AKP-MHP iktidarının topluma yönelik saldırıları her geçen gün artıyor. Süregelen ekonomik ve sisyasal krizin derinleşmesi iktidarı daha da pervazlaştırıyor. Pandemi koşullarının hakim olduğu bir dönemden geçiyoruz. Milyonlarca işçi ve emekçi pandemi koşullarında iktidar tarafından açlığa ve yoksulluğa terk edildi. Sermayedarlar ise bu süreçte istedikleri teşvikleri aldılar. İşçi ve emekçiler fabrikalarda patronların kârı uğruna pandemi koşullarında ölüme terk edildi. Fabrikalarda göstermelik önlemler dışında önlemler alınmadı. Bu süreçte yüzlerce işçi ve emekçi koronavirüsten kaynaklı hayatını kaybetti. Ne iktidarın ne de patronların umurunda olduk. İşçiler ve emekçiler pandemi koşullarını fırsata çeviren patronlar tarafından esnek ve güvencesiz çalışma uygulamaları ile çalıştırıldı.
Pandeminin birinci yılını geride bıraktık. Bir yıllık süreçte işçi ve emekçilere her türlü kötülük reva görüldü. Emekçiler kendi kaderlerine terk edildi.
İktidar pandemi koşullarını fırsata çevirerek her türlü uygulamayı istediği gibi hayata geçiriyor. Buna karşı ses çıkaran ilerici ve devrimci örgütleri ise baskı, gözaltı ve tutuklamalarla susturmaya çalışıyor. Patronlar da iktidardan aldıkları güç ile işçi ve emekçilere istediklerini yapıyorlar. Sözde işten atmanın yasak olduğu bir yerde 177 bin işçi Kod 29 ile işten çıkartıldı. Haklarına ve emeğine sahip çıkan işçi ve emekçiler keyfi olarak işten atılmayla karşı karşıya kaldılar. Sendikal örgütlenme faaliyetlerinin önüne geçilmeye çalışıldı. Tüm bu saldırılara rağmen işçi ve emekçiler hakları ve gelecekleri için direniyor ve mücadeleyi kararlılıkla sürdürüyorlar.
Sendikamızın SML Etiket fabrikasında örgütlenme çalışması yürüttüğü aşamada fabrikada sendika üyelerimiz işten çıkartıldı. Bunun sonucunda üyelerimiz ile birlikte 79 gündür fabrika önünde direniyor ve mücadele ediyoruz.
İstanbul Valiliği'nin koronavirüs tedbirleri adı altında aldığı karar gereği İstanbul genelinde 1 aylık eylem ve etkinlik yasakları getirildi. Bunun sonucunda direnişimizin 76. gününde fabrika önünde polisler tarafından engellenerek, üyelerimiz ile birlikte göz altına alındık. Direniş alanında 3 kişi olmamıza rağmen SML Etiket fabrikası polisler tarafından kuşatılmıştı. Fabrika çevresinde yaklaşık 200 polis bulunmaktaydı.
İstanbul Valiliği'nin almış olduğu karar tamamen keyfi bir karardır. Ticari amaçlı faaliyetler engellenmezken, direnen işçi ve emekçilerin mücadeleleri bu şekilde engellenmeye çalışılıyor.
Ayrıca Bakırköy'de Sinbo, Tur Assist, Bayrampaşa Belediyesi ve Bakırköy Belediyesi direnişçileri ile bir araya gelerek 1 Mayıs sürecini konuştuk, tartıştık ve neler yapabiliriz diyerek planlamalar gerçekleştirdik. Bunun sonucunda direnen işçilerin katılacağı canlı yayın ve 1 Mayıs öncesinde Bakırköy meydanında direnişçiler olarak 1 Mayıs açıklaması yapma kararı aldık.
Bakırköy meydanında basın açıklaması için bir araya geldiğimizde yüzlerce polis tarafından meydan çevrilmişti. Direnişçi işçiler ile ortak düzenleyeceğimiz basın açıklaması konusunda sendikalar masası polisi ile görüştüğümüzde, hiçbir şekilde izin vermeyeceklerini ve kim var ise gözaltı yapacaklarını söylediler. Bizler de kendilerine İstanbul Valiliği'nin almış olduğu kararın tamamen keyfi bir karar olduğunu, direnen işçi ve emekçilerin mücadelelerinin engellenmek istendiğini, 1 Mayıs öncesinde yapılacak eylem, etkinlik ve bildiri dağıtımının önüne geçilmeye çalışıldığını ifade ettik.
Daha sonra polis alanda bulunan herkese azgınca saldırarak işkence ile gözaltı yaptı. Bulunduğum gözaltı aracında Bakırköy'den Bayrampaşa devlet hastanesine götürülene kadar polisin işkencesine maruz kaldık. Copların ters kısımları ile işkence uyguladılar. Araba içerisinde keyfi olarak ters kelepçe taktılar.
Ama bizlere yapılan işkenceler mücadele etmemizin önüne geçemeyecek. “1 Mayıs yasaklanamaz” demeye devam edeceğiz. Emek ve onur mücadelemizin engellenmesine izin vermeyeceğiz.
AKP iktidarı lebalep kongreler yaparken, bizlerin uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü olan 1 Mayıs, keyfi yasaklama ile karşı karşıya ve biz devrimci işçiler ve direnenler olarak bu keyfi yasağı kabul etmiyoruz.
Yapılanların hepsi örgütlenmenin ve mücadele etmenin önüne geçmek içindir. Bizler SML Etiket direnişçilerimiz ile de mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz. Onların yasakları keyfi, bizim direnişimiz meşrudur. SML Etiket patronundan, yöneticilerinden ve üretim yaptığı firmalardan hesap sormaya devam edeceğiz.
Bir kez daha belirteyim ki 1 Mayıs yasaklanamaz! Keyfi yasaklara karşı birleşik ve kitlesel bir şekilde 1 Mayıs'ta alanlarda olmalıyız. Haklarımıza ve geleceğimize sahip çıkmak zorundayız. Her alanda fiili-meşru mücadeleyi örgütlemeye devam edeceğiz!
İşçilerin birliği sermayeyi yenecek!
Kahrolsun ücretli kölelik düzeni!
Yaşasın 1 Mayıs! Bijî yek gulan!
DEV TEKSTİL Temsilcisi Okan Karaçam