“Torbalı’da Heper Metal zehir saçıyor” paneli

Bir süredir çalışmaları yürütülen “Torbalı’da Heper Metal zehir saçıyor. Meslek hastalıklarına ve doğanın kirlenmesine dur de” paneli dün gerçekleştirildi.

  • Haber
  • |
  • Sınıf
  • |
  • 30 Ocak 2017
  • 08:21

İzmir’de “Torbalı’da Heper Metal zehir saçıyor. Meslek hastalıklarına ve doğanın kirlenmesine dur de” şiarıyla düzenlenen panel başarıyla gerçekleşti.

Ege İşçi Birliği (EİB) ve Torbalı Dayanışması’nın örgütlediği panel, 29 Ocak Pazar günü saat 14.00’te Torbalı Belediyesi Kültür Merkezi’nde gerçekleşti. Panele Halk Sağlığı Başkanı Prof. Dr. Ali Osman Karababa, Meslek Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Meral Türk, Çevreci Av. Arif Ali Cangı, Heper işçisi Suat Akbal ve EİB adına Ayla Subaşı’nın konuşmacı olarak katıldı.

Panelde ilk olarak Heper Kurşun fabrikasında çalışırken Kurşun zehirlenmesine yakalanan ve yürüyemez duruma gelerek işten çıkartılan Suat Akbal söz aldı. Akbal, Heper’deki kuralsız ve güvencesiz çalışma koşullarını anlatarak nasıl meslek hastalığına yakalandığını, teşhis konduktan sonra patronun kendisini hiçbir hakkını vermeden işten çıkardığını anlattı. İşyerinde örgütsüz olduklarına dikkat çekerek, işten çıkarıldıktan sonraki mücadelesinde EİB’le tanıştığını, EİB’in kendisinin hep yanında olduğunu, bugüne kadar birlikte mücadele ettiklerini anlatarak EİB’e teşekkür etti. Akbal, fabrikada işe başladıktan sonraki sürecini anlatarak sağlığının nasıl kötüye gittiğini, Heper patronunun iş güvenliği üzerindeki sorumsuzluğuna dikkat çekerek, çalıştığı süre içinde fabrikanın hiç denetlenmediğini belirtti. Çalışma koşullarını anlatarak bütün işçilerin mücadele etmesi gerektiğine vurgu yaptı ve mücadelede yalnız olmadıklarını anlattı.

İkinci panelist Halk Sağlığı Başkanı Prof. Dr. Ali Osman Karababa ise çevre sağlığına dikkat çekmeden önce kurşun üretiminin nasıl gerçekleştiğini anlattı. Arabalarda kullanılan akülerin eritilerek kurşunun döküm haline getirildiğini ve bu işlem sırasında yüksek miktarda radyoaktif atıkları bırakıldığına dikkat çekerek kurşun zehrinin farklı şekillerde geçebileceğini anlatarak, kurşun zehrine yakalanan insanlardaki belirtilere değindi. Heper fabrikasının Torbalı’nın merkezine yakın olduğunu, çevresinde tarlaların bulunduğunu ve yenilen gıdalar sonucunda halk sağlığını da ciddi boyutlarda etkilediğini anlattı.

Meslek hastalıkları üzerine panelist Prof. Dr. Meral Türk ise kurşun üretiminin insan sağlığı üzerindeki etkilerini anlatarak kurşun zehirlenmesinin oranlarına değindi ve çalışan işçilerin iş güvenliği önlemlerinin alınmasının önemine dikkat çekti. Kurşun zehirlenmesi teşhisini İzmir’de iki hastanenin belirlediğini, kendilerinin meslek hastalığı teşhisi koysalar bile son kararın Ankara’daki Meslek Hastalıkları Hastanesi’nden geldiğini söyleyerek, meslek hastalıkları raporunun alınmasının zorluklarına değindi. Yine bir işçinin kanında %40 oranında kurşun çıkıyorsa bütün çalışanlarının kan tahlillerinin yapılmasının ve tedavi edilmesinin zorunluluğuna dikkat çekerek, bu fabrikalarda iş güvenliği önlemlerinin alınmasının mümkün olduğunu, ancak maliyetinin yüksek olmasından dolayı patronların bundan kaçtığını söyledi.

Çevreci Av. Arif Ali Cangı ise “Kapitalizmin kâr hırsı üzerine, sanayileşmenin gelişmesiyle fabrikalar denetlenmediği ve çevre güvenliği önlemleri alınmadığı için radyasyon yayan fabrikalar insan ve çevre sağlığını olumsuz yönde etkiliyor” diyerek, Heper kurşun fabrikasının Gaziemir’deki süreçlerini, çıkan radyoaktif atıkların temizlenmesi ve fabrikanın kapatılması için verilen mücadeleleri anlattı. “Çevre sorunun herkesin sorunudur. İlk önce kendi bölgemizden mücadeleye başlamalı daha sonra İzmir’e, dünyaya  sesimizi duyurmalı, birlikte mücadele etmeliyiz” dedi. Gaziemir’deki fabrikanın yerin altına gömdüğü atıkların yağmur yağınca nasıl yüzeye çıktığını akan sularla sokakta oynayan çocuklara, hayvanlara bulaştığını ve herkesin bu zehri kaptığını söyledi. Cangı açılan davaların hep hukuka takıldığını, bazılarına takipsizlik kararı verildiğini ancak yılmadıklarını ve süreci takip ettiklerini söyleyerek, Torbalı halkına da “Burası mücadelenin başlangıcı olsun ve kendi yaşam alanlarınıza, çevrenize sahip çıkın mücadele edin” dedi.  

Ege İşçi Birliği adına konuşan Ayla Subaşı ise işçi ve emekçiler cephesinden karşı karşıya kalınan sorunlara dikkat çekti. Ağır çalışma koşullarına, güvencesiz çalışma koşullarına değinerek, bir yıl içinde iş cinayetlerinde ölen ve meslek hastalığına yakalanan işçilerin azımsanmayacak kadar çok olduğunu belirtti, patronların işçiler üzerindeki baskı ve saldırı politikalarına değindi. Bunların işçilerin örgütsüz olmasından kaynaklandığını söyleyen Subaşı, EİB olarak Suat Akbal’la yaşadığı meslek hastalığı sonucu tanıştıklarını, örgütlülüğün, bir araya gelmenin bugün bu panelin yapılmasına vesile olduğunu belirtti. Bu panelin aslında EİB’in çalışmasını yürüttüğü birliğin yansıması olduğunu gösterdiğini söyledi. İşçilerin örgütsüzlüğüne karşı patronların örgütlü olduğunu dile getiren Subaşı, “Bütün bu sorunların kaynağında, işçilerin açlık ve yoksulluk içinde yaşamasında, güvencesiz çalışmasında, çevrenin talan edilmesinde yaşadığımız düzen vardır. Kâr üzerine kurulu olan, bir insanın başka bir insan tarafından sömürüldüğü bu düzende bu sorunların çözülmeyeceğini biliyoruz” dedi. Subaşı, mücadele çağrısı yaparak konuşmasını sonlandırdı.

Panelistlerin konuşmasından sonra soru cevap kısmına geçildi. Soru cevaplarla canlı tartışmalar yaşandı.

Kızıl Bayrak / İzmir