Tekirdağ Çerkezköy’de bulunan MTN Plastik işçileri pandemi sürecinde çalışma koşullarının ağırlaşması ve hak kayıpları sebebi ile Lastik-İş’e üye olmuşlardı. Patronun sendikaya üyelik sürecinde durumdan haberdar olması sonucu toplamda 29 işçi 25/2 maddesi ile tazminatsız parça parça işten çıkarıldı. Yaklaşık 2 haftadır kapı önünde direnişlerini sürdüren işçilere, patronun ve polisin baskısı artarak devam ediyor.
İlk günden beri polis, işçilerin fabrika önü eylemini salgın bahanesi ile engellemeye çalışırken, atılan slogandan, beklenen yere kadar her şeye müdahalede bulunuyor. Dün megafon yerine amfili hoparlör kullanmak isteyen işçilere izin verilmedi.
Öte yandan direnişçi işçiler fabrikadaki çalışma koşullarını, örgütlenme sürecini ve direnişlerini Kızıl Bayrak’a anlattı. Bir işçi, fabrikada yaşadıkları sorunları şöyle ifade etti:
“Fabrikada pandemi ile birlikte birçok sorun yaşamaya başladık. Patron salgın var diyerek normal verilen yemeklerimizi kaldırdı ve ekmek arası vermeye başladı. Ekmek arası gelen yemek bize yetersiz geliyordu. Hatta bir önceki günden kalma ekmekler, patates kızartmaları filan gelmeye başladı. Maaşlarımız düzensizleşti ve eksik verilmeye başladı. Fabrikaya çalışmaya geldiğimiz halde, 15 gün, 8 gün sigortalarımız yatırıldı. Maaşlarımız izinli gibi gösterilip eksik verilmeye başlandı. Elden maaş vermeye başladılar. Halen geçen aydan alacaklarımız var.”
Sendika düşmanlığıyla işçilere baskı ve saldırı
Bu sorunlara karşı bir araya geldiklerini ve Lastik-İş’e üye olmaya başladıklarını ifade eder işçiler, örgütlenme sürecini duyan patronun saldırısını şu ifadelerle dile getirdi:
“Patron yine pandemiyi bahane ederek bir kısmımızı izne gönderdi. İzinli olduğumuz dönemde 29 arkadaşımızı işten çıkarttı. Mesela ben ayın 13’ünde izne gönderildim, ayın 20’sinde işten çıkarıldığım haberi geldi. Ayrıca patron bizleri 25/2 maddesinden yani iyi niyet ve ahlak kurallarına uymadığımız gerekçesi ile işten çıkarttı. İşsizlik maaşı, kıdem, ihbar tazminatı gibi hiçbir hakkımızı alamadık. Ayrıca sonrasında iş arayan arkadaşlarımız oldu, bu maddeden dolayı iş bulmakta zorlanıyorlar.
“Biz atıldıktan sonra içerde çalışmaya devam eden arkadaşlara patron tarafından baskı uygulanmaya başlandı. Arkadaşların e-devlet şifreleri istendi. Birkaç kişi dışında kimse şifrelerini vermedi. Şimdi de avukatlar eşliğinde siz açın biz bakalım ya da evrakların eksik e-devletine bakmamız lazım gibi bahanelerle baskılarına devam ediyorlar.”
“Tüm işçiler elele verip kazanacağız”
İşten çıkarıldıktan sonra fabrika önünde direnişe başladıklarını ifade eden işçiler “Patronun bundan çok rahatsız olduğunu görebiliyoruz” dedi. “Biz burada durmayalım diye, fabrika etrafına demir bloklar getirdi. Ancak şunu iyi bilsin ki biz gerekirse yolun ortasında bile durarak direnişe sonuna kadar devam edeceğiz” vurgusu yapan işçiler direnişlerini haklarını alana kadar sürdüreceklerini şöyle ifade etti:
“İçerde ve dışarda olanlar olarak tüm MTN işçileri elele verip bu direnişi kazanacağız. Bizi ne ahlaksızlık ne de iyi niyet kurallarına aykırı bir davranış yaptık. Pandemi gibi bir dönemde en son şeydi işten çıkarılmak, burada evini geçindirmek zorunda olan arkadaşlarımız var, zor durumdayız ama asla yılmayacağız. Hakkımız verilene kadar devam edeceğiz.”
“Hiçbir işçi sendikadan korkmamalı, üye olmalı, birlik olmalı”
Sendikalı olmanın işçilerin en doğal hakkı olduğu belirten işçiler, “Bugün birçok işçi sendikaya üye olmaktan korkuyor” diyerek örgütsüz ve sendikasız işçinin bir hiç olduğuna şöyle işaret etti:
“Hiçbir işçi korkmasın, sendikalara üye olsunlar, birlik olsunlar. Çünkü birlik olmaz isek hiçbir hakkımızı alamıyoruz. Tek başına hakkını aradığın zaman seni insan yerine bile koymuyorlar ancak birlik olunca patron karşısında daha güçlü oluyoruz. Burada yaptığımız direniş bile patronu çok etkiliyor ve rahatsız ediyor. Direnişi bitirmek için elinden geleni yapıyor. Kimi direnişçi arkadaşlarımızı arayarak helalleşelim, bütün haklarını verelim ama direnişe katılma demişler.
“Sendikaya üye olunca öğrendim ki Türkiye’deki işçi sayısına göre sendikalarda örgütlü işçi çok azmış. Daha fazla işçi üye olmalı, bu duruma kişisel olarak bakılmamalı diye düşünüyorum. Tüm işçiler adına bakılmalı, gerek asgari ücret belirleme olsun, gerek fabrikalardaki çalışma koşulları olsun, örgütlü işçi ne kadar çoksa patronlar tarafından yenen haklarımızı o kadar rahat alırız. İşçilerin tek kurtuluşu birlik olmak ve beraber hareket etmesidir.”
Kızıl Bayrak / Trakya