PTT bünyesinde taşeron işçisi olarak çalışan ve sendikalaştıkları için ücretsiz izin ve işten atma saldırısı ile karşılaşan işçilerin direnişi sürüyor. PTT-Sen kurucu üyesi ve direnişçisi Burhan Tan ile taşeron çalışma koşullarına ve direniş süreci üzerine konuştuk.
-PTT’de taşeronda çalışan işçiler olarak sendikaya üye olduğunuz için ücretsiz izin ve işten atılma saldırısı ile karşılaştınız. İlk olarak PTT’de çalışma koşullarını anlatır mısınız?
Biz PTT’de İHS (İdari Hizmet Sözleşmeli), taşeron ve kadrolu olmak üzere üç kısımda çalıştırılıyoruz. Biz taşeron olarak çalışıyoruz. Türkiye’de 14 bin taşeron çalışan PTT işçisi bulunmakta. Aldığımız ücretten yaptığımız işe kadar kadrolu çalışanlara göre farklı koşullara sahibiz.
-Pandemi sürecinde ağır çalışma koşulları altında çalıştınız. PTT’de pandemi süreci boyunca önlemler alındı mı, taşeronda çalışan işçilerin çalışma koşullarını anlatır mısınız?
Pandemi sürecinde kısmi önlemler alındı. Maske ve eldivene ulaşmakta zorlandık. Hijyenik olarak bunların dışında hiçbir şey yapılmadı. Pandemi başladığından bu yana biz özveriyle çalıştık. İşler akmasın diye idari izindeki arkadaşlar bile geri çağrıldı. İş yükümüz arttı. Sağlık emekçileri gibi bizim de çalışma saatlerimiz uzadı. Cumartesi- pazar, sabah-akşam çalıştık. Bizim çalışma koşullarımız çok zor. Her yerde söylemeye devam edeceğim. PTT’de 10 kalem iş var bunun 9’unu taşeron işçisi yapıyor. Kargo dağıtımı, tebligatlar, banka kartları… Bu iş yükünün hepsi taşeron işçisi üzerinde.
-Örgütlenme süreciniz nasıl başladı, nasıl ilerledi? Direnişe nasıl karar verdiniz?
Biz 1,5 yıl önce İstanbul’da birbirini hiç tanımayan 6-7 arkadaş ufacık bir odada sendikamızı kurduk. Başka seçeneğimiz yoktu, var olan sendikaların bize bir faydası yoktu. İşkolu farklılığından dolayı PTT Kargo Sen ve PTT-Sen olmak üzere iki bağımsız sendika kurduk. Şu an 14 bin taşeron işçisinden 4500’e yakın üyemiz var. Yetkimizi aldık, toplu sözleşme sürecindeyiz. Avrasya A.Ş.’nin itiraz etmesi üzerine yetki mahkememiz sürüyor. 22 Aralık’ta görülecek.
Şoför arkadaşlarımız iller arasında üye çalışması yürütmede önemli bir rol oynadı. Üyelikte önemli bir diğer faktör de sosyal medya oldu.
Biz sendikalaştığımız için mobbinge uğradık. Yer ve iş değişikliği ile karşı karşıya kaldık. Bunun dışında sürekli işten çıkarma tehdidi altındaydık. İşten çıkarıldık, direnmeye karar verdik. Kazanana kadar direnmeye devam edeceğiz.
“Direnmekten başka bir yol yok”
-Ücretsiz izin ve işten atılma saldırısına karşı Sinbo işçileri, Ekmekçioğulları işçileri ve PTT işçileri direniş yolunu seçti. Ücretsiz izin saldırısına ve hak gasplarına karşı başka neler yapılabilir?
Şu anda işten çıkarmadan önce ücretsiz izin devreye sokuluyor. Bizim arkadaşlarımızdan da 5 kişi ücretsiz izne çıkarıldı, 5 kişi işten çıkarıldı.
Ücretsiz izin, işverenin elinde bir koz. İşveren 29. koddan ücretsiz izne çıkararak işsizlik parası ve kıdem tazminatı alınmasının da önüne geçiyor.
Bu saldırılara karşı diğer direnen arkadaşlarımız gibi direnmekten başka bir yol yok.
-Asgari ücret görüşmeleri sürüyor. Bu konuda ne söylemek istersiniz?
Asgari ücret bu ülkenin kanayan yarası. İşçilere değer verilmiyor. Açlık sınırının altında yaşıyoruz.
Bu ülkenin işçileri olarak insanca yaşamı hak ediyoruz. İnsanca yaşama yetecek asgari ücret istiyoruz.
-Son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı?
Eylemimiz ve direnişimiz sürüyor. PTT’de taşeron çalışan 14 bin arkadaşıma seslenmek istiyorum: Gün bugündür. Bu dava sadece bizim değil, tüm işçilerin davasıdır. Taşeronun kaldırılması için mücadeleyi büyütelim.
Kızıl Bayrak / İstanbul