Ege İşçi Birliği, AKP iktidarının hedefinde olan ve işçi sınıfının elinde kalan son hakkı kıdem tazminatına nasıl sahip çıkmak gerektiğini tartışmak için 19 Mayıs Pazar günü Eğitim Sen Karşıyaka Şubesi’nde saat 14.00’te toplantı düzenledi.
Metal, petrokimya, tekstil, belediye, şantiye işçilerinin katıldığı toplanti iki bölüm şeklinde gerçekleşti.
Birinci bölümde kıdem tazminatı hakkının nasıl kazanıldığı, işçilerin nasıl faydalandığı, kıdem tazminatları fona devredilirse işçi sınıfının neleri kaybedeceği üzerine bir sunum yapıldı.
İkinci bölümde kıdem tazminatı hakkına sahip çıkmak için örgütlenme yöntemleri üzerine toplantıya katılan işçiler ile birlikte tartışma yürütüldü.
Birinci bölümde Ege İşçi Birliği adına yapılan sunumda; kıdem tazminatının 1936 yılında 5 yıl çalışan bir işçi için 15 günlük maaş olduğu belirtildi. İlerleyen dönemlerde 3 yıla indirildiği ve sanayinin gelişmesi ve işçi sınıfının mücadeleleriyle her bir yıl için 1 aylık kıdem tazminatı hakkı aldığı ve bunun işçilerin iş güvencesi olduğu söylendi. 1980 darbesinden sonrada kıdem tazminatını fona devretmek için hamleler yapıldığı ifade edilerek en önemli örneğin Koç'un Kenan Evren’e mektup yazarak kıdem tazminatının fona devredilmesi talebini iletmesi olduğu ifade edildi. O günden bugüne sermayenin her zaman işçilerin kıdem tazminatı hakkına göz diktiği söylendi. AKP’nin, hükümet olduğundan bu yana da sürekli bu saldırıyı gündeme getirdiği ancak işçi sınıfının tepkisi sonucu geri adım attığı ifade edilerek, “Kıdem tazminatı fona devredilirse iş güvencemiz ortadan kalkacak, işçinin tek taraflı fesih hakkı yok olacak, kadınların evlenirken, erkeklerin askere giderken alacakları para gasp edilecek” denilerek konuşma bitirildi.
Aliağa’da işten atılan belediye işçileri destek bekliyor
İkinci bölüme geçmeden önce Aliağa Belediyesi’nden işten çıkartılan işçilere ve toplu sözleşme sürecini eylemlerle devam ettiren Tüpraş işçisine söz verildi.
Aliağa Belediye işçisi, seçimlerden sonra 6 işçinin işine son verildiği ancak neden çıkarıldığına dair bir açıklama yapılmadığını, bu konuda henüz kendilerine tebligat dahi gelmediğini belirtti. Muhasebe müdürünün kendilerine işten çıkarma nedeninin tasarruf gerekçesi olduğunu söylediğini aktaran işçi, belediye başkanıyla görüşmek için bütün çabalarının sonuçsuz kaldığını ifade etti. İşten çıkartılan arkadaşlarıyla ortak karar alarak 20 Mayıs Pazartesi günü saat 18.00’de belediye önünde çadır kuracaklarını ve basın açıklaması yapacaklarını dile getiren işçiler eylemlerine destek istedi.
Tüpraş işçisi: Taleplerimiz kabul edilene dek direneceğiz
Tüpraş işçisi ise toplu sözleşmede 60 madde görüşüldüğünü bunlardan neredeyse 50’ye yakın maddenin geçtiğini ancak kendileri için önemli olan maddelerde, kazanılmış haklara dönük saldırı olduğunu belirtti. Bunların başında 3 yıllık sözleşme, idari izinlerin kaldırılması ve vardiya sisteminin değiştirilmesi dayatmaları olduğunu söyledi. Bunların kabul edilmesinin mümkün olmadığının altını çizen işçi, “Mücaedele edilerek, bedel ödenerek kazanılan haklarımızın gasp edilmesine izin vermeyiz. Bu saldırı karşısında dört rafineri aynı kararlılıkla, ortak tavırla direniyoruz ve toplu sözleşmenin bizim taleplerimiz şekliyle kabul edilene kadar direnmeye devam edeceğiz” dedi.
