İşçi sınıfının gözü kulağı Bursa’da, Kocaeli’de, Ankara’da, Eskişehir’de! - Av. Zeycan Balcı Şimşek

Yapılan gözaltılarla eylemliliklerin son bulması planlanmış ve eylemleri yönlendiren Metal İşçileri Birliği kriminalize edilmeye çalışılmıştır. Ancak müvekkiller gözaltındayken Ankara’da Türk Traktör, Kocaeli’de Ford Otosan’ın başlattığı eylemler göstermiştir ki metal işçisi uyanmıştır ve artık ne Türk Metal ne MESS, ne de polis operasyonları bu uyanışı durdurabilecektir.

  • Haber
  • |
  • Sınıf
  • |
  • 28 Mayıs 2015
  • 11:54

Eylemlerin ilk başladığı yer Bursa’da, Renault’ta yaklaşık 5.600, Tofaş’ta 5.900, Coşkunöz’de 1.300, Mako’da 800, Ototrim’de 600 işçi farklı zamanlarda üretimi durdurarak, şalteri kapattı ve “artık üretmiyorum” dedi.

Şalter kapatan bu fabrikaların tamamında toplu sözleşme yapmaya yetkili sendika Türk Metal Sendikası, patronlar ise Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası'na yani MESS’e bağlı.

İşçiler, Türk Metal ile MESS arasında yapılan grup toplu iş sözleşmesiyle çalışıyorlar. Direnişlerin başlama hikâyesi ise imzalanan grup toplu sözleşmesi ile başlıyor. Her dönem iki yıllık yapılan sözleşme bu dönem 01.09.2014-31.08.2017 tarihleri arasında yaklaşık 3 yıllığına yapılmış ve işçilere %3-%4 oranında kırıntı zamlar bir lütuf gibi sunulmuştu.

Bosch ile Türk Metal arasındaki toplu iş sözleşmesi ise 13 Nisan 2015’te imzalanmış, Bosch işçilerinin ücret ve sosyal haklarına %50 -%70 oranında zam yapılmıştı. Bosch işçilerine yapılan zammın kendilerine neden yapılmadığının hesabını sormak için 14 Nisan 2015’te, Renault işçilerince ilk tepki verilmiş ve kaporta bölümünde iş bırakma eylemi gerçekleşmişti. Taleplerin karşılanmaması ve Türk Metal’in baskılarının had safhaya varması üzerine 5 Mayıs’ta sendikadan istifalar başlamış ve nihayetinde 14 Mayıs'ta, işçilerin hiçbir talebinin karşılanmayacağı bilgisini veren Renault yönetimine karşılık üretim, işçiler ile Metal İşçileri Birliği’nin ortak kararı ile direniş kazanımla sonuçlandırılana kadar durdurulmuştu. Bir gün sonra Tofaş ve Coşkunöz işçileri de iş durdurup fabrikayı terk etmeme kararı almıştı. Eylemler böyle başladı ve yangında patlayan kozalaklar gibi döne döne kilometrelerce uzaklara direniş geleneğini yaydı ve birçok fabrikada başlayan direnişlerle, metal işçisi üretimin asıl sahibi olduklarını göstermiş oldu. Bu cüret metal işçisinin, bu cüret Metal İşçileri Birliği’nin cüretidir.

Eylemler büyürken Türk Metal de, polis de boş durmadı. Türk Metal, süreci takip eden basın mensuplarını, Metal İşçileri Birliği üyelerini ve işçileri sopalarla darp ederken, polis de 20 Mayıs günü Metal İşçileri Birliği üyelerini gece yarısı operasyonlarıyla evleri basarak gözaltına aldı.

Gözaltına alınma gerekçelerine baktığımızda; Renault, Tofaş, Coşkunöz ve Mako’da başlayan direnişleri örgütlemek, işçileri kışkırtarak direnişe geçmelerini sağlamak, Diren Reno, Diren Tofaş paylaşımlarında bulunmak, Metal İşçileri Birliği’ne üye olmak ve bu isnatlarla terör örgütü üyesi olmak. Bu suçlara delil olarak ise 40 bin işçinin paylaşımlarda bulunduğu Metal İşçileri Birliği facebook ve twitter sayfası, işçilerle yapılan sık görüşmeler, Metal İşçileri Birliği ile birlikte 1 Mayıs’a katılmak ve fabrikaları ziyaret etmek için kullanılan kiralık araç gösterilmiştir.

Bu delillerde bu isnat edilen suçlar da göstermiştir ki, MİB’in tek "suçu" işçilerin birliğini sağlamak, metal işçisinin haklarını alabilmesi, insanca yaşayabilmesi, eşit işe eşit ücret talep etmesi için  bilinçlendirmek ve bu doğrultuda bir program koyarak işçilerin hedefe varmalarını sağlamak.

11 müvekkilimiz dört günün sonunda savcının karşısına çıkarılarak saatlerce ifadeleri alındı ve nihayetinde tamamı tutuklanma talebiyle sorgu hakimliğine gönderildi. Bizler müvekkillerimiz olan 11 MİB’li için oradaydık. Gözaltı sürelerinin üzerinden 6-7 saat geçen, hukuksuz bir şekilde gözaltı işlemleri devam eden müvekkillerimizin derhal salıverilmesini talep ettik. Yine savunmamızın temeli tek tek müvekkillerimizin öznel durumları değil, MİB’in tarihi ve metal işçisi açısından taşıdığı anlamdı. Mahkemeye “MİB, metal işçilerinin gönüllü birlikteliğidir, metal işçisinin kolektif aklı, kolektif belleğidir. MİB’in adını suça bulaştırarak, illegalize ederek, kriminalize ederek kirletemezsiniz. Buna ne sizin, ne de polisiniz gücü yeter” dedik. Müvekkillerimizin 4,5 gün süren açlık grevlerine rağmen onurlu ve dik duruşları ise bize, avukatlara güç verdi, gurur kaynağı oldu. Sorgu hakimliği uzun yıllardır hiç karşılaşmadığımız bir gerekçe ile müvekkillerimizi serbest bıraktı. Hakim gerekçesinde tutuklama tedbirinin kuvvetli suç şüphesinin muhakkak var olması gerektiğini, bununla birlikte ölçülü ve tutarlı bir karar olması için somut delillere dayanması gerektiğinden bahisle soruşturma dosyasında müvekkillerimizin işçilerle sık görüşmeleri, facebook paylaşımları, fabrikalardaki ziyaretlerinde araç kullanmaları gibi eylemlerin suç oluşturmayacağı ve bu yolla tutuklanma taleplerinin reddine karar verdi. Karar bu yönüyle emsal teşkil eden bir karardır.

Bu operasyon ile on binlerce metal işçisinin Türk Metal’den istifalarını, iş durdurma ve fabrika işgallerini engellemek, fabrikalardaki işçilerin birliğini ve hak arama bilincinin önüne geçilmek istenmiştir. Yapılan gözaltılarla eylemliliklerin son bulması planlanmış ve eylemleri yönlendiren Metal İşçileri Birliği kriminalize edilmeye çalışılmıştır. Ancak müvekkiller gözaltındayken Ankara’da Türk Traktör, Kocaeli’de Ford Otosan’ın başlattığı eylemler göstermiştir ki metal işçisi uyanmıştır ve artık ne Türk Metal  ne MESS, ne de polis operasyonları bu uyanışı durdurabilecektir.

İLİŞKİLİ HABERLER