Greif işgalinin birinci yılı yaklaşıyor. Devrimci işçilerin önderliğinde, taşeron köleliğine, düşük ücretlere, ağır ve yıpratıcı çalışma koşullarına karşı örgütlenen Greif işçileri, TİS sürecinde taleplerinin kabul edilmemesi üzerine 2014 yılının 10 Şubat’ında fabrikalarını işgal etmişlerdi.
Gücünü Greif işçilerinin örgütlü iradesinden ve taban inisiyatifinden alan bu devrimci işçi eylemi, sınıf mücadelesi bakımından büyük birikimler ve eşsiz deneyimler yarattı. Greif sermayesinin baskılarına ve sendikal ihanet çetesinin alçakça yürüttüğü ayak oyunlarına karşı tam bir direniş manifestosuna dönüşen Greif işgal eylemi; devrimci sınıf hareketine yeni ölçütler kazandırarak işçi sınıfı tarihindeki onurlu yerini almayı başardı.
Birinci yılını geride bıraktığımız bu büyük direnişten döne döne öğrenmek, sınıflar mücadelesi kapsamında sonuçlar çıkarmak ve gündelik mücadelede bu deneyimlerin ışığında yol yürümek büyük bir önem taşıyor.
Greif işgalini yaratan koşullar devam ediyor
Bilindiği üzere Greif fabrikaları işçiler açısından cehennem koşullarını aratmayacak bir tabloya sahipti. Düşük ücretler, ağır çalışma koşulları, baskı, hakaret ve hepsinden de önemlisi taşeron köleliği Greif’in tüm fabrikalarında hüküm sürüyordu. İşte işgal eylemini hazırlayan süreç tam da bu nesnel koşullar üzerinden şekillendi. İşçilerde biriken öfke devrimci işçilerin elinde örgütlü bir güce dönüştü ve bu güce dayanılarak 60 gün boyunca Greif sermayesinin kalelerinde direniş bayrağı dalgalandırıldı.
Bugünün Türkiye’sinde Greif cehennemini aratmayan yüzlerce fabrika var. Türkiye işçi sınıfının büyük bir kesimi bugün açlık sınırının altında seyreden ücretlere çalıştırılıyor. Taşeronluk olağan çalışma rejimi haline gelmiş bulunuyor. İş cinayetleri ise bir rutin. Bütün bu tablo Greif işgalinin mayalandığı koşulların ağırlaşarak devam ettiğini ve hemen hemen tüm fabrikalarda bu koşulların hüküm sürdüğünü gösteriyor. Dahası sermayenin yeni saldırıları ile birlikte işçi sınıfının boynuna takılmış bulunan kölelik zincirleri her geçen gün daha da kalınlaşıyor.
İşçi sınıfı işgal, grev ve direnişlerle yolunu açmaya çalışıyor
İşçi sınıfı cephesinden yaşanan gelişmeler ise yeni Greif’lerin kapıda olduğunu gösteriyor. Bunun böyle olduğuna daha Greif işgali sürerken patlak veren işçi eylemleri üzerinden tanıklık etmiştik. Greif işçilerinden etkilenen Zentiva işçileri haklarını kazanmak için fabrikalarını işgal etmişti. Yine Seyitömer’de işçi kıyımına karşı direnişe geçen işçiler fabrikalarını ateşe vermişlerdi. Bu eylemler sınıf hareketinde fiili-meşru mücadele hattının yeni örneklere sahne olacağının habercisi niteliğindeydi. Soma’da, Torunlar’da ve Ermenek’te yaşanan ve işçi katliamına dönen iş cinayetleri ise büyüyen öfkenin açığa çıktığı kanallara dönüştü. Geçtiğimiz yıl şekillenen bu tabloya daha onlarca işçi direnişi eklenebilir. Şişecam, Kent Şeker, M&T Reklam, Kimberly Clark, Ülker, Sütaş, Mepar bu direnişlerden öne çıkanları oldu.
Gelinen aşamada ise 15 bin metal işçisi büyük bir grev hazırlığı içerisinde. MESS patronlarının kölelik dayatmalarına boyun eğmeyen metal işçileri, taleplerini kazanmak için grev kararlılığını ortaya koydular. 29 Ocak’ta başlayacak olan metal grevinin başarısı ise toplam sınıf hareketi açısından büyük önem taşımaktadır.
