Tekstilde kadın ve çocuklar sömürü kaynağı

Tekstil emekçilerinin sorunlarının ciddi boyutlara ulaştığını söyleyen Dev-Tekstil Çukurova Temsilcisi Ahmet Subaşı, sendikal mücadelenin önemine işaret ederek, tüm tekstil emekçilerini sendikalı olmaya davet etti. Kadın ve çocukların zor şartlar altında düşük ücretlerle güvencesiz çalıştırıldığını belirten Subaşı, "Kadın ve çocuk işçiler tekstil patronları için sömürü kaynağıdır" dedi.

  • Haber
  • |
  • Sınıf
  • |
  • 15 Temmuz 2015
  • 13:37

Adana'da büyük fabrikaların yanı sıra "merdiven altı" olarak tabir edilen sokak aralarında bulunan yüzlerce tekstil atölyesinde çoğunluğunu kadın ve çocukların oluşturduğu binlerce tekstil emekçisi sağlıksız, güvencesiz bir şekilde asgari ücretle çalıştırılıyor. Günde 12 saatten fazla çalışan tekstil emekçileri, işyerinde ise mobbinge tabi tutulup birçok baskıya maruz kalıyor.

 

'İşveren hem kazanıyor hem de şikayetçi'

Adana'da yüzlerce fabrika ve atölye bulunduğunu belirten Tekstil İşçileri Sendikası (Dev Tekstil) Çukurova Ahmet Subaşı, sadece Adana Organize Sanayi Bölgesi'nde resmi raporlara göre üretim halinde olan 70'in üzerinde tekstil fabrikasının bulunduğunu söyledi. Bu fabrikalarda 10 binden fazla emekçinin çalıştığını dile getiren Subaşı, kent merkezinde ise "merdiven altı" olarak tabir edilen yüzlerce tekstil atölyesinin olduğunu belirtti. Söz konusu atölyelerde binlerce tekstil emekçisinin sigortasız ve güvencesiz olarak çalıştırıldığına vurgu yapan Subaşı, tekstil sektöründe kazananın işveren olmasına rağmen hep şikayetçi taraf olduğunu paylaştı. Subaşı, "Tekstil patronları sürekli olarak kazanamamaktan şikâyet etseler de durum patronlar açısından tam tersidir. İşçiler, açlığa mahkum ederken, patronlar ise ceplerini dolduruyor ama yine de kazanamadıklarında şikayetçiler" dedi.

Güvencesiz koşullar, düşük ücret, sigortasız…

Tekstilde daha çok kadın ve çocukların çalıştırıldığına dikkat çeken Subaşı, kadın ve çocukların zor şartlar altında düşük ücretlerle güvencesiz çalıştırıldığını dile getirerek, "Güvencesiz çalışma koşullarının, düşük ücretlerin, sigortasız çalışmanın, taşeron köleliğinin tek geçerli kural olduğu tekstil fabrikalarında kadın işçilerin yaşadığı sömürü oldukça ağırdır. Kadın işçiler doğum iznine ayrıldığında hem sigortası yatırılmıyor hem de ücreti ödenmiyor. Tekstil işçisi kadınlar sömürü yetmezmiş gibi birde cinsel tacize maruz kalmaktadırlar. Yine çocuk işçilik özellikle kent merkezlerine ve mahalle aralarına yayılan tekstil atölyelerinde fazlasıyla yaygındır. Kadın ve çocuk işçiler tekstil patronları için sömürü kaynağıdır" ifadesinde bulundu.

 

Tekstil işçileri çaresiz değil

Sömürünün çok ağır bir şekilde sürdürüldüğü tekstil iş kolunda, işçilerin aldıkları asgari ücret dahi ancak yaptıkları fazla mesai ile alabildiğine dikkat çeken Subaşı, "İşçilere yapmak zorunda bırakıldıkları fazla mesailer, mesai ücreti olarak değil asgari ücreti tamamlamalarını sağlayan bir duruma dönüşmüştür. Tekstil işçileri birçok yerde yasal hakları olan aile geçim indirimini bile alamamaktadırlar. Zorla attırılan imzalar ile veriliyormuş gibi gösterilerek patronlar tarafından el konulmaktadır" diye konuştu. Kölelik koşullarında çalışan tekstil işçilerinin çaresiz olmadığını söyleyen Subaşı, sendikal mücadelenin önemine vurgu yaparak, "Farklı milliyetlerden ve mezheplerden işçilerin üretim alanlarında birlikte çalıştıkları ender işkollarından biri olan tekstil işkolu, işçilerin birliği olduğu kadar halkların kardeşliği içinde önemli bir imkândır. Kürt işçilerinin de ağırlıkta olduğu bu işkolunda hakları için birleşen işçiler kardeşçe bir yaşamı da birlikte örme imkânlarına sahiptirler. Tüm bunlardan ötürü tekstil işçilerini güçlerini sendikamızda birleştirmeye, çağırıyoruz" dedi.

DİHA / 12.07.15