İktidarın icraatları, biz işçi ve emekçi kadınlar için hayatı her geçen gün daha da zorlaştırıyor. Çalışma ve yaşam koşullarımız ağırlaşıyor.
Güvencesiz ve düşük ücretlerle çalışıyoruz. Fabrikalarımızda, işyerlerimizde baskı, taciz, mobbingle boğuşuyoruz. İş Kanunu’nda yer aldığı haliyle bile, kreş hakkımızdan yararlanamıyoruz.
Üzerimize yıkılan çocuk, hasta, yaşlı bakımı ve ev işleri zamanımızın çoğunu alıyor. Toplumsal yaşama daha aktif katılmamıza, kimi durumlarda ise çalışmamıza engel oluyor.
Karşı karşıya kaldığımız çifte sömürü artarken her gün gelen zamlar, yükselen enflasyon, artan kiralar en çok bizi etkiliyor. Erkek egemen kapitalist düzen bizi babamıza, abimize, eşimize bağımlı hale getirmek için her şeyi yapıyor.
Bizlerin sömürüsünden beslenen sermaye düzeni ve temsilcileri kadın düşmanı politikaları hayata geçirmek için fırsat kolluyorlar. İstanbul Sözleşmesi’nin ardından sıraya 6284 sayılı yasayı koydular. Kadına yönelik şiddeti, kadın cinayetlerini ve istismarı arttıracak her türlü uygulamayı hayata geçiriyorlar. Kadın katillerini, istismarcıları infaz düzenlemesiyle serbest bırakıp adeta kadına yönelik şiddeti teşvik ediyorlar. Zira, ortaçağ artığı gerici-şeriatçı ideolojiye dayanan faşist rejim, hakkını arayan, onurlu/insanca yaşam talebi olan kadınlara özel bir nefret besliyor.
Kapitalistler bizleri kendi zenginliklerini büyütmek için kullanılacak köleler olarak görüyorlar. Gerici-faşist iktidarlar ise toplumu denetim altında tutmak için baskı ve zorbalığı arttırıyor. Yaşamlarımızı çalıyorlar. Düzenin zihniyeti nefes almamızı engellerken kar hırsı da doğamızı talan ediyor. Bizlerin büyüyen öfkesini dizginlemek, sindirmek için her türlü kadın eylemini yasaklıyor, saldırıyorlar.
AKP-MHP iktidarı ile suç ortakları, karşı karşıya kaldığımız sorunların derinleştirilmesinden sorumludurlar. Bu sorunların kaynağı olan kapitalizmi ve burjuva sınıf iktidarını temsil eden düzen muhalefeti de rejimin icraatlarına destek vererek ya da sessiz kalarak suç ortaklığı yapıyor. Hepsi bizlerin sömürüsünden beslenen sermaye düzenini temsil ediyorlar.
Hayatlarımızı, haklarımızı, geleceğimizi çalanlardan hesap soracağız! Şimdiye kadar kazandığımız ne varsa hepsini mücadele ederek, bedeller ödeyerek kazandık. Bundan sonra da öyle olacak.
Gerçek ve kalıcı kazanımlara ulaşmak, hayatlarımızı çalanlardan hesap sormak için işçi sınıfının birleşik mücadelesini büyütelim. Bu mücadele içerisinde işçi ve emekçi kadınlar olarak ön saflarda yerimizi alalım.
Dün nasıl ki özgürlük ve eşitlik mücadelesinde var olduysak, bugün de varız bundan sonra da var olacağız! Ta ki kapitalizmi yıkıp hak ettiğimiz insanca ve onurlu yaşamı kendi ellerimizle kurana kadar.
İşçi-Emekçi Kadın Komisyonları