Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu (KCDP) Mayıs 2020 raporunu kamuoyuyla paylaştı.
Koronavirüs (Covid-19) pandemisinin kadınlar için daha öldürücü olduğunun vurgulandığı raporda Mayıs ayında işlenen kadın cinayetleri hakkında şunlar ifade edildi:
“Bu ay 21 kadın cinayeti işlenmiş, 18 kadın şüpheli bir şekilde ölü bulunmuştur. Öldürülen 21 kadından 17’sinin neden öldürüldüğü tespit edilemedi, 3’ü ekonomik bahaneyle, 1’i de kendi hayatına dair karar almak isterken öldürüldü. 17 kadının hangi bahaneyle öldürüldüğünün tespit edilememesi, kadına yönelik şiddetin ve kadın cinayetlerinin görünmez kılınmasının bir sonucudur.”
Raporda cinayetleri kimlerin işlediğine ilişkin “Mayıs ayında öldürülen 21 kadının 2’sinin kim tarafından öldürüldüğü tespit edilememiştir. 8’i evli oldukları erkek, 2’si birlikte olduğu erkek, 3’ü tanıdık biri, 3’ü akraba, 1’i oğlu ve 2’si de tanımadığı biri tarafından öldürülmüştür” denildi.
En çok cinayet evde ve sokakta
Kadınların öldürüldükleri yerlere ilişkin ise raporda şunlar söylendi:
“Kadınların 10’u evinde, 7’si sokak ortasında, 1’i arabada, 1’i de bir arazide öldürülmüştür. 2 kadının nerede öldürüldüğü tespit edilememiştir. Geçtiğimiz aylara göre, bu ay kadınların sokakta öldürülme oranı da arttı. Bu ay öldürülen kadınların yüzde 48’i evlerinde, yüzde 33’ü sokakta öldürüldü.”
Kadınların 11’inin ateşli silahlarla ve 7’sinin kesici aletle öldürüldüğü, 3 kadının nasıl öldürüldüğü tespit edilemediği belirtilen raporda, kadınların çalışma durumunun tespit edilemediği kaydedildi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun kadın cinayetlerinin azaldığı iddialarına karşın “Sadece bir haftada, 5 kadın öldürüldü” denilerek bu cinayetler hatırlatıldı.
“Şüpheli” kadın ölümleri artıyor
Raporda artan şüpheli kadın ölümlerine şu ifadelerle dikkat çekildi:
“Altını çizmek istediğimiz önemli bir detay, artan şüpheli kadın ölümleridir. Bir süredir raporlarımızda da açıkladığımız gibi intihar veya doğal ölüm gibi sunulan şüpheli kadın ölümleri ve şüpheli bir şekilde ölü bulunan kadın sayısında çok ciddi bir artış yaşanmaktadır. Şüpheli kadın ölümleri, maalesef kadın cinayetlerinden daha da zorlu olabilmektedir. Kadınların öldürülüp öldürülmediği, gerçekten kaza ile mi öldükleri, intihar edip etmedikleri veya intihara sürüklenip sürüklenmediklerinin açığa çıkarılması gerekmektedir.”
Şüpheli kadın ölümleri sıralandıktan sonra “Mayıs ayında öğrendiğimiz 18 kadının şüpheli ölümleri bir an önce aydınlatılmalıdır” denildi.
“Çocuk istismarını meşrulaştıramazsınız!”
TÜİK verilerine göre 2002-2019 yılları arasında 704 bin 831 çocuğun zorla evlendirilerek istismar edildiği belirtilen raporda, çocuk istismarını meşrulaştırmaya çalışan “prof.” örneği teşhir edildi.
Almanya’da çocuk istismarına ilişkin olarak raporda şunlar ifade edildi:
“Almanya çocuk istismarı ile ilgili detaylı bir rapor hazırladı. Rapora göre çocukların mağdur olduğu cinsel suç sayısı 2018'de 14 bin 606 ve 2019'da 15 bin 936 olduğu aktarıldı. Raporda özellikle pandemi sürecinde evlere kapanmanın suça yardımcı olduğunu ve çocuk istismarı olayların arttığına dikkat çekti.”
6284 sayılı koruma kanunu uygulanmıyor
Koruma talep edenlerin korunduğu iddia edilen 6284 sayılı yasaya ilişkin “Mayıs ayında öldürülen kadınların 20’sinin koruma kararının olup olmadığı bilinmezken; yalnızca 1 kadının uzaklaştırma veya koruma kararı olmadığı bilinmektedir” denildi.
Raporda yasanın uygulanmasının önemi “İşçiler için ücretli izin, kadınlar için 6284 hayat kurtarır” denildi.
Mücadele eden kadınlar kazanıyor
Kadınların hakları için mücadele ettiklerinde kazandıkları raporda şu örneklerle anlatıldı:
“Pandemi boyunca mücadelemizle olumlu gelişmeler yaşanmaya devam ediyor. Olcay Senem, Kars Kültür Turizm İl Müdürlüğü’nde yaşadığı tacizi açıkladığı ve şikayetçi olduğu için adeta sürgün edilmişti. Görüşmelerimiz ve mücadelemiz sonucunda Mart ayında Kars Kültür Müdürlüğü'ndeki eski görevine geri dönen Olcay'dan güzel bir haber daha aldık. Kars Kültür Turizm İl Müdürü müdürlükten alınarak ve başka bir şehire uzman memur olarak tayin edildi.
“Bir kadın, boşandıktan sonra çocuğunun günlük işlemlerde soyadı farklılığı nedeniyle aksaklıklar yaşadığı için mahkemeye başvurdu. Yargıtay ‘tarihi bir karar’ verdi. Karara göre, eşinden boşanan bir kadın velayeti kendisinde olan çocuğunun soyadını değiştirebilecek. Yargıtay kararında bu değişikliğin çocuğun üstün yararına olacağı hükmedildi.”
Diğer ülkelerde gerçekleşenlerin anlatıldığı raporda kadın düşmanı söylemler ve uygulamaların devam ettiği ifade edildi.
Kadınların cinsel şiddete uğramaya ve çocuk istismarının yaşanmaya devam ettiği belirtilen raporda, Mayıs ayında görülen kadın cinayeti davaları sıralandı.