-Salgın sürecinin işçilere dönük yansımalarını nasıl görüyorsunuz?
Salgın sürecinin biz emekçileri olumsuz yönde etkilediğini ve tedirginliği arttırdığını söyleyebilirim. Gelecek kaygısı içindeyiz. Artan enflasyon karşısında maddi açıdan çok zorlanmaya başladık. Bu durumun sermaye tarafından kullanılıp istihdamın azaltılmasından yana kaygılarımız vardır.
- Bu süreçte sendikaların sessiz kalmasını neye bağlıyorsunuz?
Bu süreçte sendikalar çalışma koşullarında alternatifler aramak zorundalar. Maalesef sendika bürokratlarının işçiyi düşünmek gibi bir kaygısı olmadığını gördük. Sendikaların isçiye yönelik hiçbir adım atmadıklarını görüyoruz. Bu süreçte gerek maddi imkanlarını seferber ederek isçiye az da olsa küçük bir katkı sağlayıp isçiye moral motivasyon verilebilirdi. Ama görüyoruz ki sendika bürokratları sadece kendilerini ve makamlarını düşünüyor.
- Son olarak söylemek istediğiniz bir şeyler var mı?
Bu süreçte fabrikalarda çalışmanın doğru olmadığı kanaatindeyim. Çünkü ortak alanları (yemekhane, servis, çalışma alanı gibi) kullanmak zorundayız. Bu da virüsten etkilenmemiz anlamına geliyor. Bu süreci sağlıklı bir şekilde atlatabilmemiz için fabrikaların kapalı kalmasından yanayım. İsçiler mağdur edilmeden sürecin sağlıklı bir şekilde yürütülmesi gerekiyor.
Kızıl Bayrak / Gebze