İzmir Aliağa’da bulunan HABAŞ’ta geçtiğimiz yıl yaşanan iş cinayetine ilişkin görülen dava öncesi açıklama yapıldı. İzmir Tabip Odası, İzmir Barosu, Aliağa Demokrasi Platformu, KESK İzmir Şubeler Platformu, İSİG Meclisi, DİSK Ege Bölge Temsilciliği olarak yapılan açıklamada, davanın sonuna kadar takipçisi olunacağı vurgulandı. Aliağa’da başka iş cinayetlerinin yaşanmaması için davaya sahip çıkmanın önemine değinildi.
Katılımcı kurumlar adına basın açıklamasını okuyan İzmir İSİG Meclisi Temsilcisi Mustafa Güven geçtiğimiz yıl yaşanan iş cinayetini şu ifadelerle anlattı:
“8 Ekim’de 36 yaşında ve bir çocuk babası olan HABAŞ İşçisi Kadir Özdemir, yüksekten düşerek yaşamını yitirdi. HABAŞ’ta iş cinayetinde yaşamını yitiren işçi Kadir Özdemir'in davası 26 Mayıs’ta Aliağa’da görüldü. Duruşmada Fabrika Müdürü Haşim Ayten, Çelikhane müdürü Mehmet Boran ve ekabir takımının iş cinayetinden yargılanmasına başlandı. Yıllardır bu yönetimin emrinde sayısız insan çalıştı ve en iyimser ihtimalle 100-150’den fazla işçi, iş cinayetinde hayatını kaybetti. Müdür Haşim Ayten soğukkanlılıkla işçilere mezar olan HABAŞ'ta işçi ölümlerini normal bulduğunu söyleyerek “eğer gerekli görülürse iş güvenliği önlemlerinin alıyoruz” dedi. İş güvenliği önlemleri ölüm ya da yaralanma olmasın diye alınır, olduktan sonra değil! Ama Habaş'ta herkes bilir ki iş cinayeti yaşandıktan sonra “aslında önlem alınmış” gibi gösterilmek için önlem alınır.”
Ailelerin şirketlerin insafına bırakıldığı, davaların üstünün örtüldüğüne dikkat çeken Güven “Geçtiğimiz iki ay içerisinde gemi söküm tesislerinde aynı şirkette 2 ay arayla iki kazada 4 işçi öldü, Menemen belediyesinde iş güvenlik önlemi olmadan çalıştırılan traktörden düşen bir işçi öldü ve her iki işyerinde yaşanan iş cinayetleri için savcılık henüz bilirkişi bile atamadı. Davalar sürüncemede kalırken acılı aileler perişan halde ortada kaldı” dedi.
Kadir Özdemir’in ailesinin şirketin verdiği parayı reddederek şikayetçi olduğunu ve mücadele ettiğini belirten Güven şu şekilde devam etti:
“Bu dava işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda adeta bir ölüm makinesi haline gelmiş Habaş'a karşı açılmış ender davalardan biri olması ve cinayetin ardından fabrika müdürü, vardiya amirinin de içinde bulunduğu tutuklamaların olduğu ilk dava olması nedeniyle de önemli bir davadır.
“Demirçelik fabrikaları, gemi söküm tesisleri, Tüpraş, Petkim, Star, organize sanayi, limanlar bakırçay havzasında hem işçilerin hayatını hem de halk sağlığını tehdit eden uygulamalarını cezasızlıktan aldıkları cesaretle sürdürmeye devam ediyor.
“Bizler biliyoruz ki üretim için kar hırsı için işçiler ölmek zorunda değildir. Tek bir koşulla gerekli işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerinin alınması koşuluyla …Ancak gerekli önlemler alınmadığı gibi üretim sürecindeki aksaklıkların kamu denetiminin de yapılmadığı açıktır. Bu yüzden HABAŞ’ta ve Aliağa havzasında durdurak bilmeyen iş cinayetlerine karşı tüm emek örgütlerini işçilerin üretim sürecini denetleyebildiği bir çalışma yaşamı için sendikal ve sınıfsal mücadeleyi yükseltmeye ve Ayfer Annenin adalet arayışının yanında olmaya çağırıyoruz. Aliağa’da iş cinayetleri artık son bulmalıdır. HABAŞ iş cinayetlerinde sorumlu olanlar cezalandırılmalı, gerekli işçi sağlığı ve güvenliği önlemleri alınmalı, uluslararası standartlarda kamu denetimi yapılmalı, işçiler üzerindeki uzun, aşırı çalışma v.b baskılar sona erdirilmeli artık üretim için iş cinayeti yaşanmamalıdır. Bu anlamda sorumluların gerekli cezayı almaları için bu davanın sonuna kadar takipçisi olacağız.”
Ardından söz alan davanın avukatı Onur Can “Bir seneyi bulan hukuk mücadelesi veriyoruz. Çünkü Kadir büyük ihmallerin kurbanı olarak vefat etti” diyerek yargılama safhasında alınan tüm bilirkişi raporlarında Kadir’in ihmaller zinciri sonucu yitirildiğinin ispatlandığı belirtti.