KHK ile ihraç edildikten sonra “İşimi, ekmeğimi geri istiyorum” diyerek Düzce’de 839 gündür direnen mimar Alev Şahin, bu süreç içinde 235 kez gözaltına alındı ve toplam 67 bin TL para cezasına çarptırıldı. Bu saldırılara rağmen Alev Şahin “Ekmeğimi geri alana kadar da vazgeçmeyeceğim” diyerek yılmayacağını yeniden dillendirdi.
Cumhuriyet'ten Alican Uludağ'ın haberine göre, Düzce’de Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nde 2011’de çalışmaya başlayan mimar Şahin, 6 Ocak 2017 tarihinde yayımlanan Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile görevinden ihraç edildi. İhracın nedeninin Şahin’in Düzce’de denetleyip ceza kestiği bir “FETÖ” itirafçısı beton şirketinin patronunun verdiği ifade olduğu ortaya çıktı. Mimar Şahin, bu tarihten itibaren her hafta Düzce’de “İşimi, ekmeğimi geri istiyorum” talebiyle kent merkezinde oturma eylemi başlattı. Pazartesi, salı, çarşamba, perşembe günleri Düzce’de eylem yapan Şahin; cuma, cumartesi, pazar ise Yüksel Caddesi’ndeki direnişe destek veriyor.
Yalnızca işini geri isteyen Şahin, bu süreçte Düzce ve Ankara’da polis tarafından 235 kez gözaltına alındı, hakkında 4 tane dava açıldı. Şahin’e, işini geri istediği için Kabahatler Yasası’na muhalefet gerekçesiyle 100’e yakın idari para cezası kesildi. Para cezalarının toplamı 67 bin TL oldu. İktidar, işten attığı Alev Şahin’den şimdi 67 bin TL istiyor.
Komisyondan ses yok
Şahin, ihraç edildikten hemen sonra OHAL Komisyonu’na başvurmuş ve göreve iadesini istemişti. Ancak komisyon, aradan geçen 2 yıl 5 aya karşın Şahin’in dosyasını görüşmedi. Alev Şahin saldırılara karşın yılmadığını ve yılmayacağını şu ifadelerle anlattı:
“800 gün içerisinde iki kez faşist saldırı, iki kez vali yasağı ve gözaltı, GBT bahanesi ile bir kez gözaltı yaşamıştım. Ama şimdi 15’er günlük arka arkaya yasak kararları alınarak her eylemde olduğum günü gözaltında geçiriyor, para cezaları ile yıldırılmak isteniyorum. KHK’lerin ölümüne sebep olduğu onlarca insan varken tek muhatap gösterilen OHAL Komisyonu ölümlerin ardından kararlar veriyor ya da mahkemeler beraat veriyor. Demokratik Kitle Örgütleri’nin de suskunluk içerisinde olduğu bir dönemde kanserden, inşaatlardan düşüp ölerek ya da intihar ederek ölen KHK’lilerin sayısı gün geçtikçe artıyor. Ben böyle bir zulüm altında direnmeyi ülkemiz ve ezilenler adına bir tercih değil zorunluluk olarak görenlerdenim. Ekmeğimi geri alana kadar da vazgeçmeyeceğim.”