Soma Katliamı’nın 5. yılında katledilen 301 maden işçisi anılırken sorumluların aklanması protesto edildi.
DİSK, KESK, TMMOB ve TTB’nin çağrısıyla Kadıköy’de Beşiktaş İskelesi yanında yapılan eylemde “İşçiler mezarda sorumlular dışarıda” pankartı açıldı. Soma’da 301 işçinin katledildiği maden ocağının sahibinin serbest bırakılmasına karşı bugün eylemde oldukları belirtilerek yaşamını yitiren madenciler şahsında saygı duruşu ile açıklama başladı.
İlk sözü KESK Dönem Yürütmesi adına İzzet İldeş aldı. İldeş, Soma’daki maden ocağının rödovans ile özel şirkete peşkeş çekilmesi sonucunda 301 madencinin katledildiğine dikkat çekti. Katliamı protesto edenler ve madenci ailelerinin avukatlarının karşılaştıkları saldırılara değinen İldeş, “KESK olarak ilan ediyoruz. Soma’nın tüm failleri yargılanana, hak ettikleri cezaları alana kadar mücadelemiz sürecek” dedi.
TMMOB İl Koordinasyon Kurulu (İKK) adına söz alan Cevahir Akçelik “Bir daha benzer katliamlar yaşanmasın diye alanlardayız” dedi. Sermayenin, devletin bu katliamdan bir ders çıkarmadığını belirten Akçelik, esnek çalışma ve denetimsizlik nedeniyle iş cinayetlerinin artarak sürdüğüne dikkat çekti. Soma şirketinin hâlâ maden işletme ruhsatına sahip olmasına tepki gösterdi.
TTB Genel Sekreteri Osman Öztürk “Soma Türkiye tarihinin en büyük iş cinayetiydi” dedi. Birçok eksikliğin yanında zamanı geçmiş çalışmayan maskelerle madencilerin yerin yüzlerce metre altına gönderildiğini söyleyen Öztürk, katliamın kâr hırsı sonucu yaşandığının altını çizerek “Düzeniniz yerin dibine batsın” dedi.
“Can Gürkan ölen her işçi için 5 gün hapis yattı”
Kurumlar adına ortak basın metnini ise DİSK Yönetim Kurulu Üyesi Kanber Saygılı okudu. Beş yıl önce gerçekleştirilen işçi katliamının hatırlatıldığı açıklamada acılar dinmek bir yana yaşanan gelişmelerle yaraların tekrar kanatıldığı belirtildi. 301 işçinin ölümüne sebep olan maden şirketinin sahibi Can Gürkan’ın, katlettiği işçi başına ortalama 5 gün hapis yattıktan sonra serbest bırakıldığına dikkat çekildi. “İşçinin emeğinin olduğu kadar yaşamının da ucuz olduğu bu düzende, insanlık bir kez daha göçük altında kalmış oldu” ifadeleri kullanıldı.
Soma Katliamı davası üzerinde durulan açıklama şu ifadelerle sürdü: “Ülkemizde hukukun çöküşü Soma davasıyla bir kez daha gözler önüne serilmiştir. Davayı Soma’dan kaçıran, katliamda sorumluluğu bulunanları yargılama konusu yapmayan, maden patronu ve yöneticilerini ‘olası kasıt’ üzerinden değil; ‘bilinçli taksir’ ile ‘cezalandırarak’ adeta ödüllendiren yargı sistemi, bir işçi için 5 gün hapis yatmayı yeterli görmüş; ülkemizde ‘hukuk’un geldiği noktayı bir kez daha gözler önüne sermiştir.”
“Hukuki, politik, ekonomik ve ahlaki olarak göçmüş bu düzen”
Sömürü üzerine kurulu kapitalist düzenin daha fazla kâr uğruna işçilerin canını hiçe saydığına vurgu yapılan açıklamanın devamında şu ifadeler kullanıldı:
“Gerekli işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerini bilerek ve isteyerek almamak hata değil kasıttır. Yıllık üretim planının neredeyse üç katı üretim yapmak için işçileri zorlamak hata değil kasıttır.
“Madenlerdeki taşeron, rodövans, dayıbaşılık gibi güvencesiz çalıştırma uygulamalarını yaygınlaştırmak, madenleri özelleştirmek, kamu denetiminden çıkarmak hata değil kasıttır.
“301 işçi kardeşimiz göz göre göre gelen bir katliam sonucu hayatını kaybetmiştir. Karşımızda insan hayatına karşı büyük bir tehdit haline gelmiş; hukuki, politik, ekonomik ve ahlaki olarak göçmüş bir düzen vardır.”
Açıklama, mücadele çağrısı ile sona erdi. Eylemde “Çalışırken ölmek istemiyoruz!”, “Madencinin feneri sönmeyecek!”, “Soma'yı unutma unutturma!”, “Madende ölmek kader değildir!”, “İşçilerin birliği sermayeyi yenecek!” sloganları atıldı.
Kızıl Bayrak / İstanbul