Geçen haftalarda Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Efrîn bölgesine saldırısıyla beraber Alman şirketlerin silah satışları da kamuoyunda büyük bir tepki topladı. Dünyanın her kıtasında kuruluş yerleri olan Alman şirketler grubu Rheinmetall, özellikle Ortadoğu’daki çatışmalar ve savaşlardan faydalanarak, kâr oranlarını arttırmaya çalışıyor. Bu hedefine başarıyla ulaşan Rheinmetall 2017 yılında gelirini geçen seneye göre yüzde 5’lik artışla 5,9 milyar avroya yükseltmiştir.
Emperyalist dünya savaşlarının ürünü
Pek çok insan tarafından unutulsa da Rheinmetall bugün olduğu gibi geçmişte de silah ticaretinin uzmanıydı. Thyssen Krupp ve IG Farben gibi I. ve II. emperyalist paylaşım savaşlarına uzanan kirli bir geçmişi var. Şirket, Birinci Emperyalist Paylaşım Savaşı sırasında muazzam silah talebi sayesinde büyük güç kazanıp ekonomide belirgin bir rol oynamıştır. Daha o zamanlar başka ülkelere silah ihraç ederek savaşı tetikliyordu. Sonra Versay Anlaşması ile birlikte Birinci Emperyalist Paylaşım Savaşı’nda kaybeden Alman devletine dayatılan kurallardan dolayı silah üretimi durdurulmuştu. Ağır darbe alan Alman emperyalizmi dünyada ancak Hitler faşizminin yardımıyla yeniden güç olabilmişti. Silah üretimi yine bütün hızıyla ilerliyordu ve Hitler faşizmi tarafından başlatılan İkinci Emperyalist Paylaşım Savaşı’nda üretim nihayet maksimuma ulaşmıştı. Almanya’da büyük bir silah tekeline dönüşen Rheinmetall’in gelişmesinin arka planında ise etkin bir faktör olarak binlerce işçinin zorla çalıştırılması vardı.
Arap ülkelerinde ölüm - Alman şirketlerinde kâr
Rheinmetall bugün aynı şekilde işçilerin sömürüsünden ve halkların kanından beslenmektedir. Şirketin Almanya’nın dünyada en çok silah satan ülkeler arasında 4. sırada yer almasında önemli bir payı vardır. 2017’de Arap ülkelerine önceki seneye göre %9 daha yüksek olan 1,3 milyarlık ihracat gerçekleştirildi. En çok silah ithal eden ülkeler ise, Yemen’de savaşan Mısır (708 milyon avro), Suudi Arabistan (254 milyon avro) ve Birleşik Arap Emirlikleri’dir (214 milyon avro).
Son zamanlarda Almanya’da kitlelerin eleştirisi ve baskısının ardından silah satışı zorlaştı ve Alman hükümeti, sonunda ihracatı durdurmaya mecbur kaldı. Buna rağmen şirketler silah satışı için her zaman yol bulup kâr kaybını önleyebildiler. Örneğin geçen günlerde hükümet yasaların eksikliklerinden faydalanarak Suudi Arabistan’la 8 devriye gemisini içeren bir anlaşma imzaladı. Bu gemilerle Suudi Arabistan ve müttefikleri, Yemen sahilini abluka altında tutuyor. Ablukanın sonucu ise açlık çeken 8 milyonun üstünde insan ve tedaviye ihtiyacı olan milyonlarca kişi oluyor. Yemen bugün dünyanın en büyük kıtlığını yaşıyor. Halkın yüzde 80’i, yani 22 milyon Yemenli insani yardıma muhtaç. Alman emperyalistleri doğrudan savaşa katılmasa da silahlarıyla bu felaketin sorumlularındandır. Oysa Alman hükümeti Yemen’de savaşan ülkelere silah satılmasını yasaklamıştı. Demek ki yasalar ekonomi karşısında hiçbir şey ifade etmiyor.
