Memur-Sen emekçilerin karşısında, sermaye devletinin yanında

Kamuda 2018-2019 4. Dönem TİS görüşmelerinde yetkili sendika Memur-Sen, sermaye devletinin yanında yer alarak emekçilerin haklarının gasp edilmesinin ve sefalete sürüklenmesinin önünü açma çabasında.

  • Haber
  • |
  • Sınıf
  • |
  • 10 Ağustos 2017
  • 14:56

Yaklaşık 3.2 milyon kamu emekçisi ile 1.9 milyon kamu emekçisi emeklisini ilgilendiren 4. Dönem TİS görüşmelerinin ikinci turu bugün görülüyor.

KESK Eş Genel Başkanlarının Devlet Personel Başkanlığı tarafından kamudan “ihraç” edilmeleri sebebiyle kabul edilmedikleri toplu sözleşme masasında, emekçiler adına imza yetkisine sahip olan tek konfederasyon ise yandaş sendika Memur-Sen.

Emekçilerin haksız ihraçlarını savunan Memur-Sen

Toplu sözleşmenin 1 Ağustos tarihinde yapılan ilk oturumunda KHK’lar eliyle binlerce kamu emekçisinin kamudan ihraç edilmesini “15 Temmuz sonrası alınan tedbirler yerinde tedbirlerdir” diyerek savunan Memur-Sen, bu TİS sürecinde de kamu emekçilerini sermaye devletinin köleleri yapmak için çaba harcıyor.

Memur-Sen’in misyonu: Güvencesizleştirme saldırısının önünü açmak

Sermaye devletinin kamudaki güvencesizleştirme saldırısına ilişkin “Güvenceli istihdam” ifadelerini dile getiren Memur-Sen, TİS taslağında sözde yer verdiği taşeronluğun tamamen kaldırılması talebinde sessizliğini koruyor. Ayrıca sermaye devletinin performans sistemi, iş güvencesinin gasp edilmesi, özel sözleşmeli personel gibi başlıkların yer alacağı, “kamuda yeni personel rejimi” düzenleme hazırlıklarına karşı da Memur-Sen sessizliğini koruyarak sermaye devletiyle işbirlikçi tutumunu ise sürdürüyor. İcraatları ve açıklamaları ile kamu emekçilerinin haklarına sahip çıkmayan Memur-Sen, sermaye devletinin, emekçileri sefalete ve hak gasplarına sürüklemesinin önünü açıyor.

Memur-Sen’in ‘zam teklifi’ yoksulluk sınırının altında

Bunların yanı sıra, Memur-Sen’in toplu sözleşme masasına getirdiği zam teklifi de kendi araştırmalarında ortaya konulan yoksulluk sınırının altında kaldı. Memur Sen 4. Dönem TİS görüşmelerine 24 Temmuz tarihinde yaptığı yürüyüş ve basın açıklaması ile TİS taslağını sunmuştu. Taslakta ise 3 alternatifli zam talebi yer almıştı. Taslağa göre, iki yılın sonunda en düşük devlet memuru maaşının en fazla 3.405 TL olması planlanıyor. Memur Sen’in açıkladığı, Temmuz ayına ilişkin dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 1.713 TL iken yoksulluk sınırı ise 4.801 TL.

Yoksulluk dayatmasına bahane: “Birliğimiz bozulmasın” yalanı

Memur-Sen’in kendi açıkladığı yoksulluk sınırının altında bir maaş teklif etmesinin sebebini de sendikanın genel başkanı Ali Yalçın, 24 Temmuz tarihinde “Kamu görevlilerinin sözcüsü, toplu sözleşmenin öncüsü” pankartı arkasında yaptığı konuşmada “Yakın dönemde gerçekleşen kamu işçilerine yönelik toplu iş sözleşmelerine zemin oluşturan çerçeve sözleşmeyi, 15 Temmuz ihanet kalkışmasının ve öncesindeki Türkiye’ye yönelik operasyonların etkilerini, bu türden engellemelerin milletimiz üzerinde oluşturduğu birlik ve motivasyonu realize ettik” diyerek ortaya koydu.

Memur-Sen’in ‘realize ederek’ kamu emekçilerine reva gördüğü maaş yoksulluk sınırının altında kalırken “milli birlik” denilenin de emekçilerin patronu, sermaye devletinin birliği olduğu bir kez daha ortaya serilmiş oldu.

Zam teklifine paravan “hac farizası izni”

Yalçın, yoksulluk sınırının altında seyreden maaş zamları tekliflerinin üzerini ise kamu emekçilerinin dini duygularını istismar ederek örttü. 3. Dönem Toplu Sözleşme’de yer alan cuma namazı hükmünü hatırlatan Memur-Sen “Bu kapsamda, ‘helal gıda’, ‘Hac farizası izni’, ‘dini bayram ikramiyesi’ ve benzeri konu başlıklarına 4. Dönem Toplu Sözleşme tekliflerimiz arasında yer verdik” diyerek övündü.