Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi'nde "profesör doktor" olarak görevli Hasan Bilgili kendi veteriner kliniğinde çalışan kadın bir veteriner hekime tecavüz etmişti. Suç ortakları olan Hüseyin Şenyurt ve Serken Durmaz'la beraber bu tecavüzün üstüne kapatmaya çalışmışlardı. Daha sonrasında Hasan Bilgili tutuklanmış ama savcının özel izni ile tahliye edilmişti. Ankara Üniversitesi ise Hasan Bilgili'yi emekli etmişti.
Cinsel saldırıya ilişkin açılan davanın bugün görülen ikinci duruşması öncesinde Ankara Adliyesi önünde basın açıklamaları gerçekleştirildi. İlk olarak Ankara Kadın Platformu davanın takipçisi olduklarını vurgulayarak herkesi duruşmaya katılmaya davet etti.
Sonrasında Ankara Üniversitesi öğrencileri de bir basın açıklaması yaptı. İlk duruşmada basın açıklaması yapmak isteyenlerin polis tarafından gözaltına alındığı hatırlatılan açıklamada, “Gözaltına alınan arkadaşlarımıza polis ‘Bu kadın hala yaşıyor, ölmediyse niye basın açıklaması yapıyorsunuz?’ demişti. Buna rağmen bizler buradayız, her türlü baskı ve saldırıya rağmen bu davanın takipçisi olacağız” dendi.
Hasan Bilgili'yi aklamak için Ankara Üniversitesi Rektörlüğü’nün ve mahkemenin elinden geleni yaptığı belirtilen açıklamada şu ifadeler kullanıldı:
“Hasan Bilgili'nin ve suç ortaklarının meslekten men edilmesi gerekirken Hasan Bilgili emekli edilmiş, tutukluyken tahliye edilmiştir. Burada hem okul yönetimi hem de mahkmenin tarafı bellidir. Hasan Bilgili Veteriner Fakültesi'nde birçok öğrenciyi taciz etmiş ve bu yüzden hakkında soruşturmalar açılmıştır. Ama bu soruşturmaların üstü bilerek kapatılmış, Hasan Bilgili okul yönetimi tarafından korunup kollanmıştır.”
Engellere rağmen hem Veteriner Fakültesinde hem de Ankara Üniversitesi Rektörlüğü önünde eylemler yapıldığı hatırlatılan açıklama, davanın takipçisi olmaya devam edileceği vurgusuyla şu ifadelerle noktalandı:
“Ankara Üniversitesi’nde tecavüzcüleri kollayan Erkan İbiş'in, tecavüzcü Hasan Bilgili'nin, Ceren Damar'ın katillerinin muhafızlığına soyunan Vahit Bıçak'ın, okulumuzun öğrencilerine döner bıçağıyla saldıran ve aynı zamanda Şule Çet'in katillerinin muhafızlığına soyunan Paşa Büyükkayaer'in değil; üniversitenin ve bilimin değerlerini savunan, toplumdaki erkek egemenliğine karşı duran, savaşa karşı barıştan yana olan biz öğrencilerin üniversitesidir. Bizler, üniversitemizde kadına karşı şiddetin her türlüsüne karşı durmaya ve üniversitemizi savunmak için mücadele etmeye devam edeceğiz. Ankara Üniversitesi öğrencileri olarak tüm sıra arkadaşlarımızı bu mücadelede yan yana durmaya çağırıyoruz.”