HT Solar'da hiçbir şey bitmiş değil!

HT Solar işçisi, fabrika işgali süreci hakkındaki düşüncelerini gazetemize yazdı.

  • Haber
  • |
  • Sınıf
  • |
  • 11 Aralık 2017
  • 14:13

Öncelikle belirtmeliyim ki, HT Solar'da adeta Çin çalışma rejimi bulunmakta. Sektörde önemli bir yer tutan fabrika, bizim emeğimizin gaspı ve onurumuzun çiğnenmesi üzerinde büyümekte. Performans dayatması, “ödül” adı altında cezalandırma ve baskıyı, mobbingi beraberinde getiriyordu. Esnek çalışmanın hakim olması, işçinin sabit bir işinin olmaması, özellikle işe giriş döneminde üretimin dışında cam silme, temizlik, çay getirip-götürme işlerinin bize yaptırılması sorunlarımızdan bazıları. Maaşlarımızı net olarak hesaplamıyoruz. Bordroda bazı mesailerimiz gasp ediliyor. Yemekhanemiz fabrikada en üst katta, çay ocağı ise üretim alanının yanında. Yemekhaneden çay ocağına gitmek için üretim alanından geçmek zorundayız çünkü üretim alanında bone takmak zorunlu ve takmayınca hakaretlere maruz kalıyoruz. Fakat bu zorunluluk yönetim kadrolarına yok. Ayrıca yemekhane ile çay ocağı arası fazla olduğu için koşturmaktan nefes nefese kalıyoruz. Yarım saatlik öğle arasında oradan oraya koşturuyoruz. Kısacası HT Solar'da her an koşturma içerisindeyiz. Keyfi bir şekilde tutanaklar tutuluyor, Genel Müdür Ahmet Belen'in aşağılayıcı konuşmalarına sık sık maruz kalıyorduk.

Fabrika kurulalı henüz bir yıl olmamasına rağmen kötü çalışma koşullarından kaynaklı biz işçiler sık sık örgütlenme faaliyeti içerisine girdik. Geçtiğimiz Mart ayında sendikalaşma deneyimi yaşandı ve 30 arkadaşımız işten atıldı. Yakın zamanda tekrar sendikalaşma çalışması başladı ve işgalle mücadelemizi taçlandırdık.

Örgütlenme sürecinden kısaca bahsedersek; yaşadığımız zorluk alanları vardı fakat bunların üstesinden gelmeye çalıştık. İnsanlar kaygılıydı, daha önceki olumsuz sonuçlanan sendikalaşma faaliyetinden kaynaklı işçi arkadaşlar temkinliydi. Fabrikanın yeni olması ve sirkülasyonun olmasından kaynaklı birbirimizi tanımıyorduk. Bu nedenle aramızda güven sorunu vardı. Bu zorlukları örgütleme sürecinde herkesin çaba göstermesiyle aştık. Herkes çevresindeki en yakın arkadaşı vasıtasıyla iletişim kurdu. Gerek içerde gerekse dışarıda bağlantılar yakalayarak sıkı bir çalışma yaptık. İçimizdeki köstebeklerden kaynaklı fabrika yönetimi sendikalaşma faaliyetimizden haberdar oldu ve bu nedenle özellikle son iki hafta çalışmaları hızlandırdık. Yeterli sayıya ulaşmak için gerek ev ziyaretleri yaparak gerekse çift vardiya yaparak faaliyetleri hızlandırmaya çalıştık. Toplantılarımızda giremediğimiz bölümleri ve örgütlemediğimiz insanları belirledik ve o bölümlere yöneldik. Bu nedenle de patronun etekleri tutuşmaya başladı, örgütleme çalışması yürüten işçi arkadaşları tespit etmeye koyuldu. 4 Aralık pazartesi günü 07.00- 15.00 vardiyası çıktıktan 10 dakika sonra 5 arkadaşımızın işine son verildi. Çıkışları bildirmek için 07.00-15.00 vardiyasının tamamen çıkmasını beklediler, böylelikle iki vardiyanın birleşmesini engellemek istediler.

15.00-23.00 vardiyası işten çıkarmaları öğrenince iş durdurdu ve fabrika işgali başladı. Ayrıca patron bizim örgütlenme arayışımızın kaçınılmaz olduğunu anlayınca Türk Metal'i getirmeye çalışmış. HT Solar işçisi olmadığı halde işgal sırasında Türk Metal'den olduğunu ifade eden birkaç kişinin işgalin bitirilmesi yönünde provokatif söylemler kullanması üzerine alandan kovuldular. İşgalin haberini alan diğer vardiyadan çalışan işçiler fabrikaya geldiler. Csun, Valfsan ve Mata olmak üzere işçi arkadaşlar bize dayanışma ziyaretinde bulundular. Vardiya dönüşümlerinde servisleriyle fabrikanın yanında geçen işçi arkadaşlar korna basarak bize desteklerini sundular. Sınıf dayanışması bizi çok motive ediyordu.

Biz fabrika içerisinde düğün havasındaydık. Öncesinde tedirgin olan arkadaşlar o atmosfer arasında kaygılarını aştılar. Hepimiz çok mutluyduk. Rekabete dayalı çalışma sisteminden kaynaklı şahsi problemleri olmadan küslük yaşayan işçi arkadaşlar işgalle birlikte dayanışmanın güzelliğini yaşadılar. İçeride direnişimiz ve kenetlenmemiz güçlü olmasına rağmen, polis korkusunun empoze edilmesi ve HT yönetiminin geri adım atıp sendikayı kabul etmesi işgal sonlandırıldı.

Fakat 5 işçi arkadaşımızın işten atılması nedeniyle başlayan işgalde, gelinen yerde atılan işçi sayısının toplam 32'ye çıkmasından dolayı içimiz buruk. İşgalimizin tam bir kazanımla sonuçlanmamasının en önemli nedeni bence proleter (sınıf mücadelesinin farkına varan devrimci öncü işçi) kişi sayısının yok denecek kadar az olmasıdır. Ön sürecince yeteri kadar örgütleme ve bilinçlendirme çalışması olmamasına bağlıyorum. O nedenle atılan arkadaşlara sahip çıkamadık.

İşgalle birlikte, sınıf içerisinde var olan yapay ayrımların mücadele ile birlikte aşıldığını gördüm. İşçi arkadaşlar arasında ön yargılar yıkıldı ve en geri dediğimiz işçiler dahi mücadele ruhunu kuşandı. Şimdi herkes birbirine selam veriyor. Bu günden sonra daha güçlüyüz ve yenilgilerden dersler çıkararak önümüze bakacağız.

İşgalci HT Solar işçisi