“... ve cellat uyandı yatağından bir gece
Tanrım dedi. Bu ne zor bilmece
öldükçe çoğalıyor adamlar,
ben tükenmekteyim öldürdükçe”
21 Nisan 1967 Yunanistan'da Albaylar Cuntası yönetimi ele geçirir. Her türlü grev, gösteri ve eylem yasaklanır. Komünist olduklarından şüphe edilen kamu görevlileri tasfiye edilir. Yüzlerce ilerici ve devrimci ya işkencehanelerde katledilir, ya sokak ortasında kurşunlanır ya da göstermelik yargılamalarla idam edilir. Albay Papadopulos önderliğindeki cunta ilk elden antikomünist olduğunu açıklar.
Albaylar cuntası Yunan toplumu üzerinde tam bir karabasandı. Kan içerek besleniyordu. Toplumun bütün ilerici kesimlerine dönük vahşi bir savaş açılmıştı. Binlerce kişi keyfi olarak tutuklanır ve adalara hapsedilir.
Bu devranın böyle devam etmeyeceği açıktı. Dayanılmaz işkenceler ve emekçilerin ağırlaşan yaşam koşulları, toplumun her kesiminde olduğu gibi gençlik içinde de huzursuzlukların patlak vermesine yolaçtı.
Yıl 17 Kasım 1973. Politeknik’in 24 saat yayın yapan öğrenci radyosu ‘Özgür Savaşçı' da Maria Damanaki sesleniyor:
“Edo polytexneio… Edo polytexneio… Sas miloun oi eleutheroi agonizomenoi… Edo polytexneio… Edo polytexneio… Sas miloun ta pedia sas…”
Burası politeknik... burası politeknik... size, özgür savaşçılar konuşmakta!
burası politeknik... burası politeknik... size, çocuklarınız konuşmakta!..
15 Kasım 1973’te illegal faaliyet yürüten Yunanistan Üniversiteli Öğrenciler Birliği’nin öncülüğünde, öğrenciler Politeknik Üniversitesi’ni işgal eder. Kıvılcım çakılmıştır. Bu konuşmayı duyan on binler çocuklarına destek vermek için Politeknik'e yönelir. Radyo yayını yoluyla yiyecek, ilaç vb. yardımı isteyen öğrenciler halkın büyük desteğini alır.
Öğrenci gençliğin çaktığı kıvılcımla, 16 Kasım akşamı saat 19:00'da 40 bin işçi ve emekçi askeri faşist cuntanın kalbi olan genelkurmay binasının önünde gösteri yapar. İşçi, işsiz, memur, öğrenci... 40 bin öfkeli yürek... Tanklar harekete geçer, asker vahşice on binlerin üzerine yürür. Kan kusar. Yüreklerinde ve beyninde özgürlükten başka bir şeyi var etmeyen öfkeli yığınlar, kanlı çatışmalara hazırdır. Çatışmalar saatlerce sürer. 4 saatin sonunda çoğunluğu öğrenci 20 kişi barikat başında ölümsüzleşir. Oluk oluk akan kana aldırış etmeyen kitleler faşist cuntacıların üzerine yürümeye devam eder. Saat gece yarısını geçip 17 Kasım 1973'e geldiğinde kitle yüz bine ulaşır.
Çatışmalar sürerken politeknik öğrencilerin işgali sürmektedir. Albaylar cuntası sokaklarda kurulan barikatlara kan kusarken, bu kitleye önderlik eden öğrenci gençliğe de kan kusmak üzeredir. 17 Kasım saat gece yarısını geçmektedir. Tanklar Politeknik'e yönelir. Üniversite bahçesinde bulunan yüzlerce öğrencinin üzerine kurşun yağdırır. Bu ilk saldırıda 16 öğrenci ölümsüzleşir. Hızını alamayan eli kanlı cuntacılar, tanklarla okul duvarlarını yıkarak 20 öğrenciyi daha ezerek katleder. Buna rağmen cuntacılar beklemedikleri bir kararlılıkla karşılaşır. “Özgür savaşçı” yayınına devam eder. Mikrofon devrimci öğrencilerin elindedir. Cunta karşıtı konuşmalar hiç bitmez. Cuntaya karşı konuşma yapan her öğrenci vurulurken, mikrofonu başka bir öğrenci alır. Üzerlerine çevrilmiş namlulara rağmen konuşmaya devam ederler. "Özgür Savaşçı" bu sayede son ana kadar yayına devam etti.
