Petrokimya İşçileri Birliği, Standard Profil’de Petrol-İş’in yetkisinin düşürülerek Türk Metal’in yetki alması süreci üzerine sosyal medya hesabında paylaşım yaptı. PİB şunları paylaştı:
“Nerede rant orada Emrah Saruhan! Onlar için mühim olan koltuk, işçi mücadelesi teferruat…"
Bilindiği üzere Manisa’da bulunan Standard Profil’de sermayenin iş kolu değiştirmesi üzerine Petrol-İş sendikasının yetkisi düşerek Türk Metal yetki almıştı. O dönem mevcut Petrol-İş Manisa şube başkanı Emrah Yunus Saruhan SP sermayesiyle kol kola iş kolu değişikliği ile Türk Metal örgütlenmesinin ana aktörü olmuştu. Petrol-İş yaşanan bu sürece dair tek bir karşı koyuş örgütlemezken iş işten geçtikten sonra temsilci ve şube yönetimini görevden almıştı. Petrol-İş’te kalmayı direten işçiler işten atılmış, kimseye sahip çıkılmamış, sendikanın genelinde bu olaylar hiç yaşanmamış gibi davranılmıştı. Şimdi ise Manisa’da Türk Metal’in yeni şubesi açılarak şube başkanı olarak Emrah Yunus Saruhan atandı. Artık Saruhan Türk Metal gibi işçiye ihanette sınır tanımayan bir sendikada tüm marifetlerini gösterebilir…
Yukarıda özetlenen Petrol-İş sendikasını da kapsayan, neredeyse ülkedeki tüm sendikalarda varlığını çeşitli düzeylerde gösteren sendikal bürokrasi ve onun köhne anlayışıdır. Bu anlayışta işçi sadece aidat geliri olarak görülür, koltuklar esas hedeftir, mücadele ve grevden korkuyu örgütler, sermaye ne derse onu yapan ve buna işçiye ikna eden bir yapıya dönüşür. İşten atmalara ‘yapılacak bir şey yok’ denir, işçilerin talepleri görmezden gelinir, müzakereyle alınan kırıntılara ‘teşekkür’ beklenir, yeri gelir işçiye had bildirme cüretinde bulunulur…
Emrah Saruhan ve Petrol-İş Manisa’da yaşananlar bu sendikal anlayışın en rezil örneklerinden biridir. Bir kez daha uzlaşmacı, müzakereci bakışın işçileri sermayenin insafına nasıl bırakıldığını gördük. SP kapitalistinin işçiyi kendi kontrolüne almak için Türk Metal çetesini devreye sokması, bunu da Petrol-İş yöneticisiyle iş birliği içerisinde yapması herkese bir şey gösteriyor. Kürsülerde mücadele nutukları atan genel merkezin konuya dair hiçbir şey yapmaması da… Petrokimya işçileri tabandan birliktelik kurarak bu anlayışın temsilcilerinden hesap sormazsa içinde bulunduğumuz bu tablonun aktörleri değişir, düzen değişmez. Standard Profil işçileri geleceğine sahip çıkmak için senelerdir başının üzerinde dönen bu oyunları dağıtmalıdır. Petrol-İş genel merkezi başta olmak üzere yaşanan rezilliğin hesabı verilmelidir.”
“Bu sermaye uşaklığını örgütleyen anlayış sökülüp atılmayı bekliyor!”
PİB’in sosyal medya hesabında aynı konuya dair bir başka paylaşımda şu ifadelere yer verildi:
“Bu sermaye uşaklığını örgütleyen anlayış sökülüp atılmayı bekliyor!
Standard Profil sermayesi önce Kimpet ile sonra genel merkez seçim hesabına örgütlenen Petrol-İş ve ardından Türk Metal çetesiyle işçiyi zapturapt altına almakta kararlı görünüyor. Ancak bugün hesapta olmayan ama yarın er ya da geç açığa çıkıp tüm bu kirli pazarlıkları ortada bırakacak güç Standard Profil işçisinin tabandan mücadelesindedir.
Ya Petrol-İş ya da Türk Metal çehresinde olsun, işçiyi yoksulluk ve baskı cenderesine hapseden anlayışı ortadan kaldırmak için mücadeleyi örgütlemeliyiz. Yoksa Petrol-İş’in içerisinde Saruhan gibisi çok… Koltuk için sendikal örgütlülüğü, işçinin haklarını satmakta beis görmeyen yöneticileri herkes fabrikasından görüyor. Aynı zamanda bunların gözler önünde gerçekleşiyor olmasına hep birlikte seyirci kalınıyor. Genel kurullarda delege hesabı peşinde koşanlara gerçek gündemleri bizzat dayatmalı, kirli ilişkilere son verilmesi için işçiler her sürece dahil olmalıdır. Gerekirse olağanüstü kurul toplanmalı, bu üstten çevrilen hesaplar teşhir edilerek muhakeme edilmeli, işçiye ihanet edenler bizzat işçi tarafından yargılanmalıdır.
Petrokimya işçisi ne bu sermayenin sefalet ve onur kırıcı dayatmalarını ne de emeği üzerinden asalaklık eden sendikal bürokrasiyi hak etmiyor. Petrol-İş ya geleneklerinde olduğu gibi mücadele ile anılacak ya da fabrikalardan tasfiye olup yok olup gidecek. Sessiz kalan suça ortak olur, işçi sınıfının emek mücadelesinde bu yaşananlara karşı kafayı kuma gömenler yanlışı büyütür. Artık bu her gün daha da kötüye giden sendikal cendereyi dağıtmayı, insanca yaşam ve çalışma koşullarını kazanmayı hedefleyelim. Sendikaların gerçek sahipleri işçiler mücadeleci bir anlayış için bir adım öne!”