Denizli’de, Furkan Zıbıncı tarafından öldürülen Şebnem Şirin’in ailesinin avukatı ihbar üzerine gelen polislerin kapıya gelip gittiğini ifade etti.
Ailenin avukatı Osman Tabu şunları ifade etti:
“Maalesef ciddi bir hata ihtimali söz konusu. Polis ekipleri, dairenin kapısına kadar gelerek, misafir gibi kapıyı çalıyorlar. Zanlı ve maktulün içerde olmasına karşın, ‘herhangi bir ses yok’ deyip hiçbir tedbir almadan veya yandaki bir dairenin kapısını dahi çalmadan, oradan ayrılıyorlar”
Anka Haber Ajansı’ndan Ayhan Çimendağ’ın haberine göre Denizli’de, 27 Ekim Çarşamba günü, saat 05:00 sıralarında Furkan Zıbıncı tarafından öldürülen Şebnem Şirin’in ailesinin avukatı Osman Tabu şunları söyledi:
“Şebnem'in daha önceden her ne kadar kısa bir müddet de olsa yakın arkadaşlığı olmuş ise de zanlıyla ayrılmak istediği ve dolayısıyla da ilişkiyi sonlandırdığı biliniyor. Ancak zanlının psikolojik olarak bunu kabullenemediği, tepki gösterdiği ve Şebnem'in ayrılma kararına karşı direndiği ve artık bunun saplantılı bir hal aldığı anlaşılıyor. Öyle ki zanlının Şebnem'i uzaktan takip ettiği, kendi arkadaşlarıyla oturup kalkarken onu gizlice izlediği gibi durumlar söz konusu.”
“Polis misafir gibi cinayetin işlendiği dairenin kapısını çaldı”
“Kadın cinayetleri ile mücadele etmek adına söylediğimiz pek çok şey var. Yetkili kurumlarımızın almış olduğu tedbirler, göstermiş oldukları çabalar var. Ancak bazı noktalarda hassasiyetimizin eksik olduğu veya hatalı şeyler yaptığımız anlaşılıyor. Bu olayda da maalesef ciddi bir hata ihtimali söz konusu. Dosyaya yansıyan bilgilere göre olay günü, cinayetin işlendiği saatlerde Şebnem’in çığlıkları üzerine bir şekilde konu polise intikal ediyor. Polis ekipleri olayın işlendiği dairenin kapısına kadar gelerek, bir misafir gibi kapıyı çalıyorlar. Sonrasında zanlı ve maktulün içerde olmasına karşın, polis arkadaşlar maalesef burada ‘herhangi bir ses yok’ deyip hiçbir tedbir almadan veya yandaki bir dairenin kapısını dahi çalmadan oradan ayrılıyorlar. Maktulün o an ki durumunu bilemiyoruz. Belki hayattaydı. Belki o an itibariyle gerçek bir müdahale yapılsaydı kurtarılabilirdi.”