Haber-Sen, medyada yaşanan baskılara ilişkin basın toplantısı yaptı. Haber Sen Genel Başkanı Mesut Balcan şunları ifade etti:
“Seçimlerden sonra RTÜK, iktidar yanlısı haberler yapan ve seçim yasaklarını çiğneyerek AKP reklamı yayınlayan TRT Haber’e inceleme başlattı. Bütün görsel ve işitsel medya kanallarında günlerce boy boy haberler çıktı. Sonrası… RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin 2019 yılından beri görevini itina ile yerine getirmekte ve muhalefeti yok etmeyi sürdürüp, AKP’nin yayın organlarını, özellikle de Kamu Hizmeti Yayıncılığı yapması gereken TRT’yi göstermelik soruşturma ve cezalarla kayırmaktadır. İşte yine bir örneğini 12 Ağustos’ta yaşadık. AKP’nin kuruluş yıldönümü TRT Haber ekranlarında bir demokrasi mücadelesi olarak anlatıldı ve açıkça iktidar propagandası yapıldı. İletişim Başkanlığından devşirilen TRT Haber Kanal Koordinatörü Mücahid Eker, bu yetkiyi kimden almaktadır.”
Diğer muhalif kanallara cezalar verilip ekranlar karartılırken, TRT’de AKP ve yandaşlarının propagandasını yapan yöneticilerin yöneticilik basamaklarını üçer beşer atıldığını ifade eden Balcan şöyle devam etti:
“Basın Meslek kural ve etik değerlerini kendine göre şekillendiren, kime basın kartı vereceğini seçen, kimin ulusal reklam giderlerinden yararlanacağını belirleyen kurumların oluşturduğu ‘Yeni Türkiye’, vatandaşın nefes alma hakkını, düşüncesini söyleme hakkını engellemeye başladı. Artık bir adım daha ileri gidildi. Kendine mikrofon uzatılan, ifade özgürlüğü bağlamında görüşlerini söyleyen vatandaş, yargının da eliyle kendini hapishanede buluyor. Bir Youtube kanalının yaptığı sokak röportajında Instagram'a erişim engeli getirilmesiyle ilgili konuşan bir vatandaş, kullandığı ifadeler nedeniyle gözaltına alındı. Alınmakla da kalmadı çıkarıldığı nöbetçi mahkeme tarafından tutuklama kararı verilerek ceza evine gönderildi. Basın, Yayın, İletişim ve Posta hizmet kollarında faaliyet gösteren; TRT, RTÜK, İletişim Başkanlığı gibi kurumlarda örgütlü olan sendikamız Haber-Sen, bu çarpık düzenin karşısındadır. Çeteleşmiş ve hükümet propagandası yapan bu kurumlar bir an önce vatandaşından yana dönmelidir. Sadece basın yayın alanında değil, hayatın her alanında uygulanan baskılar bizi hızla geriye götürmektedir. Tamamen İstibdat Dönemine giren bu ‘Yeni Türkiye’yi kabul etmiyoruz.”