Uzun zamandır müzik alanında çalışma yapan Mamak İşçi Kültür Evi Müzik Atölyesi, 6 Şubat’ta yaşanan deprem gündemli “Sabahın tatlı uykusu” isimli yeni bestesini yaptı.
Söz ve müziği atölyeye ait olan şarkı 6 Şubat depremlerinde yaşamını yitirilenler anısına bestelendi.
Şarkının sözleri şu şekilde:
“Gecenin soğuk ayazı sıcak yatak mıdır?
Yoksa soğuk mezar taşı mı?
Bir beşik gibi sallandı o an
Yanı başımda küçük yavrumun yatağı
Bir beşik gibi sallandı
Sırasız yıkılan hayatlar
Yıkık ve karanlık sokaklar
Umutsuz haykırışlar
Yıkıldı dört duvar
Yıkıldı umutlar
Yıkıldı gülüşler
Yıkıldı hayatlar
Bitsin artık bu çürümüş düzen
Yeni gelen güne hep beraber
Sarsılmaz bir inançla
Yürüyelim hep beraber
Bu köhne temelin üstüne.”
Sözü ve müziği Mamak İşçi Kültür Evi Müzik Atölyesi’ne ait olan “Sabahın tatlı uykusu” isimli eser üzerine kendileriyle deprem, eserin içeriği ve inşası üzerine konuştuk...
“Depremzedelerin her türden dayanışmaya ihtiyaçlarının olduğunu düşünüyoruz”
- Geçtiğimiz ay toplumu derinden etkileyen bir facia yaşandı ve yaşanan depremde on binlerce emekçi yaşamını yitirdi. Bu süreçte çok yakından gördük ki kapitalist sistem insanı değil, rantı merkez alan bir sistem olduğu için insanların yaşadığı acılar katbekat arttı. Kapitalist devlet ölüm üzerine ölüm ekledi. Bu sorunun sizin sanatsal üretiminize de yansıdığını görüyoruz. Bu konuda ne söylemek istersiniz?
Songül: Depremde on binlerce insanı yitirdik ve milyonlarca insan mağdur oldu. Bu süreçte devletin varlığını da yokluğunu da çok yakından gördük. Bu katliam hiç kimsenin sessiz kalamayacağı, kendi sınırlarında sesini çıkarmaktan sakınmayacağı bir süreç. Toplumun her kesimi bir şeyler yaptı, tepkiler gösterildi. Biz de bu süreçte dayanışma için yardımlar topladık ve bölgeye gönderdik. Müzik Atölyesi olarak da bir beste yaparak toplumsal hafızaya bir not düşmek istedik. Sonuçta depremzedelerin her türden dayanışmaya ihtiyaçlarının olduğunu düşünüyoruz.
Deniz: Apaçık bir katliam yaşandı. Ve bunun baş sorumlusu bu ölüm düzeni ve onun sahipleridir. Alınmayan önlemler, depremden sonra yardım ekiplerinin bekletilmesi, gönderilen yardımlara el konulması bu yıkımı daha da büyüttü ve katlanılamaz bir hale getirdi. İnsanlar yaralı, açıkta ve çaresiz. Ve biz ezgilerimizle, müziğimizle yaralara merhem olmaya çalıştık. Sonuçta moral ve umuda da ihtiyacın olduğu bir dönemden geçiyoruz.
Doğukan: Yaşanan katliam hepimizi derinden etkiledi. Hepimiz bulunduğumuz alanlarda elimizden gelen tüm yardımı yapmaya ve dayanışmayı yükseltmeye çalıştık. Müzik atölyesi olarak bulunduğumuz alandan yani müzik alanından bir dayanışma sergilemek doğal bir refleks olarak gerçekleşti. Müzik atölyesi olarak yaşanan tüm toplumsal olaylara, katliamlara karşı sanatsal üretimler yapmaya çalıştık ve çalışıyoruz.
“Birlikte mücadele edip birlikte üretiyoruz”
- Üretiminizin inşa aşamasına dair neler belirtmek istersiniz?
Doğukan: Yaptığımız tüm üretimlerde kolektif çalışmayı esas alıyoruz. Atölye emekçileri ve diğer yoldaşlarımızın katkıları ile toplanan şiirler müzikle birleşip son halini alıyor. Birlikte mücadele edip birlikte üretiyoruz.
Deniz: Bu bestenin oluşum süreci kolektif bir şekilde işledi. Sözün yazılışı, müziğin yaratım süreci… Yaklaşık bir ay sürdü. Son bir yılı aşkın süredir Mamak İşçi Kültür Evi’nde bir kayıt stüdyosu oluşturduk ve yaptığımız üretimlerimizi kendi imkanlarımızla kaydediyoruz. Bu besteyi de bu şekilde kolektif olarak üretip kaydettik. Ve başta depremzedeler olmak üzere tüm işçi ve emekçilere sunuyoruz.
Kızıl Bayrak / Ankara