Gebze Güzeller OSB’de bulunan Çin telefon üreticisi Vivo V Tech iki yıldır üretim yapan bir fabrika. Bu iki yıl boyunca Vivo işçileri pek çok sorun yaşadı. Kadın ve erkek işçilere farklı çalışma koşulları dayatıldı, ayrımcılık, mobbing, sağlıksız yemek vb. pek çok sorun Vivo’da çalışma koşullarının özetini ifade etmektedir.
Konuştuğumuz Vivo işçileri “çok emek harcadıklarını” ve “bu iki yıl boyunca yaşadıkları her sorunu sineye çektiklerini”, bugünkü direnişin yaşadıkları her şeyin bir birikimi olduğunu ifade ediyorlar.
“Yemeğin yanında bir adet paketlenmiş su”
Bir Vivo işçisi çalışma koşullarının ilkelliğini anlatırken suyun bile sınırlandığını şu şekilde anlattı:
“Biz o kadar çok sustuk ki...Örneğin yemeğin yanında sadece bir adet paketlenmiş su hakkımız var, ikinciyi çeşmeden doldurulmuş damacanadan alıyoruz. Bir de yönetim katını görüyoruz, masalarında starbucksdan kahveler...”
“Tarihi geçmiş ekmekleri yemeğe zorlandık”
Vivo işçileri yoğun aşağılanma ve ayrımcılık örneklerini ise şu şekilde anlattı:
“Yemek firması çok kötüydü, şikayetçiydik fakat kimsenin umrunda değildi. Tarihi geçmiş ekmekleri yemeye zorlanıyorduk. Düşünün, ekmek yiyemiyorduk. Bir gün yemeklerden dolayı zehirlendik. Bize en yakın hastane Merkez Prime ama bizi daha uzak bir mesafede olan Fatih Devlet Hastanesi’ne götürdüler. Burada da epey sıra bekledik. Hastanede, bizlere fabrikada yediğimiz yemekten değil, kendi yediğimiz bir şeylerden zehirlendiğimize dair tutanak imzalattılar. Neymiş efendim, yemekten olsaydı tüm işçiler zehirlenirmiş. Bunun sonrasında sus payı diye 200 TL’lik yemek fişi verildi, sırf şikayetçi olmayalım diye. Yemek firması değişmedi, ta ki yönetim kademesinden birileri de zehirlenene kadar. İnsan Kaynakları zehirlendi, ertesi gün yemek firması değişti. Ayrımcı muameleyi görüyor musunuz?...”
Vivo, kadın ve erkek işçilere yönelik ayrımcılıklarıyla da ünlü. Pozisyon yükselmesinde kadınlara hiç bir hak tanınmamış uzun süre sadece erkekler kademe yükseltebilmiş fakat bir süre sonra fabrikada kadın işçi sayısı yükselmiş ve çeşitli görevlendirmelere seçilebilmiş. Her ne kadar erkek işçiler pozisyon yükseltme noktasında daha avantajlı olsalar da onları da yönetime yakınlık üzerinden değerledirmeye tabii tutuyorlar. Bir göreve seçilirken temel kıstas, yönetime yakın, işçilere karşı ise acımasız olunması. Bu kadın işçiler için de geçerli.
Vivo’da sendikalaşma süreci
Bu sorunlara karşı Vivo işçileri uzun bir süredir bir sendikalaşma faaliyeti yürüttü. Yer yer sekteye uğradı süreç, işten çıkanlar, umutsuzluğa kapılanlar, inat edip sendikaya üye olmayanlar...
Nitekim başı çeken iki işçi zorlu bir süreç sonrasında istifa mektuplarını yazdı. İki öncü işçinin mağduriyeti ise işçilerde bir tepkiye neden oldu ve sendikalaşma ivmelendi. Vivo yönetimi ise sendikalaşmanın önünün kesildiğini düşünerek sözlü yapılan istifaları geçersiz kılmıştı. Yetki belgesi geldikten sonra istifalarını geçersiz saydığı işçileri işten atmaya çalıştı. Bu işçiler fabrikaya giremeyince 17 kişilik bir işçi grubu onlara destek çıktı. Ardından yönetim bu 17 kişiyi de işten çıkardığını duyurdu. Dayanışmanın arkası geldi ve hep birlikte kapı önü direniş başladı.
Gelinen aşamada sendika düşmanı Vivo yönetimi iki öncü işçiyi işe almamakta ısrar ediyor, bununla birlikte dayanışma gösterenleri de Kod 46 ile kapı önüne koydu. Anayasal haklarını kullanan işçiler ise işçi arkadaşlarıyla, sendikalı bir şekilde işe girmekte kararlı olduklarını ifade ediyorlar. Kod 46’yla işten atılmalarına, Vivo sermayesinin hırsızlık suçlamalarına karşılık Vivo’nun emek hırsızlığını teşhir ediyor, “Kölelik düzenine son” diyorlar.
Vivo yönetiminden rüşvetler
İşçilerin hakları için direnişe geçmesinden ve üretimin yarıdan fazlasının düşmesinden kaynaklı telaş içindeki yönetim yıllık izinde olan işçileri tek tek arıyor. Bu işçilere fabrikaya döndüklerinde direnişe katılıp katılmayacaklarını ona göre zam uygulanacağını bildiriyor. Toplamda iki yüz çalışandan 40’ı aşkını kapı direnişinde olan Vivo’da sayıları bir hayli kalabalık olan stajerler üretimde bilfiil çalıştırılıyor.
Kızıl bayrak / Gebze