Mersin Belediyesi’nde işten çıkarma

Mersin Büyükşehir Belediyesi’nde taşeron işçiler işten çıkarıldılar.

  • Haber
  • |
  • Sınıf
  • |
  • 31 Mayıs 2014
  • 16:12

Mersin Büyükşehir Belediyesi, DİSK’e bağlı Genel İş Sendikası Mersin Şubesi ile 1 Temmuz 2013’te toplu sözleşme yapmıştı. 30 Haziran 2016’da sona erecek anlaşma süresi dolmadan, Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz TİS hakkı devam eden 97 işçinin işine son verildiğini açıkladı.

İşçilere dün amirleri tarafından işten çıkartıldıkları söylendi. İddiaya göre, belediye yetkilileriyle görüşen işçilere işe devam edebilmeleri için ‘referans bulmaları’ teklif edildi.

Gelişmelerle ilgili Mersin İmece’ye konuşan DİSK Genel-İş Şube Başkanı Kemal Göksoy, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz’ı uyararak şöyle dedi: “Recep Tayyip Erdoğan’ın yerel versiyonu olan Burhanettin Kocamaz bilmelidir ki, Mersin’in yapısı dikta rejimini kaldırmaz. İşçinin, emekçinin hakkını gasp eden, işçiyi yok sayan bir anlayışa tahammül etmemiz mümkün değildir.”

Genel-İş Sendikası Şube Başkanı Kemal Göksoy, Mersin Büyükşehir Belediyesi’nde bin 115 üyeleri olduğunu belirterek, bunların % 90’ının toplu iş sözleşmesi hakkını kazanan işçiler olduğunu söyledi. Ancak dün itibariyle toplu iş sözleşmesi olan 97 işçinin işine son verildiğini anlatan Göksoy, Burhanettin Kocamaz’ın kendisini yasaların üstünde gördüğünü ifade etti.

Mersin’in böyle bir zihniyetle yönetilemeyeceğini ifade eden Göksoy ayrıca şunları söyledi: “Belediye yönetimini uyarıyoruz. Bizlere 97 işçimizin akıbetiyle ilgili bilgi vermek zorundalar. Mersin dikta rejimini kaldıramaz. İşçilerimizin hepsi eğitimli, sertifikalı işçiler. Eğer onlarla yollarına devam etmeyeceklerse bunun nedenini de açıklamak zorundalar. Belediye yöneticileri, işçilere ‘eğer iyi bir referans bulursanız işe devam etme olasılığınız var’ demişlerdir. İşçinin en iyi referansı emeğidir, bunu böyle bilmeliler. Ayrıca belediyede örgütlenmeye çalışan Hizmet-İş Sendikası da Başkan Kocamaz’dan icazet aldıklarını açıkça söylemektedirler. Böyle sendikacılık olur mu?”