-Kendini tanıtır mısın?
Merhaba. 21 yaşındayım. Bursa doğumluyum. Aslen Bulgaristan muhaciriyim. 5,5 ay Acarsoy'da çalışmamın ardından işten çıkarıldım.
-Acarsoy’da işten çıkarılma sürecini anlatır mısın?
Yaklaşık 2 ay önce sendikaya üye olmamla birlikte, birkaç kişinin tahmin etmesiyle üzerimizde baskılar kurulmaya başlanmıştı. Sendikal süreç yürüttüğümüzün farkındaydılar. Bir kişinin somut olarak benim ismimi vermesinden kaynaklı benim üzerime baya oynandı. Randımanlarımın düşük olduğu söylendi. Ki randımanlarım 98-99’dan aşağı değildi. Aşağıya (dinlenme odasından dışarıya) çay indirdiğim söylendi. Ki bunu herkes yapıyordu. Bu şekilde tutanak tutularak benim işime son verildi.
-Sendikalaşma süreci nasıl hızlandı?
Fabrikada yıllık zamlarda büyük bir zam beklentisi vardı. Biz şubatta zamlı çalışıp, mart ayında zammımızı aldık. Mart ayında maaşı aldığımızda düşük bir zam yapıldığını gördük. Aynı zamanda zammın işçilerin kıdemine göre değil, performansına dayalı olduğu söylendi.
Ustalarımıza, şeflerimize bu durumu sorduk. "Aldığınız rapor dahi sizin performansınızı belirliyor. Sen istersen %100 randıman çıkar, Bir hafta Covid olduğunda dahi, performansın düşüyor" denildi. Performansa dayalı bir şekilde zam aldığımızı ve performansımızı ustaların belirlediğini söylediler. Ustaların kişisel tercihleri, eğilimlerin göre düşük performanslı gösterilmiş olduk.
-Acarsoy Tekstil’de genel olarak işçilerin yaşadığı sorunlardan bahseder misin?
Tüm işçilerden önce kadın işçilerin yaşadığı sorunlardan bahsedeyim. Bir lavaboya gidiyorsun, “nereye gidiyorsun” diye azar işitiyorsun. Erkeklerin makinesine gidip bağıramıyorlar, ama bizim makinalarımızda, örneğin bir tabanca dahi havada olduğunda “ne yaptın makineye” diye azarlıyorlar. Özelikle kadınlara daha çok baskı var. Patronlar ustalar aracılığıyla baskı kuruyorlar. İşçiler en fazla ustalardan çile çekiyorlar. Hepimizin göz önünde olmasını istiyorlar. Çay içilmesine, sigara içilmesine, lavaboya gidişimize karışılıyor. İşe girerken, sigara içen buraya alınmasın denmiyor. Sigaraya dahi karışılıyor. Yemek saatimize karışılıyor. Örneğin, 3-11 vardiyasında yemek saatimiz 7’de başlıyor, “10 dakika içinde burada olacaksın” deniyor. İş arkadaşımızla konuşmamız kısıtlanıyor. Bir arıza olsa dahi konuşamıyoruz. “Ne konuşuyorsun” diye bağırılıyor. Kadınlar sırf patronların ve ustalarının korkusundan kaynaklı sesini çıkaramaz oldular.
-Sendikalaşma, senin atılmanla birlikte daha büyük şekilde ön plana çıktı. Acarsoy işçileri ne istiyor, talepleriniz nelerdir?
Öncelikle en doğal, anayasal hakkımız olan sendikalaşmayı istiyoruz. Haklarımıza karışılmamasını istiyoruz. Bir kadın olarak, küçük düşürülmemek, eşit haklarda çalışmak istiyoruz. Haklarımızın korunmasını istiyoruz. Ve adalet istiyoruz.
-Her gün vardiya değişim saatlerinde, sendika yönetici ve üyeleri ile fabrikanın önünde direniyorsun. Acarsoy işçilerinin size karşı tepkisi ne oluyor?
Biz direnişe başladığımızda ilk 2-3 gün baskılar da artmıştı. Korkan arkadaşlar da var. Aksine dik duranlar da hakkını savunanlar da var. Bizim direnişimiz, işçilerin büyük çoğunluğuna güven verdi, güç verdi.
-İşçilere, emekçilere, kamuoyuna çağrın nedir?
Yaşadığımız sorunlar ortak. Ben tüm işçileri birlik olmaya, yaşadıkları sorunlar karşısında haklarını korumaya ve dik durmaya çağırıyorum.
Tekstil İşçileri Birliği