İşyeri komitelerinde birleşelim, mücadeleyi yükseltelim!
2021 yılı için geçerli olacak asgari ücret, AGİ dahil 2825 TL olarak belirlendi. Açlık sınırının 2.590 TL, yoksulluk sınırının 8.436 TL olduğu günümüzde, işçi sınıfına yine sefalet ücreti dayatıldı. Asgari ücretin belirlenmesinin ardından sırada Ocak ayı zamları var. Tekstil ve dokuma sektöründe ise bir kez daha asgari ücrete yapılan zam, Ocak ayı zamlarında belirleyici oluyor.
Tekstil patronları bugünden yine sıfır zam vermenin hesaplarını yapmaya başladılar. Zira, asgari ücrete yapılan 500 TL zammın çok olduğundan ve pandeminin uğrattığı zararlardan dem vuruyorlar. Oysa ki, pandemi döneminde bizler ölümüne çalışırken, tekstil ve dokuma patronları karlarına kar kattılar, pandemiyi fırsata çevirdiler. AKP iktidarı tarafından patronlara sağlanan teşvikleri tepe tepe kullandılar. Pandemiye dayanarak, bizleri daha da köleleştiren ücretsiz izin, kısa çalışma, telafi çalışma vb. uygulamaları hayata geçirdiler. Bizler virüsle baş başa 12 saat fazla mesai ile çalışırken, onlar kârlarına kâr kattılar.
Milyonlarca işçinin kaderinin belirlendiği asgari ücret sürecinde ise, örgütsüz olduğumuz ve masada oturan sendika bürokratları bizleri temsil etmediği için, sadece izlemekle yetindik. Ancak tek tek işyelerinde ve bulunduğumuz havzalarda ocak zamlarını bizler belirleyebilir, toplu sözleşmelerimizi yapabiliriz.
Bunun en temel şartı ise, kendi gücümüze ve birliğimize güvenmektir. Bugünden itibaren yapmamız gereken şey işyerlerinden başlayarak kuracağımız komitelerimizle, birliklerimizle, ocak zamlarına hazırlanmaktır.
İkinci olarak taleplerimizi netleştirmektir. İnsanca yaşam ve insanca yaşamaya yetecek bir ücret biz işçilerin en temel hakkıdır. Patronlar bizlerin ücretlerini düşürerek daha fazla kâr elde etmeye çalışırlar. Sermayeleri olmadığı için değil, daha fazla kar dürtüsüyle bizleri daha düşük ücrete mahkûm etmek isterler. Biz işçilerin daha fazla ücret alabilmesi ise, vereceğimiz mücadelelere bağlıdır. İşçilerin ücretlerini belirleyici olansa iki sınıfın, sermaye sınıfı ve işçi sınıfının mücadelesidir, bu mücadelede kimin daha baskın olacağıdır. Dolayısıyla ocak ayı zamları sürecinde somut talebimiz patronların ne verebileceği değil, bizlerin ne istediği olmalıdır.
Aynı zamanda birliğimizin gücüyle, taleplerimizi kazanmak için, üretimden gelen gücümüzü kullanmaya, yani grev de dahil olmak üzere, kazanmak için her türlü mücadeleye hazır olmalıyız. Çünkü biliyoruz ki, mücadele vermeden kazanma şansımız yoktur.
Tekstil ve dokuma patronları kârlarına kâr katmalarına rağmen, pandeminin ve her geçen gün ağırlaşan krizin faturasını bizlere çıkarmaya çalışıyor. Bizlere kölece çalışma koşullarını ve düşük ücretleri dayatıyorlar. Bize kestikleri faturayı ödememek için, insanca bir yaşam için, insanca yaşamaya yetecek ücret için, işyeri komitelerinde birleşelim, mücadeleyi büyütelim...
Tekstil İşçileri Birliği