Birinci yılında Greif işgali yol gösteriyor
Başta grev hazırlığını sürdüren metal işçileri olmak üzere, bugün harekete geçen ve mevzilerde direniş bayrağını yükselten işçi bölükleri açısından Greif deneyiminden öğrenmek fazlasıyla önemli bir yerde duruyor.
Greif sürecinde ortaya konan örgütlenme anlayışını, militan eylem çizgisini ve bu kapsamda yaratılan deneyim ve birikimleri sınıf bölüklerine mal etme sorumluluğu ise öncelikle bu deneyimin dolaysız taşıyıcıları ve temsilcileri olan sınıf devrimcilerinin ve Greif’in öncü devrimci işçilerinin omuzlarında duruyor. Devrimci sınıf hareketinin önünü yeni Greif’ler yaratarak açma iddiasının taşıyıcısı olan sınıf devrimcileri; işgalin yıldönümünde, başta metal grevi olmak üzere sınıf çalışmasının tüm gündemlerine ve alanlarına Greif’in yarattığı yeni ölçüler üzerinden müdahale etme sorumluluğuyla yüz yüzeler.
İşte “Kavel’den Greif’e... İşgal, grev, direniş!” şiarıyla örgütlenen ve sayılı günler kalan Greif işgali yıldönümü etkinliğine yönelik hazırlıklar her şeyden önce bu bakışla ele alınmalıdır. Bu etkinlik vesilesiyle devrimci sınıf çalışmasında derinleşmek, Greif deneyiminin birikimi ile daha cüretli adımlar atmak günün en temel görevidir. Greif gecesine yönelik hazırlıkları kendi içerisinde bir etkinlik çalışmasından çıkarmanın yolu da buradan geçmektedir.
Bunun için sınıf hareketinin ve devrimci sınıf çalışmasının gündemleri etkili bir tarzda çalışma alanlarında ele alınmalı, zengin araç, yol ve yöntemlerle hedef sınıf bölüklerine taşınmalıdır.
Başarılı bir etkinlik için devrimci seferberlik!
Greif işgalinin yıldönümü vesilesiyle gerçekleştirilecek olan etkinliğe sayılı günler kaldı. Bu açıdan sınıf devrimcilerinin önümüzdeki birkaç haftayı tam bir devrimci seferberlik içerisinde örgütlemesi kritik bir önem taşıyor.
Etkinlik hazırlıkları kapsamında yapılması gerekenler ve sınıf devrimcilerini bekleyen sorumluluklar ise şu başlıklar altında özetlenebilir:
- Başta metal grevi olmak üzere, taşeron köleliği, Ocak zamları, iş cinayetleri vb. sınıf gündemleri 8 Şubat gece çalışması ile bir arada ele alınmalı, etkinliğe yönelik hazırlıklar sınıf çalışmasında derinleşme bakışıyla örgütlenmelidir.
- Greif gecesinin direnişçi işçilerin en geniş kesimlerine mal edilebilmesi önemli bir yerde durmaktadır. Etkinlik özellikle greve çıkan metal işçilerinin kürsüsüne dönüştürülmeli, olabildiğince grevci metal işçisinin etkinliğe katılımı sağlanmalıdır.
- Etkinliğe yönelik hazırlıklar tüm faaliyet alanlarında ayrıntılı ve eksiksiz bir şekilde planlanmalıdır.
- Etkinliğin duyurusu en geniş işçi ve emekçi kitlesine ulaştıracak bir kapsamda yapılabilmelidir. Bunun için mevcut araçlar (davetiye, afiş, bildiri, duvar gazetesi, sticker, yazılama, pankart, standlar, toplu dağıtımlar, toplantılar vb.) en etkili bir tarzda kullanılmalı, ancak bunlarla yetinilmemelidir. Bunların yanı sıra TV, yerel radyo ve gazeteler de değerlendirilmelidir.
- Etkinlik hazırlık süreci aynı zamanda bir örgütlenme seferberliği olarak ele alınmalıdır. En küçük enerji, imkan ve katkı örgütlü bir tarzda harekete geçirilmelidir. Bu konuda Greif işgalinin yarattığı etki alanını değerlendirmek devrimci sınıf hareketinin geleceği bakımından kritik bir öneme sahip olacaktır.