Türkiye’de İşsizlik Fonu, Mart 2002’de kuruldu. Milyonlarca işsiz olmasına rağmen 2018 Ağustos’una kadar Fon sadece 17 milyar lira işsizlik ödeneği kullanmış. 16 yılda yalnızca 17 milyar. İşsizlere ödenek vermemek için bin bir yola başvuran iktidar, Fon’da biriken parayı yıllardır pervasızca yağmalıyor.
Yasaya göre “Fon gelirleri işsizler haricinde hiçbir maksat için kullanılamaz.”
AKP iktidarı bu yasayı elbette dikkate almıyor. Ne yasa ne kural ne ahlak ne değer tanıyan bu iktidar hem kendisi hem kapitalistler için İşsizlik Fonu’nu pervasızca yağmaladı halen de yağmalıyor.
***
Milyonlar işsiz ama İşsizlik Fonu’ndan yararlanabilmek için akla karayı seçmek zorunda kalıyor işsizler. Zira fondan yararlanabilmek için, işçinin kendi istek ve kusuru dışında işsiz kalması, son 120 gün içinde prim ödeyerek sürekli çalışmış olması ve son 3 yıl içinde en az 600 gün süreyle işsizlik sigortası primi ödemiş olması ve işsizliğinin ilk 30 gününde İŞKUR’a başvurması gerekiyor.
Bu koşulları yerine getirebilen işsizlerin bir kısmı fondan yararlanıyor ama belli bir süre için. Örneğin 600 gün prim ödeyene 6 ay, 900 gün ödeyene 8 ay, 1080 gün ödeyene 10 ay işsizlik maaşı ödeniyor. Ödenen maaş miktarı ise 750-1500 arasında değişiyor. İşsizlerin fondan yararlanması bu kadar zor, ödenen maaş ise gülünç olunca fonda devasa bir servet birikiyor. Örneğin 2019 Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı’nda yer alan verilere göre, 2018’de İşsizlik Sigortası Fonu’nda birikecek para 127.7 milyar liraya ulaşacak.
İşsizler sefalete mahkum edilirken fonda biriken devasa servet, yağma ve talan rejimi kuran AKP şefleri ile kapitalistleri şirazeden çıkarıyor. Adeta ava saldıran aç kurtlar gibi fona çullanıyorlar.
***
Resmi rakamlara göre işsiz sayısı 3.5 milyona, umudunu kaybettiği için iş aramayanlar da dahil edilerek hesaplandığında ise işsiz sayısı 6.3 milyona ulaşıyor. Krizin derinleşmesiyle artan işten atmalarla bu rakamlar her gün artıyor. Ancak işsizliğin artması, sefaletin yaygınlaşması sermayenin vurucu gücü olan saray rejimini ilgilendirmiyor. Onların tek derdi fonda biriken parayı yağmalamaktır.
Geçen yıllarda yapılan yağmanın listesine kabaca bakıldığında AKP’nin Fon’u işsizler için değil kendisi ve kapitalistler için bir nimet saydığı görülüyor. AKP fonda biriken parayı istediği gibi yağmalıyor ve ancak soru önergelerine yanıt verdiklerinde bazı bilgiler veriyorlar.
Yasa “Fon gelirleri işsizler haricinde hiçbir maksat için kullanılamaz” dese de pratikte tam tersi yapılmış, halen de yapılıyor.
2015 Mart ayında, dönemin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in Meclis’te bir soru önergesine verdiği yanıtta, GAP İdaresi’ne 11 milyar 511 milyon lira aktarıldığını beyan etti. AKP’li bakanın verdiği bilgiler arasında “diğer giderler” adı altında 4 milyar 181 milyon liranın ise iç edildiği itirafı da yer aldı.
AKP’li bakanların açıklamaları arasında yer alan diğer yağma rakamlarının bir kısmı ise şöyle;
10.4 milyar TL aktif işgücü programlarına.
4.3 milyar TL İŞKUR’un fon masraflarına.
25 milyar TL (2008-2016 arasında) “özürlü istihdamı” için patronlara aktarılmış…
OHAL bahane edilerek de İşsizlik Fonu pervasızca yağmalanmaya devam edildi. AKP’nin 9 Şubat 2017’de çıkardığı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile fondan kapitalistlere 11 milyar lira aktarılıyor. Duble yollara, köprülere aktarılan milyarların miktarı ise halen bilinmiyor. Kısacası AKP’nin şefleri İşsizlik Fonu’nu hem kendileri hem kapitalistler için yıllardan beri pervasızca yağmalıyorlar. Kriz içinde debelenen saray rejiminin fonda biriken parayı çalmaya devam edeceğinden kuşku duymamak gerek. Nitekim kısa süre önce kamuoyuna açıklama yapılmadan bankalara milyarlarca lira transfer edildiği ortaya çıkmıştı.
***
İşsizlik Fonu’nda biriken her kuruş, işçi sınıfının hakkıdır. Dolayısıyla AKP iktidarının fondan aldığı para kaba bir gasptan başka bir şey değildir. Yağma ve talandan beslenen bir iktidarın başka türlü davranması beklenemez. Bu fütursuz yağma dümenini kırmanın, yapılan yağmaların hesabını sormanın tek bir yolu var: o da işçi sınıfının örgütlü mücadeleyi büyütmesi, gaspçıların yakasına yapışması ve haklarını söke söke almasıdır.