşam, Show, Skyturk gibi medya kuruluşları 2013 yılında TMSF aracılığıyla iktidarın istediği ellere geçti. Böylece, 90’lı yılların ana akım medyasının önemli aktörleri Cem Uzan, Dinç Bilgin, Mehmet Emin Karamehmet gibi isimler devre dışı bırakıldı. Sonuç olarak her tür ilke ve ahlaktan yoksun AKP iktidarının propaganda faaliyetini yürütecek yandaş medya tablosu ortaya çıktı.
İslam’ı istismar eden medya grupları Akit, Yeni Şafak, Kanal 7 gibi gazete ve televizyonlar, AKP’den büyük bir destek gördü. Bu dönem, ballı inşaat ihalelerini kaçırmayan Albayrak Holding, gazetesinin yanına TVNET isimli bir televizyon kanalı ve Birlikte isimli bir dağıtım şirketi ekledi. Holding bünyesinde çıkan Gerçek Hayat, Derin Tarih, Cins, Nihayet gibi dergiler ve Ketebe Yayınevi’yle, Gezi sonrası AKP’nin atağa kalktığı “kültürel iktidar mücadelesi”nde de öncü bir rol üstlendi.
Kanal 7 Ülke TV’yi, Akit Akit TV’yi kurarken, İslamcı söyleme sahip Milat ve Diriliş Postası gibi yeni iktidar gazeteleri peyda oldu. Bütün bu gazete ve televizyonlar, kamu bankalarının reklamları, toplu satın alımlar, yalan tirajlar ile büyütüldü.
Devletten reklam alamayan, AKP iktidarının tahakkümünü kabul etmeyen muhalif medyanın resmi ilanlarına da haksız hukuksuz şekilde, BİK tarafından el konuldu. Turkcell, Türk Telekom, Emlak Konut, TOKİ, Vakıf Katılım Bankası, Çaykur gibi devlet kuruluşları ile TMSF bünyesindeki şirketlerden iktidar medyasına 2020 yılı içerisinde 10 milyon saniyeyi aşkın reklam verilirken, AKP iktidarına muhalif olan medyaya 1 saniye bile reklam verilmedi.
BİK her yıl olduğu gibi muhalif medyaya ceza kesmekte de sınır tanımadı. 2020 yılında BirGün gazetesine toplam 8 ay ilan kesme cezası, Cumhuriyet gazetesine 130 gün ilan kesme cezası verildi. Sözcü ve Korkusuz gazetelerine toplam 36 gün ilan kesme cezası verildi, 14,5 milyon lira da vergi cezası kesildi. 2020 yılı içinde RTÜK, Tele 1 ve Halk TV’nin ekranlarını 5’er gün karartırken, bağımsız televizyon kanallarına toplam 10 milyon liralık para cezası kesildi.
Basın İlan kurumu AKP iktidarının direktifleri doğrultusunda muhalif medyayı yok etmek için mesai yapmaktadır. Bu çerçevede, kırıntı düzeyindeki burjuva hukukunu bile ayakları altına almaktadır. BİK Anadolu’nun en ücra köşesindeki yerel gazeteye ilan verirken bile, o gazetenin politik olarak konumlandığı yere bakmaktadır. İktidarın mutlak kontrolünde bulunan ve seçim zamanları binalarına iktidar pankartları asılan bu kurum, iktidar yanlısı olmayan gazetelere de sürekli ceza vererek, resmi ilanlarını kesmektedir.
BİK’in muhalif medyaya yönelik ambargosu artarak sürmektedir. Tam da bu nedenle muhalif medya ile dayanışma içinde olmak, yalnız olmadıklarını göstermek, alınması gereken tutumun önkoşuludur.