Fabrikalarda ne yapmalı?
Bu açıklamalardan sonra ikinci bölüme geçildi. İkinci bölümde, kıdem tazminatı saldırısına karşı örgütlenmenin önemine dikkat çekilerek sendikaların “kırmızı çizgimiz” söyleminin somut karşılığı olacak eylem planının tartışılması gerektiği vurgulandı. Örgütlü olan fabrikalarda sendikaları zorlamak gerektiği, kıdem tazminatı fona devredilirse işçilerin neler kaybedeceğini işyerlerinde iyi anlatmak gerektiği söylendi. Özellikle şantiyelerde olmak üzere birçok işçinin kıdem tazminatının fona devrinin iyi olacağı düşüncesinde olduğuna değinildi. “İşçilerin işten çıktıktan sonra tazminat alamadıkları” üzerinden çarpıtma yapılmasına müdahale etmek gerektiği belirtildikten sonra söz işçilere verildi.
İşçiler sendikaların bir şey yapmadığından şikayet ederek, tabandan örgütlenmek gerektiği, sendikaları kendi misyonlarını oynaması için greve çağırmak gerektiği ve zorlamak gerektiği söylendi.
“‘Genel grev genel direniş’ için örgütlenmeli”
Tekstil, metal, demir çelik, petrokimya, belediye, şantiyelerde çalışan işçiler sendikaların “kırmızı çizgisinin” hayat bulması için bir an önce tabana yüzlerini dönmelerinin gerektiğini söylediler. Ancak özellikle Türk Metal üyesi işçiler, sendikalarından henüz bu konuda bir adım atılmadığını vurguladılar. Bu konuda öncü işçilere büyük görevler düştüğünü söyleyen işçiler artık birlik olmanın zamanının geldiğini vurguladı.
DİSK üyesi işçiler 1 Mayıs alanında atılan “Genel grev genel direniş” sloganının bir an önce tabandan doğru hayat bulması için örgütlenmeye başlanması gerektiğini vurguladılar. Tekstil ve şantiyelerde çalışanlar başta olmak üzere örgütsüz metal işçileri de sendikalı fabrikalardaki gelişmelere baktıklarını dile getirdi. İşçiler güven verecek bir çalışma olmayışından yakındılar.
Toplantı kararları
Kıdem tazminatı hakkı için tabanın sendikaları harekete geçirmesi konusunda ortak bir fikir çıkan toplantıda bir dizi karar alındı.
Kıdem hakkının savunulmasının ve daha fazlasını kazanmanın tek başına Ege İşçi Birliği ile olmayacağının vurgulandığı konuşmalarda, mücadele hattı ve pratiğinin bütün havza ve sanayi merkezlerine taşınabilmesi gerektiği söylendi. Bunun için ilk önce yerel imkanlar üzerinden AKP iktidarınının kıdem tazminatıyla ilgili oluşturduğu bütün yanılgıları ortadan kaldırmak ve bilgilendirmek için broşür hazırlanmasına karar verildi. Sosyal medyada ve imkan dahilinde fabrika içinden, servis duraklarında, kent merkezlerinde imza kampanyası başlatılması, sendikaların “Kıdem kırmızı çizgimiz ve genel grev sebebidir” çağrısının tabana yayılması ve sendikaları bu doğrultuda harekete geçirmek için fabrikalardan işçiler olarak deklarasyon hazırlanması kararları alındı. Aynı zamanda yan yana olmanın önemi de vurgulanarak ‘işçi meclisleri’ ve ‘işçi kurultayları’ örgütlemenin önemine değinilerek toplantı bitirildi.
Kızıl Bayrak / İzmir