Sınıfa yeni saldırının adı: İş Mahkemeleri Kanun Tasarısı

Sermaye devleti “İş Mahkemeleri Kanun Tasarısı” ile işçi sınıfının her türlü hukuksal kazanımını ortadan kaldırarak patronlara ‘dikensiz gül bahçesi’ yaratmaya çalışıyor.

  • Haber
  • |
  • Sınıf
  • |
  • 17 Mayıs 2016
  • 07:29

Kiralık işçilik yasasını meclisten geçiren ve kıdem tazminatına gözünü diken sermaye devleti, hazırladığı yeni yasa tasarısıyla ise işçi sınıfına hukuk yollarını kapatmaya, mevcut birçok hakkını gasp etmeye hazırlanıyor.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı (ÇSGB), tarafından sendikalara görüş bildirmesi için gönderilen “İş Mahkemeleri Kanun Tasarısı” ile İş Mahkemeleri Kanunu, İş Kanunu, Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu ile Arabuluculuk Kanunu’nda işçilerin lehine olabilecek bütün maddeler ortadan kaldırılmaya hazırlanılıyor.

Tasarının gerekçesi ise “iş davalarının ortalama görülme süresi, iş davalarının sayısal çokluğu, yargının iş yükünün hafifletilmesi, iş uyuşmazlıklarının daha kısa sürede çözümlenmesi” olarak sunulmaya çalışılıyor.

Arabulucu zorunluluğu

Tasarıyla birlikte bireysel ve toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan işçi alacakları ile işe iade taleplerinde dava açılmadan önce arabulucuya başvurma zorunluluğu getiriliyor.

Yani tasarı onaylanırsa işçiler arabulucuya gitmeden alacak veya işe iade davası açamayacak. Arabulucuya başvurmadan işçinin açacağı dava ise reddedilecek.

Arabuluculuk Kanunu’nda yapılan değişiklikle ise; arabulucu bir karar verdiği oranda işçinin aynı konuda bir daha dava açma hakkı ortadan kaldırılıyor.

Bölge Adliye Mahkemesi ile itiraz hakkı kaldırılacak

Tasarının 9. maddesi ile işe iade, işkolu itirazı, yetki itirazı, işletme niteliğinin tespiti, toplu iş sözleşmesinin yorumu 6356 Sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Yasası'ndan kaynaklı bir kısım dava için temyiz yolunun ortadan kaldırılması öngörülüyor.

Bu davalara ilişkin itirazlar ise 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlayacak Bölge Adliye Mahkemesi’ne sunulacak ve burada verilen karar kesin olacak.

İşçinin gasp edilen maaş, tazminat gibi ücret alacakları ise ayrı ayrı hesaplanırken 25 bin TL’yi geçmeyen alacaklarda Bölge Adliye Mahkemesi’nin kararı kesin olacak, Yargıtay yolu kapanacaktır.

Alacaklar fesih tarihinden hesaplanacak

Haksız işten atma davalarında 4 aylık işsiz kalma ücreti artık tazminat olarak nitelendirilecek. Yani patron işsiz kalınan bu sürenin sigorta primini ödemeyeceği gibi bu süre kıdeme bağlı hakları da olumsuz etkileyecektir.

Davayı kazanıp da işe başlatılmayan işçinin maaşı artık fesih tarihi üzerinden hesaplanacak. Mevcut yasada ise işçinin işe geri alınmadığı  tarih üzerinden hesaplama yapılıyor. Bu da dava sürecinde meydana gelmiş ücret artışları ve kıdem artışlarından işçinin yararlanamaması anlamına geliyor.

Dava açan işçi sendika üye sayısında olmayacak

Sendikaların yetkisi de bu tasarıyla birlikte tırpanlanmaya, işçilerin üyelikleri yok sayılmaya çalışılıyor. Tasarıda işe iade davası açan işçilerin hem çalışan sayısında hem de sendika üye sayısında dikkate alınmayacağı yer alıyor.

Sendikalaşma süreçlerinin neredeyse tamamında işten atma saldırısı yaşandığı ve işçilerin işe iade davası açtığı düşünülecek olursa patronların artık sendikalaşma süreçlerinde işten atma saldırısını daha da yoğunlaştıracağı görülecektir.

Zamanaşımı 2 yıla indiriliyor

Tasarıyla kıdem-ihbar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve yıllık izin alacağında zamanaşımının 2 yıla indirilmesi öngörülüyor. İş davalarının yıllarca sürdüğü düşünüldüğünde bu değişiklikle birlikte ise işçilerin ücret haklarının tamamen gasp edilmesi hesaplanıyor.