TEKSİF 26. Dönem Grup Toplu İş Sözleşmesi’ni imzaladığını duyurdu. Üstelik sözleşmeyi överek "üyelerimize çifte bayram" olarak yansıttı. Grup TİS kapsamında 7500 TEKSİF üyesinin merakla beklediği sözleşme yine oldu bittiye getirilerek, apar-topar imzalandı.
Sözleşmenin ayrıntıları daha açıklanmadı. Açıklandığında daha ayrıntılı ele alacağız. Ancak ilk elden şunu söyleyebiliriz: İlk altı 6 için istenen ücret oranı sadece %4. Ama ücretler kısmına baktığımızda ilk gördüğümüz birinci 6 ay için %48 zam...
TEKSİF, yine laf cambazlığı ve matematik oyunları ile zam oranlarını yükseltmeye çalışmış! Halbuki gerçek olan önceki sözleşmede altıncı ayda verilmesi gereken enflasyon zammını, yani Nisan ayında zaten verilecek olan %43,84'ü yeni almış gibi göstermiş. Bu gerçeklere baktığımızda yapılan zam %48 değil, sadece %4'tür.
İlk masaya oturulduğunda %20 isterken, bu zammın bile mevcut hayat pahalılığı koşullarında hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur. %4 olarak imzalamak ve bunu da bir “bayram müjdesi” gibi sunmak ise aymazlıktan başka bir şey değildir.
Sendika bürokratlarının en iyi yaptığı işin işçiyi sırtından bıçaklamak olduğunu bir kez daha bu satış sözleşmesiyle görmüş olduk. Önceki sözleşmede yer alan enflasyon farkını kazanım gibi göstererek ve sözleşmeyi işçilerin bayram tatiline çıkacağı zamana denk getirerek, böylece fabrikalarda oluşabilecek muhtemel tepkilerin önüne de geçmiş oluyorlar.
Üyelerinin baştan beri taleplerini ve beklentilerini görmezden gelen TEKSİF, sözleşmeyi oldubittiye getirerek, bu satışı “atlattık” diye bakıyor olabilir.
Son yılların en yüksek enflasyonunun yaşandığı, hayat pahalılığının alabildiğince arttığı ve krizin faturasının işçilere kesilmek istendiği bir dönemde, TEKSİF, sözleşme döneminde daha şeffaf bir süreç işletse ve fabrikalarda işçileri kapsayan komitelerle masaya otursaydı, bugün, tekstil işçisi çok daha fazla kazanımla masadan kalkabilirdi.
TEKSİF ağaları bir satış sözleşmesine daha imza atmışlardır. Bu sözlerimiz TEKSİF nezdinde tüm sendika bürokratlarınadır: Sürecin başından beri "bizim az üyemiz var, TEKSİF ne imzalarsa biz de ona imza atarız, mecburuz" diyen DİSK Tekstil ve Öz İplik-İş bürokratları da tekstil işçilerinin taleplerine sahip çıkmazlarsa, aynı ihanetin ortağı olacaklardır!
Tekstil işçileri olarak, bu satışı kabul etmeyelim!
Bizleri her koşulda daha fazla sömürmek ve ayağımızdaki prangaları kalıcı hale getirmek isteyen tekstil sermayesine, bizleri temsil ettiğini iddia eden ama sadece bizi susturmak ve denetlemek için o koltuklarda oturan sendika ağalarına karşı birliğimizi güçlendirelim, mücadelemizi yükseltelim!
Tekstil İşçileri Birliği
29 Nisan 2022