Rheinmetall bomba ve cephane dağıtıyor
İhracat yasağına rağmen silah satmanın başka bir yöntemini yine Rheinmetall gösteriyor bize. Kendi ülkesindeki kanundan kaçınmak için başka ülkelere yatırım yaparak, Yemen’de yağan bombaları üreten RWM Italia gibi yan kuruluşları kullanıyor. Kendi ülkesinden ihraç edemediğini başka ülkeler üzerinden ihraç ediyor veya doğrudan savaş bölgelerinde üretiyor. Bunun bir örneği Güney Afrika’da Denel şirketi ile beraber kurduğu ortak girişim RDM’dir (Rheinmetall Denel Munition). RDM bilhassa yurtdışından sipariş aldıktan sonra bombalar, cephane ve hatta hazır fabrikalar üretip diğer ülkelere satıyor. Verdiği bilgilere göre RDM şimdiye kadar bu tarzdan 39 fabrika tesisi satabilmiştir. Böylece Rheinmetall tarafından Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve kısa süre önce Mısır’a koca cephane fabrikalarının satıldığı biliniyor. Rheinmetall’in 2000 işçi çalıştıran ortak girişimi Güney Afrika’nın en başarılı kuruluşlarından bir tanesi ve gitgide gelişiyor.
“Hükümetten gizli tuttuğumuz hiçbir şey yoktur” diyen Rheinmetall yöneticilerinin sözleri de son derece “inandırıcıdır”, zira Alman devleti için, silahlar nasıl satılırsa satılsın, ekonomiye getirdiği büyük kazançlar önemlidir. Üstelik RDM’nin CEO’su Norbert Schulze, Rheinmetall’in imkanları yetmiyormuş gibi, silah ihracat anlaşmalarını bekleten Merkel hükümetini sert bir şekilde eleştiriyor.
Son bilgilere göre, çoğunlukla savaşa katılan ülkelere silah gönderen Rheinmetall bu sene de Avustralya ile 2 milyarlık bir anlaşma imzalamış durumda. Silahlı kuvvetlerini dünyada daha “aktif” bir rol oynamak için modernize etmek isteyen Avustralya’ya 2026 yılına kadar 211 tane “Boxer CRV” tankı gönderilecek.
Faşist Türk devletinin en iyi dostu Almanya
Silah sanayisinde Almanya’nın en büyük alıcılarından birisi hâlâ Türkiye’dir. Diğer Avrupa Birliği üyesi olan ülkelerle beraber Türk devletini sürekli eleştirdiği halde, AKP rejimine verdiği siyasi ve iktisadi desteği hiçbir zaman ihmal etmemiştir. Türkiye’nin İsrail’e yaptığı gibi, Almanya’nın da Türkiye’ye yaptığı eleştiriler ve uyarılar sadece boş laflardır. Erdoğan ve yardakçılarının binlerce siyasetçi, avukat, solcu ve ilerici aktivist hapsettiği bilindiği halde, “demokrat” Almanya’nın şirketi Rheinmetall’in Türkiye’de iki seneden beri kurmak istediği tank fabrikası, iki devlet arasındaki ilişkilerin durumunu açıkça gösteriyor. Rheinmetall, Esmedya şefi Ethem Sancak’a ait olan BMC Sanayi ve Ticaret AŞ’nin işbirliğiyle, silah satışında hem nakliyat masraflarını azaltmak hem de Türkiye’deki ucuz iş gücünden yararlanmak istiyor.
Yakın gelecekte Türkiye’nin saldırganlığının Almanya’nın yardımıyla daha da artacağı kesindir. Aynı şekilde şu an TSK’nın Efrîn’de Alman Leopard 2 tanklarıyla yaptığı gibi bölge halklarına bomba yağdıracaktır. Bunun arkasında da Ortadoğu halklarının düşmanı olarak Alman silah sanayisi kale gibi duracaktır. Öyleyse kaleyi yıkmanın zamanı gelmiştir.