Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) kadın öğretmenlere “giyinmeyi öğretmek” amacıyla “ders” vermeye hazırlanıyor. “Etkili Öğretmenlik için Dış Görünüm ve Giyim Kodları” dersleri, iktidara yakın Enstitü Sosyal ile birlikte verilecek.
Eğitim Sen Merkez Yürütme Kurulu üyesi ve Merkez Kadın Sekreteri Simge Yardım, eğitimi AKP iktidarının “kadın düşmanlığının” ve kadınların haklarına karşı her geçen gün artan saldırıların devamı olarak nitelendirdi.
Yardım şunları ifade etti:
“Uzunca bir süredir kadınların bedenlerine, kimliklerine, yaşamlarına dönük ciddi bir saldırı süreci var. Kadınların nasıl yaşayacakları, nasıl çalışacakları, nasıl giyinecekleri bir biçimiyle tariflenmeye çalışıyor. Tariflendirme sonucunda da bir ‘makbul kadın’ yaklaşımı hakim kılınmak isteniyor. Kadınlar açısından bir dizayn söz konusu. Bunu iktidar uzun bir süredir sürdürüyor ve sürdürme araçlarından birisi de eğitim politikaları.”
Eğitim Sen’in cinsiyetçi eğitim politikalarına karşı uzun bir süredir itirazlarını sürdürdüğünün altını çizen Yardım, “Eğitim politikalarından, müfredatından, proje protokollerinden bir bütün eğitim politikaları, cinsiyetçiliği derinleştiren, kadına yönelik şiddeti artıran bir anlayışla hareket ettiriliyor. Çocuklar da bu anlayışla dizayn ediliyor” dedi.
Kadın öğretmenlere verilecek olan eğitimin, “MEB’in cinsiyetçi eğitim yaklaşımı politikasından bağımsız olarak görülemeyeceğini” söyleyen Yardım şunları ifade etti:
“Çünkü MEB’in uzunca bir süredir sürdürdüğü ve müfredat tartışmalarına da baktığımızda aslında nasıl bir toplum istediği açıkça bir biçimiyle karşımızda duruyor" dedi. Yardım, "Eğitim emekçilerine de benzer bir süreç dayatılıyor. Kadın eğitim emekçileri arkadaşlarımız daha öncesinde de kıyafetlerinden dolayı soruşturmalara maruz kaldılar. Disiplin süreciyle baskı altına alınmaya çalışıldılar. Önümüzdeki dönemde de kadınlara daha fazla baskı, mobbing, ayrımcılık olarak geleceğini öngörmek mümkün. Daha fazla disiplin soruşturmasıyla karşılaşmak mümkün. Bugün makbul kadınlık ile makbul öğretmenliği de tarifleyen bir iktidar anlayışı söz konusu. Biz kadınlar, tüm bu politikalara karşı çok güçlü bir mücadeleyi örgütlüyoruz. Emeğimize, kimliğimize, bedenlerimize, yaşamlarımıza sahip çıkan bir mücadeleyi örgütlüyoruz. Eğitim emekçilerinin kendi bedenleri ve hakları için dayatılan bu normlara karşı ortak ve güçlü bir mücadeleyi örgütlemesi ve ses çıkarması gereken süreci örgütlemeye ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz.”