“Berlin’de düzen hüküm sürüyor!’ Sizi budala zaptiyeler! Kum üzerine kurulu sizin ‘düzeniniz’. Devrim daha yarın olmadan, ‘zincir şakırtıları içinde yine doğrulacaktır!’ ve sizleri dehşet içinde bırakıp, gür sesi ile şunu haykıracaktır: ‘Vardım, Varım, Varolacağım!’” Rosa Luxemburg
“Sıkı durun, kaçmadık, yenilmedik... Çünkü Spartaküs ateş ve ruh demektir, yürek ve can demektir, proleter devrimin iradesi ve eylemi demektir. Çünkü Spartaküs zafer özlemini, sınıf bilinçli proletaryanın mücadele azmini temsil etmektedir... bunlar elde edildiği zaman, biz ister yaşayalım, ister yaşamayalım, programımız yaşayacaktır ve kurtulan halkların dünyasına egemen olacaktır. Her şeye rağmen!”
(Karl Liebknecht)
Alman proletaryasının ve sosyalizmin yiğit öncüleri Karl ve Rosa 15 Ocak 1917’de Alman burjuvazisi tarafından katledildi.
Devrim ve sosyalizm mücadelesinden bir an bile geri durmayan, “Spartakist’e” can veren, tüm zorlu koşullarda dahi mücadeleden vazgeçmeyen, kapitalizme, emperyalizme ve oportünizme karşı mücadeleyi simgeleştiren ve mücadelede simgeleşenlerdi onlar.
Devrimin yüksekten uçan kartalıydı Rosa Luxemburg... Alman burjuvazisine ve işbirlikçi SPD’ye karşı mücadelede birçok bedel ödemiş yine de “Her şeye rağmen görev başında, bir sokak çatışmasında ya da darağacında can vermek isterim” demişti. Birçok kere hapis yatmış, birçok kere cezaya çarptırılmıştı. Bedenen var olamadığı meydanlarda makaleleriyle ve eleştirileriyle nefesini, sesini, mücadelesini her daim hissettirmişti.
Genç yaşlardan itibaren mücadeleye katılan Rosa, istediği gibi yaşamını sürmüş, ölümü de istediği gibi olmuştu. Mücadele içerisindeyken Freikorps adlı katliam örgütü mensupları tarafından kafalarına arkadan tüfek dipçiği vurularak Karl ile birlikte alçakça katledilmişti.
Rosa ve Karl katledilmiş ancak savundukları tüm dünyada yankılanmaya devam etmiştir. Hala da devam etmektedir. Sosyalizm hala insanların yakıcı özlemi olmaya devam etmektedir.
Rosa’nın dediği gibi; “Devrimin kaybedeceği zamanı yok, devrim hala açık duran mezarların üzerinden, ‘zaferlerden’ ve ‘yenilgilerden’ geçerek kendi büyük hedeflerine doğru fırtınalar içinde yürüyecektir. Uluslararası sosyalizm için mücadele edenlerin ilk görevi, devrimin gereklerini ve rotasını bilinçle izlemektir.”
Zaman devrime akmaya devam ediyor ve zaman kavganın en çetin anlarında bizleri mücadele de safları sıklaştırmaya çağırıyor.
Rosa Luxemburg ve Karl Liebknecht mücadelemizde yaşıyor!
Yaşasın proletarya enternasyonalizmi!
Yaşasın devrim ve sosyalizm!
İşçi-Emekçi Kadın Komisyonları
16 Ocak 2017