“Salgın sürecinde en tehlikeli işyerleri hastaneler”

DİSK/Genel-İş’in araştırmasına göre, 44 şubesinden 31’inde vaka olduğu, belediyelerde 320 işçide koronavirüs çıktığı belirtildi.

  • Haber
  • |
  • Sınıf
  • |
  • 05 Haziran 2020
  • 19:08

DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikası “Covid-19 salgını ve işyerimizde durum-3 araştırma anketi sonuçları”nı yayınladı. 

Koronavirüs salgını sürecinde Genel-İş Sendikası işçi sağlığı koşullarını anlamak üzere online anket gerçekleştiriyor. Anketin ilkinin 27-28 Mart tarihlerinde, ikincisinin 27-30 Nisan tarihlerinde, üçüncüsünün ise 27-29 Mayıs tarihlerinde uygulandığı belirtildi. 

44 şubeden 31’inde vaka

Açıklanan anket sonuçlarına göre Genel-İş Sendikasının 44 şubesinden 31’inde koronavirüs vakaları görüldüğü ifade edilerek şu bilgiler paylaşıldı:

“8 şubemiz belediye kadrolu işçilerinde, 26 şubemiz belediye şirketlerinde, 5 şubemiz hastane işyerlerinde, 4 şubemiz konut işyerlerinde ve 3 şubemiz üniversite işyerlerinde salgın hastalığa yakalanan üyelerimiz bulunduğunu belirtmiştir. Bir önceki anketimizden bu yana geçen sürede belediye şirketinde vaka olduğunu belirten şubelerimizde 8, konut işyerlerinde vaka olduğunu belirten şubelerimizde 3, üniversite işyerlerinde vaka olduğunu söyleyen şubelerimizde ise 2 artış olmuştur.”

Salgın sürecinde en tehlikeli çalışma alanının hastaneler olduğu belirtilen anket sonuçlarında “Bunu konut, üniversiteler, belediye şirketleri ve belediye kadrolu işçiler izlemektedir” denildi. 

Belediyelerde 320 işçide koronavirüs

Anket sonuçlarına göre belediyelerde çalışan Genel-İş Sendikası üyesi 320 işçiye koronavirüs tanısı konuldu. Koronavirüs tanısı konulan işçilerin çalışma yerlerine ilişkin şunlar söylendi:

“15 şubemiz temizlik işlerinde, 10 şubemiz fen işlerinde, 7 şubemiz idari-mali işlerde, 6 şubemiz zabıta biriminde, 6 şubemiz sosyal yardımda, 4 şubemiz park-bahçelerde, 3 şubemiz toplu taşımada ve 3 şubemiz diğer birimlerde (veterinerlik ve spor birimleri) Covid-19 vakaları olduğunu belirtmiştir.”

Ayrıca bunlardan 161’inin temizlik biriminde çalıştığı belirtilerek, tedbirlerin yetersizliğine dikkat çekildi.

“Çalışma ortamı sosyal mesafe kuralına uygun değil”

Genel-İş Sendikası alınan önlemlerin yetersizliğine dikkat çekerek en yaygın eksikliklerin olduğu başlıklara dair sonuçlar açıkladı: 

  1. İş Sağlığı ve Güvenliği Kurullarında sendika temsilcilerinin söz ve karar sahibi olmaması
  2. İş Sağlığı ve Güvenliği Kurulları’nda salgına yönelik kararlar alınmaması ya da uygulanmaması
  3. Salgın sürecine özgü “Acil Durum Planı” yapılmamış olması
  4. Çalışma ortamının sosyal mesafe kuralına uygun olmaması

İşçilerin talepleri

Anket sonuçlarına göre Genel-İş Sendikasının örgütlü olduğu işyerlerinde üyelerin talepleri şöyle:

“• Testlerin ücretsiz ve yaygın biçimde yapılması, 

• Çalışma ortamının salgın mesafe kuralına uygun biçimde organizasyonu ve düzenli dezenfeksiyonu, 

• Yapılan işe uygun ve yeterli kişisel koruyucu ekipmanın düzenli olarak sağlanması, 

• Mesai saatlerinin salgın koşullarına göre kısaltılması, dönüşümlü ve uzaktan çalışma yapılması, 

• Ücretli ve idari izinli sayılanların yol-yemek ücretlerinin kesilmesine son verilmesi,

• Tehlike ve riskin yüksek olduğu alanlarda çalışanlara risk primi verilmesi, 

• Kısa çalışma ödeneği, yıllık izin ve ücretsiz izin dayatmalarının son bulması,

• Toplu sözleşme önündeki engellerin kaldırılması ve özgür toplu sözleşme sürecinin başlaması, 

• Kronik rahatsızlığı bulunan işçilere salgın süresince ücretli izin verilmesi, 

• Sahada çalışan işçilere yönelik ayrımcılığa son verilmesi, 

• Belediyelerin halka hizmet sorumluluğunun yanı sıra işçiye olan görev ve sorumluluklarını da yerine getirmesi, 

• Ücretlerin ve mesailerin geç ödenmesine son verilmesi, 

• İşverenle salgın protokolü imzalanarak, salgın sürecinde hakların kayıt altına alınması,

• Salgın koşullarına uygun işçi servislerinin sağlanması, 

• İş Sağlığı ve Güvenliği Kurulları’nın işletilmesi ve kurulca alınan kararların uygulanması, 

• Salgının ikinci dalgasına karşı işyerlerinde şimdiden komitelerin kurulması, 

• Salgın süreci kullanılarak üyelerimizin sendikal tercihlerine yöneltilen saldırılara son verilmesidir.”