Çatışmalar ara sokaklarda devam eder. Direniş sonucunda vahşet bilançosu netleşir. Yüzlerce kişi tutuklanır, hapse atılır, çoğunluğu öğrenci 75 kişi de ölümsüzler kervanına katılır. Bu vahşetin büyüklüğü, Yunanistanlı işçi emekçi ve öğrencilerin öfkesini bilemiştir. Politeknik Direnişi'nin destansı sonucu, cuntanın çözülüşünü hazırlar. Albay Papadopulos, Albay Makarezos ve General Pattakos’un önderliğinde 21 Nisan 1967 tarihinde yönetime el koyan ‘Albaylar cuntası’ Politeknik direnişiyle önemli oranda zayıflar. Politeknik direnişi, Yunanistanlı yığınlara umut aşılar, cesaret ve kararlılık kazandırır. Kitleler, öfkeyle cuntacıların üzerine gitmeye devam eder. Mevcut saltanatın kanla, zorbalıkla sürdürülemeyeceğini gösterirler.
Yıl 17 Kasım 1976. Büyük katliamdan bir yıl sonra. Kitleler, büyük kalabalıklar halinde Politeknik Üniversitesi'ne görkemli bir yürüyüş düzenler. 250 bin kişi ellerde şehitlerin resimleri, dillerde “Katil cunta!” sloganıyla bir anma düzenler. Atina'da cuntacıların esamesi okunmaz. Çoktan yenilmiş, zorbalığa dayalı saltanatları yıkılmıştır. Kitlelerin yoğun muhalefeti nedeniyle cuntacılardan 19'u yargılanır ve idama mahkum edilir. Daha sonra idam kararı müebbet hapse çevrilir.
Yunanistan'da devrimci direniş geleneğinin önemli bir dönemeç noktası olan Politeknik işgali bugüne ve yarınlara çok güçlü mesajlar bırakır. Üstelik salt öğrenci mücadelesine değil, bir bütün olarak Yunanlı işçi ve emekçiler ile dünya emekçi hareketine izlenmesi gereken rotayı göstermiştir. Bu miras militan bir başkaldırı mirasıdır. Bu miras işgal ve barikat çarpışmaları mirasıdır. Politeknik İşgali'nden sonra Yunanistan işçi ve emekçileri ile öğrenci gençliği sömürü ve zorbalık düzenine karşı bir çok kez aynı çizgiyi izlemiştir. İşgaller, grevler, direnişler belli dönemlerde yaşam bulmuştur. Geçtiğimiz yıl, bir kez daha toplumsal muhalefet güç kazanmış, sokaklar işgal edilmiştir. Genç bir öğrenci olan Alexis, bu çarpışma sonucu yaşamını yitirmiştir. Alexis'in katledilmesinden sonra Politeknik Üniversitesi ve sokaklar “Vitrinlere değil, gökyüzüne bak!” sloganıyla bir kez daha işgal edilmiştir. Liseli ve üniversiteli gençliğin damgasını vurduğu bu militan eylem süreci Politeknik işgali izinde giden ve dipten gelen bir dalgaydı. Sınıflar arasındaki çelişkilerin keskinleşmesiyle direkt olarak bağlantılıdır. Sonuç olarak Yunanistanlı devrimci öğrenciler ve sınıf kardeşlerimizin bu militan başkaldırısı, tüm dünya işçi ve emekçileri ile gençliğe örnek teşkil etmektedir.