Yerel seçimleri geride bıraktık, kapitalizmin krizi büyümeye devam ediyor!

Bizlerin seçimi iktidarı, muhalefeti ile seçim sonrası çizecekleri pembe tabloya inanmak değil, mücadele etmek olmalıdır. Ekonomik krizin bedelini patronlara ödetmenin başka çaresi yoktur. Bir sınıf olarak hiçbir talebimizi karşılamayacak olan düzen partileri yerine gücümüze güvenelim.

  • Haber
  • |
  • Sınıf
  • |
  • 02 Nisan 2019
  • 10:29

Bir seçimi dönemini geride bıraktık. Öncesi ve sonrası ile söylenecek çok şey var.

Bir seçim düşünün ki kendini ölümlerle sandık başında var etsin.

Bir seçim düşünün ki toplumsal kutuplaşmayı daha da derinleştirsin, yalnız yalan vaatler değil tehditler de peş peşe sıralansın!

Bir seçim düşünün ki emekçiler kriz ile boğuşsun ama düzen partilerinin hepsinin bakışı büyüklü, küçüklü kendi rantı olsun!

Bir seçim düşünün ki partiler her konuda kavgalı olsun ama iş sermaye adına yapılacak reformlara gelince iktidar ve muhalefet partileri tek bu konuda anlaşsın

Bir seçim düşünün ki hepsi kazandık diye açıklasın, kaybedeni yine seçim sonrası krizle boğuşacak emekçiler olsun!

Seçimin sonuçları herkes tarafından tartışma konusu! Büyükşehirlerin el değiştirmesi en çok göze çarpan konu olarak öne çıkıyor. Emek sermaye çelişkisinin daha derinden hissedildiği büyük metropoller elbette ekonomik krizin sonuçlarının ilk elden açığa çıktığı alanlar. Halihazırda krizin faturasını emekçilere ödetmek konusunda en hevesli görünen AKP’nin 3 büyük kenti ve kimi büyük şehirleri kaybetmesinde krizin sonuçlarının rol oynadığı düşünülebilir ancak bunun AKP’yi sermayeyi koruma merkezli politikalardan alıkoyması beklenmemelidir.

Kapitalizm kriz demektir! Düzen partileri işçiler emekçiler adına ekonomik krize çare üretmezler, üretemezler!

Kimseye güvenecek, seçimleri herhangi bir düzen partisi adına kutlayacak değiliz. Yoksulluk, enflasyon, işsizlik derinleşen krizin sonuçları olarak önümüzde durmaktadır. İktidarı ya da muhalefetiyle düzen partilerinin biz işçi emekçilere bu konuda verebilecekleri hiçbir şey yoktur. Onların ülkenin bekasından anladıkları, sermayedarların ve sermaye düzenin bekasıdır.

Bir seçim dönemi boyunca krizin faturasını ertelemek için elinden geleni yapan iktidar partisi krizin sonuçlarını seçim sonrasına daha da büyüyecek şekilde ötelemiştir. Artık ekonomik kriz geçmişe göre daha katlanılmaz bir hal alarak mutfaklarımıza, işimize, yaşamımıza daha fazla etki edecektir.

Seçim sonrası sermaye örgütlerinin, TÜSİAD’ın ve TOBB başkanının ilk açıklamalarının ekonomide reform olması talebi bu durumun onaylanmasıdır. Bu efendiler, 4,5 yıllık kesintisiz yönetimden derhal sermayedarların bütçesini arttıracak adımlar atılması, yani işçilere yönelik hak gasplarının düzenlenmesi çağrısı yapmışlardır.

Bizlerin elindeki tek seçenek mücadele etmektir. Bizlerin seçimi iktidarı, muhalefeti ile seçim sonrası çizecekleri pembe tabloya inanmak değil, mücadele etmek olmalıdır. Ekonomik krizin bedelini patronlara ödetmenin başka çaresi yoktur. Bir sınıf olarak hiçbir talebimizi karşılamayacak olan düzen partileri yerine gücümüze güvenelim. Ücretli kölelik düzenin devamı dışında bir şey arzulamayan bugünün galiplerine karşı yarınımızı kazanalım.

Petrokimya İşçileri Birliği
2 Nisan 2019