Özel bir şirkette çalışan işçi yaşamını yitirdi. Patron, ailesine miras kalan haklarını vermemek için iki ayrı işten çıkış belgesi düzenledi. Yargıtay 22. Hukuk Dairesi, işverenin fesih sahteciliğini ortaya çıkardı. Yaşamını yitiren işçinin ailesi kıdem tazminatı, fazla mesai ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ve asgari geçim indirimini istedi.
Artı Gerçek'te yar alan habere göre davalı şirket sahibi ise iş sözleşmesine ölüm nedeni ile değil, murisin fabrikada çalışan diğer bir işçi ile gönül ilişkisi içine girmesi, bu olayın fabrikada ciddi dedikodulara neden olması ve çalışma düzeninin bozulması nedeni ile haklı sebeple son verildiğini belirterek, davanın reddini savundu.
Konuyu Yargıtay’a taşıyan ailenin talebi doğrultusunda yapılan incelemede, işverenin iki ayrı ölüm belgesi düzenlediği anlaşıldı. Birinci belgede iş akdinin sonlanmasını ölüm olarak belirtilirken, ikinci çıkış ise işten çıkış kodu 29 olarak gösterildi. Söz konusu kod yüz kızartıcı nedenlerden ötürü haklı fesihlerde kullanılıyor.
Yargıtay 22. Dairesi’nin kararında bulunan ilgili kısımlar ise şu şekilde:
"Somut olayda işveren tarafından murise ait iki adet çıkış bildirgesinin verildiği anlaşılmaktadır. 27.05.2015 tarihli bildirgede işten çıkış kodunun 10 (ölüm), çıkış tarihinin ise 23.07.2015 olarak gösterildiği, ikinci çıkış bildirgesinde ise bildirimin 01.08.2015 tarihinde verildiği, işten çıkış kodunun 29 (ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırılık) olarak, çıkış tarihinin de 23.07.2015 tarihi olarak belirtildiği anlaşılmıştır. Murisin iş yerinde başka bir çalışanla gönül ilişkisi içinde olduğu ve bu durumun iş yerinde huzursuzluk çıkarttığına ilişkin tutanak ise 10.07.2015 tarihinde tutulduğu tespit edilmiştir. Murise ait ölüm belgesi ve veraset ilamında ise davacının ölüm tarihinin 23.07.2015 olduğu anlaşılmıştır. Tüm belirtilenler bir arada değerlendirildiğinde her ne kadar muris hakkında iş yerinde yaşadığı gönül ilişkisi sebebi ile bir soruşturma yürütülmekte ise de söz konusu soruşturma bitirilmeden murisin öldüğü ve sözleşmenin ölüm ile son bulduğu kanaatine varılmıştır. Davalı işveren tarafından verilen ilk çıkış bildirgesi de bu durumu desteklemektedir. Hal böyle iken davacıların kıdem tazminatı talebinin kabulü gerektiği halde reddine karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir. Temyiz olunan kararın bozulmasına oy birliği ile karar verildi."