TGS Kadın VE LGBTİ+ Komisyonu "Kadın düşmanı medyaya sözümüz: Sözleşmeden vazgeçmeyeceğiz!" başlığıyla yazılı bir açıklama yaptı.
Türkiye, İstanbul Sözleşmesi'ni 24 Kasım 2011'de kabul eden ilk ülke olduğu belirtilen açıklamada "Bizce utanç kaynağı olan bu medya organlarındaki nefret diline, kadınların haklarına yönelik bu saldırılara karşı; TGS Kadın ve LGBTİ+ Komisyonu olarak, İstanbul Sözleşmesi’nin tartışmaya açılmasını değil, sözleşmenin tüm gereklerinin yerine getirilmesi için acil adımlar atılması gerektiğini söylüyoruz" denildi.
İstanbul Sözleşmesi’nin tartışmaya açılmasının olumsuz etkileri açıklamada şöyle sıralandı:
"- Kadınların ve LGBTİ+ların daha fazla erkek şiddetine maruz kalması ve biz gazetecilerin daha fazla şiddet haberi yapması demektir. Biz şiddet haberleri yapmak istemiyoruz.
- Medyadaki yaygın eril dilin artması demektir. Kadınları yok sayan, ‘anne’, ‘eş’ gibi rollere sıkıştıran, kadına şiddeti aklamaya bahane bulan medyanın değişmesini istiyoruz, bunun için mücadele ediyoruz.
- Kadınları ‘aile’ye hapsetmek, kimliklerimizden vazgeçmek demektir. Biz toplumun yarısıyız, sadece kadın olduğumuz için aşağılanmak, eksik hissettirilmek istemiyoruz.
- Kadın gazeteciler olarak her gün işyerlerimizde cam tavanla, mobbingle mücadele ediyoruz. Sokakta kolluk kuvvetlerinin sözlü, fiziksel şiddetine karşı mücadele ediyoruz. Haberlerimizi yaparken haber kaynağının tacizine karşı mücadele ediyoruz. İstanbul Sözleşmesi’ne ‘fesat sözleşmesi’ diyenler, ‘aileyi, yuvayı yıkıyor’ diyenler, ‘İslam sözleşmesi’ arzulayanlar, siz istiyorsunuz ki biz kadınlar evde oturalım, evlenelim, çocuk doğuralım, o çocukları sizin ‘ahlak’ kurallarınıza göre yetiştirelim, düşünmeyelim, fikirlerimizi söylemeyelim, mücadele etmeyelim."
"Kabul etmiyoruz, itiraz ediyoruz, isyan ediyoruz!"
"Biz kadın gazeteciler, kadınların kazanımlarının, en temel haklarının geri alınmaya çalışıldığı bu dönemde tüm meslektaşlarımızı bu saldırılara karşı kalemlerini, klavyelerini, objektiflerini kadınların mücadelesinin büyütmek için kullanmaya davet ediyoruz. Bu davetin aynı zamanda mesleğin en temel etik kurallarından biri olduğunu hatırlatıyoruz.
Biz gazetecilik yapacağız, bu meslekte kadın kimliğimizle var olacağız, medyada kadınların mücadelesinin görünür olması için mücadeleden vazgeçmeyeceğiz."