Metal İşçileri Birliği üyesi bir işçi, gazetemize gönderdiği mektupta Birleşik Metal-İş’in “Metal işçilerinin arayışlarının karşılığı demokratik sınıf ve kitle sendikacılığı anlayışındadır” açıklamasına atfen bazı soruları dile getirdi.
MİB’li işçinin Birleşik Metal-İş’e soruları şöyle:
“’Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz’ diye bitirmişsiniz açıklamanızı. Açıklamanız boyunca söylediğiniz tek doğru şey bu olsa gerek. Gerisi yalan dolan!
İşte yalanalar:
- Sendikanın gerçek sahibi olan işçilerse; grev yasağını tanımak istemeyen ve yasağa rağmen bugün Ford işçilerinin yaptığı fiili grev gibi grevi devam ettirmek isteyen Cengiz Makina işçilerini kolundan tutup zorla işbaşı yaptıran Gebze Şube Başkanı, yöneticileri ve ‘uzmanlarınız’ değil miydi? Sınıf sendikacılığından anladığınız buysa gidin Mars’ta sendikacılık yapın bizden de uzak durun. Olur mu?
- Grev sürecinin ardından İstanbul 2 No’lu Şube’ye bağlı Paksan fabrikasında mevcut temsilcilere rağmen aday olan bir işçinin türlü saldırı ve karalamalarla karşı karşıya kaldığını tüm işçiler biliyor. Bugün Türk Metal’in bu işçi hareketine karşı kullandığı ‘terör’, ‘komünist’ dilinin baştemsilci Rıfat Coduran’nın ağzından düşmediğini tüm Paksan işçileri biliyor. Temsilci adayı olan işçi arkadaşın şube başkanı ile görüşmek için şubeye gittiğinde şube başkanının görüşme tenezüllünde bile bulunmadığını unutmadık. Bu mu ‘istediğin gibi temsilciliğe aday olabilirsin’ anlayışı?
- Yöneticileri özgürce seçmekten bahsediyorlar. İnsanın hadi ordan diyesi geliyor. Trakya Şubesi eski başkanını hangi ayak oyunları ile görevden aldığınıza tüm Trakya şahit. Şube başkanını itibarsızlaştırmak için DY-SK Metal grevinde yaşananlar, Türk Metal’in Disa Otomotiv’e dönük hamlesinde sergilediğiniz ikiyüzlü oyunlar, grev çadırında işçileri şube başkanına dönük kışkırtmalar ve daha sayabileceğimiz onlarca örnek... Bunları sizin sendikal anlayışınız yaptı. Oyunlarla birini şube başkanı yaptınız. Bu mu sizin özgürce seçim anlayışınız? Aman bizden uzak durun başka ihsan istemiyoruz. Olur mu?
- Çel-Mer işçilerine yaptığınızı işçiler unutmadı. İşçilere polis tarafından yapılan baskıları görmezden geldiniz. Şimdi Bursa’da metal işçilerine aynısı yapılıyor. Siz mi bu işçilere sahip çıkacaksınız? Güldürmeyin insanı.
- Toplu iş sözleşmesi süreçlerine özel önem veriyorlarmış. Kendime soruyorum. Ben başka bir gezegende mi yaşıyorum diye? 21 Aralık’ta Gebze’de yapılan mitinge kadar hepiniz şube ve genel merkez seçimleri için köşelere çekilmiş kulis yapmıyor muydunuz? İşçilerin grev kararlılığını görünce zorla grev kararı alan siz değil miydiniz? Grev yasağının ardından grevi devam ettirmek isteyen Kroman Çelik, Sarkuysan, Cengiz Makina, Yücel Boru, Çayırova Boru işçilerinin ‘grevi devam ettirelim’ haykırışı dün gibi kulağımda. ‘Tabanın sözünü dinleyen’ beyler; bu mu tabanın sözünü dinlemek?
- Sözleşmenin imzalanıp imzalanmayacağına işçiler karar verirmiş. Yapma ya! Bir örnek vereceğim. DY-SK Metal grevinin imzalandığı sözleşme toplantısına işyeri temsilcilerinin alınmadığını tüm Türkiye biliyor. Daha verilecek onlarca örnek var. Bunun neresinde var işçiye sormak?
- İşçilerin sınıfsal çıkarlarını gözetiyorlarmış. Soma faciası yaşadığında grev dediniz. Ama birçok fabrikada yemek paydosunda ya da işe girişlerde basın açıklması yapmaktan öteye geçmediniz. Bu mu kar hırsı yüzünden katledilen işçilere sahip çıkmak? Bu mu işçilerin sınıfsal çıkarlarına sahip çıkmak?
- Çelik-İş’le bir farkınız olduğunu anlatmak için bu açıklamayı yaptığınızı da fark ettim bu arada. Aynısınız aynı! Bu konuda da birkaç soru soracağım. Siz neyin kafasını yaşıyorsunuz? ‘Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz’ öyle değil mi?"