TOMİS üyesi Dilbent Türker Kod-29’un kaldırılması talebiyle 149 gündür direnişini sürdürüyor. TOMİS temsilcisi vardiya çıkışı yaptığı seslenişte Sinbo işçilerinin yaşadığı sorunları bir kez daha sıralayarak mücadele çağrısı yaptı. Yıllık izinlerin kullanımında Sinbo yönetiminin hukuksuzluklarını teşhir eden TOMİS temsilcisi “Biz ter dökmezsek, biz olmazsak burası olmaz” dedi.
Konuşmaların devamında yıllık izinlerin yanı sıra Sinbo yönetiminin gece mesailerini yanlış hesaplayarak en az 200 TL gasp ettiğini belirtti. Konuşmaların devamında, Sinbo işçisinin kazanacağı en ufak bir hakkın işçi sınıfı adına kazanıldığının altı çizilerek şunlar ifade edildi:
“Bu devran böyle dönmeyecek. Bizim mücadelemiz devam ediyor. Üyeliklerimiz devam ediyor. Sinbo işçisinin insanca yaşam ve çalışma koşullarına ulaşması için mücadelemiz sürüyor. Bu zamana kadar onların karşılarında birlik ve sendika yoktu. Artık karşılarındayız ve pek çok hak gaspını mücadele ederek kazandık. Sinbo işçisi ancak mücadele ederek kazanabilir.”
150. gün eylemine çağrı
TOMİS, Sinbo’da Kod-29 saldırısına karşı direnişini sürdüren Dilbent Türker’in, “Kadına yönelik şiddete, direnişe yönelik saldırıya, İstanbul Sözleşmesi’nin iptaline karşı gerçekleştireceği eyleme çağrı yaptı.
Direnişin 150. gününde 23 Haziran saat 16.00’da Sinbo direniş alanında gerçekleştirilecek eylem için TOMİS’in çağrısı şöyle:
“Dostlar; içinde bulunduğumuz kapitalist düzen bir avuç sermayedarın çıkarı için saldırılarını devletler eliyle katmetleştiriyor. Her türlü kirli ilişkilerin ayyuka çıktığı bu dönemde hareketi dinç tutmak gerekiyor.
“Son süreçte Sinbo fabrikasında uğramış olduğumuz saldırı; Deniz Poyraz’ın katledilmesi örneğinde olduğu gibi halklara dönük saldırılar, kadına yönelik şiddet, taciz, tecavüz, mobbing ve İstanbul sözleşmesinin iptal edilmesi gündeminden bağımsız değildir. Yaşanan tüm toplumsal sorunlar ve direnişimizin karşı karşıya kaldığı saldırılar sermaye odaklıdır.
“‘Yaşamın Yarısından Kavganın Yarısına’ şiarı ile kadınlar mücadele de en ön safta yerini almalıdır. Kadına yönelik her türlü şiddeti tolere eden bakan Derya Yanık 'kadın' olabilir, ancak kendisi sermayenin dolayısıyla Sinbo patronunun temsilcisidir ve erkek egemen sistemin temsilcisidir. Bizlerin yapması gereken istemek değil, söke söke almaktır. Dayanışmayı büyütmeli, tüm topluma açılan bu savaşa karşı sokakta cevap vermeliyiz. İşçilerin haklarını gasp eden yasalara imza atanlarla, İstanbul sözleşmesinden imzasını çekenler aynı sınıfın mensubudur. İşçilerin, kadınların, LGBT+ bireylerin, öğrencilerin, köylülerin her türlü hakkını gasp eden doğayı talan eden sermaye düzeni ve onun erkek egemen devletidir. Bizler burjuvazinin temsilcilerinden medet ummamalı, kendi irademiz ile sokağı örgütlenmeliyiz.
“Bulunduğumuz alanlarda mücadeleyi yükseltmeliyiz. Kadın işçiler olarak erkek işçi kardeşlerimiz ile el ele verip bu kokuşmuş sermaye düzenine karşı fabrikalarımızda, sokaklarda ve direniş alanlarında mücadeleyi büyütmeliyiz.
“150. gün gerçekleştireceğimiz basın açıklamamıza başta kadınlar olmak üzere tüm işçi-emekçileri davet ediyoruz.”