Sermaye, devletin olanaklarını sonuna kadar kullanarak ihtiyaçlarını karşılayacak teknik donanıma sahip, sefalet koşullarına razı olacak, sindirilmiş işçiler yetiştirmek için canla başla çalışıyor. Uzun zamandır hedeflerine ulaşmak için “meslekî eğitim” adı altında bir dizi adımlar atıyorlar. Meslekî eğitim verme hedefiyle hareket eden meslek liseleri, meslek yüksekokulları ve çeşitli kurumlar sermayenin ihtiyaçlarına yanıt verecek nitelikli ve ucuz iş gücü yetiştirmek için çaba harcıyorlar. Bu çabaların bir ayağını da, “İşbaşı eğitimi” adı altında uygulanan ve finansmanının işsizlik fonu olduğu ‘beleş işçilik’ uygulaması oluşturuyor.
Sermayenin ve devletin meslekî eğitime verdiği önem, emeğin üretkenliğini arttırarak işçi ve emekçilere daha rahat yaşam ve çalışma koşulları sağlamak için değildir. Aksine daha fazla kâr etmek ve sermayelerini büyütmek içindir. Yeni yetişecek işçi kuşaklarının prangalarını daha da sıkmak ve işçi sınıfının genel gövdesine karşı tehdit olarak kullanmak içindir. Bu gerçekleri bizler fabrikalarda yaşayarak görüyoruz. Stajyer işçiler kadrolu işçinin karşısına tehdit unsuru ve eylem kırıcı olarak çıkarılıyor. Çeşitli programlarla fabrikalarda çalıştırılan (İşbaşı Eğitim Programı gibi) işçiler, genel işçi kitlesinden koparılarak diğer işçilere karşı kullanılıyor. Patronların; düşük ücret, ağır çalışma koşulları, güvencesiz çalışma vb. uygulamaları hayata geçirmelerinde tehdit unsuru olarak kullanılıyorlar. Bazı programlarda verilen teknik eğitimle emeğin üretkenliği arttırılarak işsizler ordusuna yeni işçiler ekleniyor.
Mesleki eğitimin, emeğin üretkenliğini arttırmakta önemli bir rol oynadığı ortadadır. Bunun için de işçi ve emekçilerin mesleki eğitim alması önemlidir. Fakat kapitalist toplumda emeğin üretkenliğinin artması, işçi sınıfının bütünlüklü bir mücadelesi yoksa eğer, yeni işsizler demektir. Bir işin, her yenilikle beraber daha az kişiyle yapılması demektir.
Elbette, mesleki teknik eğitimin kapitalist sistemin yapısal sorunlarından biri olan işsizliğin üzerindeki bu etkisi sadece bir etkendir. Fakat bizler mücadele ederek bu durumu tersine çevirmeliyiz. Emeğin üretkenliğinin arttırılmasını işçi ve emekçilerin çalışma ve yaşam koşullarının düzeltilmesi mücadelesiyle birleştirmeliyiz. Ancak o zaman mesleki-teknik eğitim kapitalistlerin kâr kapısı değil, insanca çalışma ve yaşam koşulları için bir basamak olacaktır. Bu mücadelemizin başarılı sonuçlar vermesi demek, meslekî eğitim kurumlarının üretim süreciyle olan bağının ve bütünlüğünün doğru kavranması demektir. Geleceğin işçilerini işçi sınıfının bir parçası görmek ve sınıf bilinçlerinin gelişmesi için adımlar atmak demektir.
Sendikamız bu gerçekliğin farkında olduğu için Meslekî Eğitim Kurultayı’nı önemsemiş ve sürecin bir parçası olmuştur. Tekstil işçilerini, fabrikalardaki stajyerleri ve diğer programlarla çalışan işçileri sürecin bir parçası yapmak için çabalarını yoğunlaştırmıştır. Sendikamız öncü işçi ve emekçileri de bu çabayı büyütmeye ve kurultay çalışmalarına omuz vermeye davet etmektedir.
Tarih: 14 Ocak 2018 Pazar
Saat: 14.00
Yer: Hürriyet Mh. Yaşam Kalitesini Yükseltme Merkezi (Hürriyet Mh. Çini Sk. No:3 Kartal /İST)
Devrimci Tekstil İşçileri Sendikası
28 Aralık 2017