İş cinayetlerinin birinci dereceden sorumluları olan patronlar, kendilerini kollayan mahkemeleri eliyle iş cinayetlerinin suçunu da öldürdükleri işçiye yüklüyorlar. Ayrıca iş cinayetini “iş kazası” olarak gösterip tazminattan kurtuluyorlar. Pişkinlikte sınır tanımayan patronlar ise işçilerden tazminat isteyebiliyor.
Tekirdağ'da bir tekstil fabrikası patronu iş cinayetinde yaşamını yitiren işçinin ailesine “şirket prestij kaybetti” diyerek 150 TL'lik tazminat davası açtı.
Gazete Duvar'da Serkan Alan'ın haberine göre Tekirdağ’ın Ergene ilçesi Velimeşe Organize Sanayi Bölgesi’nde ‘Boyko Tekstil’ adlı fabrikada çalışan 38 yaşındaki elektrik teknisyeni Cengiz Fekadar, güvenlik kamerası tamiri için çıktığı fabrikanın çatısında elektrik akımına kapılarak öldü. 25 Eylül 2018’de meydana gelen iş cinayetinin ardından fabrikanın bir bölümünde yangın çıktı.
İki çocuk babası Cengiz Fedakar’ın ölümünün ardından, Çorlu 4’üncü Asliye Ceza Mahkemesi tarafından fabrika müdürü hakkında ‘taksirle ölüme sebebiyet verme’ suçlamasıyla dava açıldı. Fedakar’ın ailesi de ayrıca tazminat davası açtı.
Fedakar’ın ölümüyle ilgili her iki dava devam ederken iş cinayetinde ölen Fedakar’ın çalıştığı ‘Boyko Tekstil’ adlı şirket de harekete geçti. Şirket “maddi ve manevi zarara uğradığı” gerekçesiyle fabrika çatısında ölen Cengiz Fedakar’ın mirasçılarına tazminat davası açtı. Şirket, Fedakar’ın iki çocuğu ve eşinden 137 bin 952 TL maddi, 10 bin TL de manevi olmak üzere yaklaşık 150 bin TL’lik tazminat talep etti.
Fabrika iki gün üretim yapamamış!
Şirket tazminat davası dilekçesinde, ölen işçinin birim amirinin bilgisi ve talimatı dışında kamerayı tamir etmek için çatıya çıktığını iddia etti, çıkan yangın nedeniyle fabrikanın üretime iki gün ara verdiğini belirtti.
Dilekçede, işçi Cengiz Fedakar’ın ölümü ‘iş kazası’ olarak nitelendirildi ve fabrikada çıkan yangının ardından şirketin maddi zarara uğradığı, ortaya çıkan zararın poliçe muafiyet tutarının altında kalması nedeniyle sigorta şirketinden tahsil edilemediği ifade edildi.
‘Prestij kaybına uğradık’ dediler
Şirketin işçilerin güvenli bir ortamda iş görmeleri için tüm olanaklarının seferber edildiği ifade edilen tazminat davası dilekçesinde, “Şirket, halk arasında merdiven altı tabir edilen bir şirket muamelesi görmekle, ceza yargılanmasına ve fahiş tazminat taleplerine konu olmakla ve üretime ara verilmesi neticesinde, müşterilerin siparişlerini geciktirerek prestij kaybına uğramakla manevi zarara da uğramış vaziyettedir” ifadelerine de yer verildi.
Bilirkişi raporu hakkında suç duyurusunda bulundular
Şirketin tazminat davası dilekçesinde, işçi Cengiz Fedakar’ın ölümünün ardından hazırlanan bilirkişi raporuna dair itirazlar da yer aldı. Dilekçede, ilk bilirkişi raporunda ölen çalışanın ‘asli kusurlu’, ikinci raporda ise “delil durumunda değişiklik olmamasına rağmen” şirket müdürünün ‘asli kusurlu’, ölen çalışanın ise ‘tali kusurlu’ olduğuna dikkat çekildi.
Şirketin müdürü hakkında ‘taksirle ölüme sebebiyet verme’ suçlamasıyla dava açılmasına gerekçe olarak gösterilen 5 Temmuz 2019 tarihli ikinci İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanı Bilirkişi raporuna karşı suç duyurusunda bulunulduğunu belirten şirket, bu şikayetin ardından başlatılan soruşturmanın hala devam ettiğini hatırlattı.
Tazminatın faiziyle ödenmesini talep ettiler
Şirket, ölen işçinin ailesinin açtığı tazminat davası yargılamasının devam ettiği Çorlu 1’inci İş Mahkemesi’ndeki dosyayla kendi açtıkları tazminat davası dosyasının birleştirilmesini talep etti.
Öte yandan şirket, ölen işçinin ailesine açtığı 137 bin 952, 70 TL’lik maddi, 10 bin TL’lik manevi tazminatın işçi Cengiz Fedakar’ın öldüğü 15 Eylül 2018 tarihinden itibaren yasal faiziyle ödenmesini talep etti.
Fatma Fedakar: çocuklarımın hakkını onlara bırakmayacağım
Eşinin ölümünün ardından orta okula giden iki çocuğuyla birlikte Tekirdağ’dan ailesinin yanına, Amasya’ya taşınan Fatma Fedakar geride kalan 18 aya ilişkin, “Eşimin ölümünün ardından zaman benim için de çocuklarım için de çok zor geçti. 15 yıllık hayatı paylaştığın insan aniden gidiyor ve koskoca bir boşluk oluşuyor” dedi.
Şirketin açtığı tazminat davasını öğrenmesinin ardından ağladığını ve şirket yetkililerini aramak istediğini söyleyen Fatma Fedakar, “Açılan davanın ardından çok kötü oldum. Arayıp kızmak istedim. Giden canın yerine, orada oluşan hasar neyse onun ücretini talep etmelerine çok kızdım ve oturdum ağladım. Mahkeme süreci olduğu için onları arayıp bir şey söyleyemedim. Tazminat ödemeye mahkûm edilirsek, ödemeye ekonomik gücümüz yok. Şu an çalışmıyorum, sadece çocuklarımla ilgileniyorum. Eşimi olay gününden bir gün önceki gibi sağ salim geri getirsinler oturduğumuz evi satıp yine tazminatlarını öderiz. Sonuçta bir can gitti. Canın yerini hiçbir şeyle ödeyemezler. Yapılan hasarı talep ediyorlar ve bu haksızlık” diye konuştu.
Şirkete yönelik açtıkları tazminat davasının da peşini bırakmayacağını belirten Fedakar, “Çocuklarımın hakkını onlara bırakmayacağım. Kendi geleceğimi kenara bıraktım çocuklarımın geleceğiyle oynadılar. Biri 12 biri 14 yaşında. Onların hakkını aramaya devam edeceğim” dedi.