Tek Gıda-İş Sendikası’na üye oldukları için işten atılan Sibaş işçilerinin direnişi sürüyor. 28 Aralık’tan beri fabrika önünde olan işçilerle işten atılma ve direniş süreci üzerine konuştuk. İşçiler, başta patronlarla uzlaşma niyetleri olsa da bunun oyalama olduğunu anladıklarını ve kazanana kadar direnmeye devam edeceklerini belirtti.
İşçilerden Halime Ulutaş sürecin nasıl başladığını şöyle anlattı: “Sibaş turşu fabrikası Aydın’ın Söke ilçesinin Akçakonak mahallesinde faaliyet gösteren bir firma. Kötü çalışma koşulları, maaş yetersizliği ve şeflerle ilgili bazı sıkıntılarımız bizi bir arayış içine soktu ve Tek Gıda-İş Sendikası’na üye olduk. Örgütlenme süreci Ocak 2018 tarihinde başladı. Patronlar Şubat’ın ilk haftası örgütlenmeyi duydu ve 8 arkadaşımızı işten çıkardı. Bu durumdan sonra ortam gerildi. İşçiler üzerinde baskı ve tehditler, yıldırma politikaları başladı. ‘Üyeliğinizi çekerseniz işten çıkarılmayacaksınız’ gibi vaatlerde bulunuldu ve ‘üyelikten istifa etmezseniz işinize son veririz’ tehditleri de bunları takip etti.”
“Tüm haklarımızla işe iade edilmek istiyoruz”
Birçok işçinin e-devlet şifreleri zorla alınıp üyeliklerinin kontrol edildiğini, bu yüzden açılmış davalarının olduğunu belirten Ulutaş sözlerini şöyle sürdürdü: “Birçok arkadaşımız daha zor işlere ve farklı bölümlere gönderildi ceza olarak. Neticede 80’e yakın sendikalı arkadaşımız sendika üyesi olduğu için işinden oldu. Bizler de bu arkadaşlarımız ile birlikte 28 Aralık 2018’den beri fabrika önünde oturma eylemi başlattık. İşe tüm haklarımız ile iade edilene kadar mücadele edeceğiz. Bu süreçte yanımızda olan çok fazla insan var. Çeşitli sivil toplum örgütleri dayanışmaya geliyor. Yerel basın da yanımızda. Şubat’ın 5 ve 7’sinde mahkememiz var. 29 Mart’a keşif yapılmak üzere tarih alındı. Ondan sonra da 28 Mayıs’a ertelendi.”
“Patronun uzlaşma niyeti yok”
8 yıldır Sibaş’ta çalıştığını belirten Meral Özbek Yavuz da şunları anlattı: “Toplamda 233 kişilik bir fabrika. 117 ile yetki aldık. 80 kişi işten çıkarıldı. Çalışma koşulları kötü. Düşük maaş ve en önemlisi kötü bir yönetim. En basit şeyde hemen ‘kapı orada’ denip kovmakla tehdit ediliyorduk. Kıdem yoktu. 3 günlük işçi ile 15 yılık işçi aynı parayı alıyorduk. Son ana kadar belki uzlaşmaya gideriz diye sustuk. Ama baktık ki patron uzlaşmaktan yana değil. Biz de arkadaşlarla oturma eylemi başlattık. Çevreden çok güzel destekler alıyoruz. Bu bizi daha güçlü ve daha da mutlu ediyor. Zafer bizim olana kadar direnmeye devam.”
Kızıl Bayrak / İzmir