Kocaeli İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi, İzmit Yürüyüş Yolu Belediye İş Hanı Önünde basın açıklaması yaptı.
Basın açıklamasını okuyan Selçuk Karstarlı AKP’nin iktidar olduğu 21 yılda 32 bin 180 işçinin hayatını kaybettiğini söyledi. Kastarlı şunları ifade etti:
“Dün 3 Kasım’dı. AKP’nin hükümet olup ilerleyen yıllarda hızla devletin merkezinde yer alışının 21. yılı. Bu yıllarda AKP’li kurmayların dilinden ‘ekonomik kalkınma’, ‘büyüme’, ‘İleri Türkiye’, ‘Yeni Türkiye’, ‘yerli-milli’ ve ‘Türkiye Yüzyılı’ sözleri eksik olmadı. Ancak Türkiye işçi sınıfı ve halkımız açısından değişen bir şey yok. Aksine her geçen yıl emekçilerin aleyhine çıkarılan yasalar, artan enflasyon ve giderek azalan alım gücü, hak ve özgürlük mücadelelerine karşı süreklileşen bir baskı ve güvencesiz çalışma koşullarının yaşama geçirildiği bir ‘İş Cinayetleri Rejimi’. İşte 21 yılın özeti bu.
İster 6331 sayılı İSG Yasası çıkarın ister oransal olarak ‘İşçi ölümleri düştü’ gibi söylevler verin gerçekler değişmiyor. AKP’nin iktidara geldiği 3 Kasım 2002 tarihinden bugüne iş cinayetlerinde en az 32 bin 180 işçi ve kaydı bile tutulamamış ancak sayısının 150 bin ila 200 bin arasında olduğu tahmin edilen işçi ise meslek hastalıkları sonucu hayatını kaybetti. AKP’li yıllarda İSİG alanındaki temel sorunları özetlersek; ülkemizde hüküm süren durum bir iş cinayetleri rejiminin varlığıdır. Soma, Amasra, Hendek, Davutpaşa, Ostim, Torunlar, Ermenek, Elbistan, Şırnak, Dursunbey, 3. Havalimanı, Tuzla Tersaneleri, Kot Kumlama gibi birçok işçi katliamı bu dönemde meydana gelmiştir.”
ILO ve DSÖ verilerine göre her bin işçi için yılda 4 ila 12 yeni meslek hastalığı olgusu beklendiğine dikkat çeken Kastarlı “Yine meslek hastalıklarına bağlı ölümler, iş cinayetlerine bağlı ölümlerin yaklaşık 5-6 katı düzeyindedir” dedi.
Kastarlı şöyle devam etti:
“İktidara gelir gelmez çıkarttıkları 4857 sayılı İş Kanunu ile taşeron çalıştırma başta olmak üzere esnek ve güvencesiz çalıştırma yasal hale getirilmiş ve kiralık işçilik ve özel istihdam büroları içerikli kölelik yasası ile bütün işlerde güvence tamamen ortadan kalkmıştır. Gelinen noktada Türkiye sermaye için bir cennet haline gelmiştir. Emek sürekli ucuzlaştırılmış, Türkiye Avrupa’nın Çin’i haline getirilmiştir. Ölümlerin yüzde 99’u sendikasız işyerlerinde olmasına rağmen, sendikal hareket baskı altına alınmış, sendikalaşan işçiler işten atılmış ve iktidara bağlı sendikalar egemen hale getirilmiştir. Grevler “milli güvenlik” gerekçesiyle yasaklanmış, 1 Mayıslarda alanlar kapatılmıştır.
Devlet kendi yasalarına dahi uymamış, çalışan çocuklar korunmamıştır. Çocuklar çalışması yasak olan işkollarında çalışmanın yanında 15 yaşın altında da çalıştırılmaktadır. Yoksulluk, 4+4+4 eğitim sistemi, çırak ve stajyerlik uygulamaları, mevsimlik tarım işçiliğinin omurgasının çocuklardan oluşturulması gibi nedenlerle üçte biri 14 yaş ve altında olmak üzere her yıl 60-70 çocuk çalışırken hayatını kaybetmiştir. SSGSS yasası ile emeklilik yaşı 65’e çıkarılmıştır. Emekli olduğu halde geçinemediği için çalışan ve emekli olma hakkını sigortasız çalıştığı ya da sigortası düzenli yatırılmadığı için kazanamayan milyonlarca emekli/yaşlı işçi kitlesi oluşmuştur. Yine her yıl iş cinayetlerinde hayatını kaybedenlerin yüzde 20-25’ini bu işçilerin oluşturması, emekli/yaşlı işçilerin güvencesiz emek haline getirilmesinin bir sonucudur.”
Tarımda, sanayide, hizmet sektöründe kadınların en güvencesiz koşullarda çalıştırıldığını belirten Kastarlı “İş cinayetlerine, güvencesiz çalıştırmaya, sendikal örgütlenme üzerindeki baskılara karşı direneceğiz” dedi.