TÜMTİS Me-Par’da yetki aldı

TÜMTİS, Me-Par’da çoğunluk tespiti davasını kazandı.

  • Haber
  • |
  • Sınıf
  • |
  • 23 Mayıs 2018
  • 09:14

Me-Par’da patronun açtığı itiraz davasını Tüm Taşıma İşçileri Sendikası (TÜMTİS) kazandı. Sendikanın, bu iş yerinde toplu sözleşme yapabilmesi için yeterli sayıya ulaştığı Yargıtay kararıyla da onaylandı. Bu kararla birlikte, yasal boşluklardan faydalanarak süreci olabildiğince uzatmaya çalışan patronun bütün itiraz yolları kapanmış oldu. Dört yıllık hukuk mücadelesinin ardından nihayet toplu sözleşme sürecine gelindi.

Me-Par Nakliyat iş yerinde örgütlenme çalışmasıyla birlikte patronun saldırıları da başladı. Sendikaya üye 15 işçi işten çıkarıldı. Sendika üyelerinin patron tarafından işten çıkarılması, örgütlenme çalışmasının bir süre yavaşlamasına sebep oldu. Ancak işten çıkarılan işçiler için hemen işe iade davaları açıldı. Mahkemelerin işçilerin sendikal nedenle işten çıkarıldığına karar vermesi üzerine patron mahkeme kararlarını temyiz etti. Ancak Yargıtay da patronu haksız bularak işe iade ve sendikal tazminatlara karar verdi.

Yargıtay kararından sonra işçilerin işbaşı yapması, sendikal çalışmanın yeniden ivme kazanmasını sağladı. Ve sendika kısa sürede çoğunluğu sağlayarak Çalışma Bakanlığı’na çoğunluk tespiti için müracaatta bulundu. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı verilerine göre iş yerinde çalışan işçi sayısı 218 idi ve çoğunluk için yasanın aradığı sayıya ulaşılmıştı. Bakanlık tarafından çoğunluk bulunulduğuna ilişkin tespit yazısının gelmesinden sonra patron, çalışan sayısının 218 değil, 286 olduğunu iddia ederek çoğunluk tespitine itiraz davası açtı. Yasa gereği 2 ay içinde sonuçlandırılması gereken dava uzun bir süre sonuçlanmadı.

Dava devam ederken bu arada üyelik çalışmaları da devam etti. Patronun “işçi sayısı 286”dır iddiasına göre de sendika yasal çoğunluğu sağladı ve bakanlığa bir kez daha başvuruda bulundu. Ancak bakanlık devam eden bir dava olduğu gerekçesiyle çoğunluk tespiti yapmadı. İlk davanın sonuçlanmasından sonra Çalışma Bakanlığı ikinci kez sendikanın çoğunluğu bulunduğunu tespit etti. Ancak patronun bu ikinci çoğunluk tespitine karşı da itiraz davası açtı. Sonuç olarak; Me-Par’da patronun haksız itirazları nedeniyle toplu sözleşme görüşmelerine başlanamamış, işçilerin sendikal hakları fiilen gasp edilmişti.  

Me-Par patronu sendikal örgütlenmenin önüne geçmek için her türlü yöntemi kullandı. Sendikal örgütlenmeye öncülük eden işçiler üzerinde yoğun baskı ve mobbing uyguladı. E-devlet şifrelerine el koyarak istifaya zorladı. Sendika üyesi şoförleri açığa alarak, araçlarını değiştirdi. Çoğunluk tespitine itiraz davaları devam ederken 11 sendika üyesini daha işten çıkardı. Bu süreçte işten atılan işçilerle birlikte işyeri önünde aylarca süren bir direniş gerçekleştirildi.

İkinci kez yapılan çoğunluk tespitine karşı açılan davada İstanbul 1. İş Mahkemesi, sendikanın yasal çoğunluğu sağladığına karar verdi. Ancak patron bu mahkeme kararına karşı istinaf yoluna başvurdu. Patronun bu itirazı üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi de sendikayı haklı buldu. Patron bu karara da itiraz etti ve dosyayı Yargıtay’a taşıdı. Son olarak Yargıtay 9. Hukuk Dairesi verdiği karar ile sendikanın çoğunluğunun bulunduğuna karar verdi ve davayı sendika kazandı. Şimdi bütün itiraz yolları bittiği için artık sıra toplu sözleşmede.  

Me-Par Nakliyat şirketi, TOFAŞ ve Ford’un ürettiği araçların Türkiye geneline dağıtımını yapan bir işletmedir. Galatasaray eski yöneticilerinden Ergün Görsoy’un sahibi olduğu Me-Par Nakliyat’ın Bursa’da 40 yılı aşkın bir geçmişi bulunuyor.

Kullandıkları araçların operatörlüğünü de yapan uzun araç şoförleri, iş güvenliği tedbirlerinden yoksun, son derece kötü koşullarda çalışıyor. Karayolları kanununa göre şoförlerin 9 saat olması gereken yoldaki süreleri, uzun çalışma saatleriyle ihlal ediliyor. Yeterince dinlenmemekten kaynaklı, aşırı yorgunluk ve buna bağlı gelişen dikkat eksikliği kazalara davetiye çıkarıyor. Bundan dolayıdır ki taşımacılık iş kolu, iş cinayetlerinin en çok yaşandığı iş kollarından biridir. Aşırı yorgunluk, yeterli ve uygun dinlenme olanaklarının olmaması nedeniyle yaşanan iş kazaları sonucunda genellikle işçilerin çok düşük ücretleri ile karşılayamayacakları hasarlar oluşmaktadır. Patronlar ise araçlarda oluşan hasarın faturasını şoförlere ödetmektedir.