3 Temmuz'da Sakarya'nın Hendek ilçesindeki havai fişek fabrikasında meydana gelen patlamada şu ana kadar 7 işçinin yaşamını yitirdiği açıklanmış, patlamayla ilgili başlatılan soruşturmada müdür, iki ustabaşı ve bir iş güvenliği uzmanı tutuklanmıştı.
Dün de (7 Temmuz) kapitalistler Yaşar Coşkun ve babası Ali Rıza Ergenç Coşkun gözaltına alınmıştı. Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturmada Sakarya Cumhuriyet Başsavcısı Lütfi Dursun tarafından yeni gözaltılara ilişkin açıklamada, “Fabrikada görev yapan ve tutuklanan şüphelilerin ve alınan 100’ün üzerindeki diğer çalışanların, birbiri ile örtüşen beyanları” üzerinden “söz konusu fabrika sahiplerinin de sorumlu olabileceğinin değerlendirildiği” belirtilerek ifade işlemlerinin devam ettiği belirtilmişti.
İfadelerin ardından baba A.R.E. Coşkun adli kontrol şartı, Yaşar Coşkun ise “taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma” suçundan tutuklama istemiyle mahkemeye sevk edildi ve mahkeme de bu yönde karara hükmetti.
Bugüne kadar Coşkun'ları koruyanlar da suçludur!
Sermaye-AKP iktidarı, kamuoyundaki tepkilerin etkisiyle, MÜSİAD Sakarya Şube Başkanı Yaşar Coşkun adlı sermayedarı göstermelik de olsa tutuklamak durumunda kaldı.
Yaralanan işçilerin alınmayan önlemlere ve fabrikadaki kölelik koşullarına dair öfkeli anlatımları basında yer bulmuştu. Yanı sıra, aynı fabrikada bundan önce yaşanan patlamalara ve iş cinayetlerine rağmen kapitalistlerin AKP iktidarı tarafından korunup kollandığı ayyuka çıktı. MÜSİAD'ın katliamın sonrasındaki pişkinliği ve kamuoyuna yansıyan tepkiler, sermaye iktidarının üzerinde basınç oluşturdu.
Sermaye-AKP iktidarı, tetikçi yargısıyla aldığı bu kararla, katliamdaki sorumluluğunu geçiştirmeyi, MÜSİAD-AKP işbirliğiyle kurulan sömürü düzenine karşı işçilerden yansıyan tepkileri savuşturmayı hesap ediyor.
MÜSİAD kapitalistleri kadar onları bugüne kadar koruyan sermaye devleti ve dümenindeki AKP-MHP iktidarı da bu işçi katliamından sorumludur. İşçi sınıfı bu katliam düzenine karşı birlik olup harekete geçmedikçe, iş cinayetlerinin failleri göstermelik tutuklamaların ardından korunmaya ve aklanmaya devam edecek, işçi katliamlarının arkası kesilmeyecektir.