Düzen yargısının kadın ve çocuklara yönelik cinsel istismar davalarında sanıkları koruyan tutumu, çarpıcı bir örnekle bir kez daha görüldü. Çocuğa yönelik cinsel istismar nedeniyle hakkında açılan davanın hiçbir duruşmasına gitmeyen sanık, mahkeme heyeti tarafından “iyi hal indirimi” ile ödüllendirildi.
Diken’den Burcu Karakaş’ın haberine göre, özel bir okulda Türkçe öğretmenliği yapan M.A., 14 yaşında bir kız çocuğuna cinsel istismarda bulundu.
Kız çocuğu adamın, birden fazla kez sanal ortamda cinsel istismar ve şantajına maruz kalırken, aile olaydan haberdar olunca şikayetçi oldu.
Müracaat savcısının ifade alırken kız çocuğunun ailesine, “Küçücük kızının eline böyle bir telefon verirsen taciz de edilir, başka şeyler de başına gelir” dediği öne sürüldü.
Yapılan bilirkişi incelemesinde sanık M.A.’nın mağdureye sosyal medya üzerinden çok sayıda müstehcen ve cinsel içerikli görüntü göndererek, “Seni s… istiyorum küçük o…” gibi istismara varan konuşmalar yaptığı ortaya çıktı.
Savcılık, 18 Eylül 2015 tarihinde hazırladığı iddianamede şüphelinin cinsel taciz ve şantaj suçlarından yargılanmasını talep etti.
Mahkeme, ailenin avukatlarının müstehcenlik ve cinsel istismar maddelerinden de dava açılması talebine ilişkin herhangi bir değerlendirme yapmazken istismara maruz kalan kız çocuğunun ifadesi, ailenin talebine rağmen sosyal çalışma görevlisi bulunmadan alındı.
‘Yargılama sürecindeki tutumu’
İfadesi talimatla alınan sanık duruşmalara bir kere bile gelmedi.
Evli olan sanık M.A.’nın eşine, “Bu kız bana musallat oldu, ben bundan kurtulamadım” dediği öğrenildi.
Mahkeme heyeti, hiç görmeden bir daha suç işlenmeyeceği kanaati oluşturduğu sanığa verdiği cezada takdiri indirim uyguladı. Sanığın ‘şantaj’ suçundan verilen bir yıl altı ay hapis ve 180 gün adli para cezası, ‘iyi hal’ indirimi ile bir yıl üç ay hapis ve üç bin lira adli para cezasına indi.
‘Cinsel taciz’ suçundan ise duruşmalara hiç gelmeyen sanığa yargılama sürecindeki olumlu tutum ve davranışları indirim nedeni görülerek sekiz ay 10 gün hapis cezası verildi.
Her iki cezada da “Sanığın sabıkasız oluşu, geçmiş hali, dosya kapsamına yansıyan kişiliği ve suç işleme konusundaki eğilimi dikkate alındığında ileride bir daha suç işlemekten çekineceği” kanaati ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildi.
Taciz değil, istismar
İstismarcı öğretmenin çalıştığı, Gülen Cemaati’ne ait olduğu bilinen okul, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra kapatıldı. Müracaat savcısı H.D. ise yine darbe girişimi sonrası görevden alındı.
İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne öğretmen hakkında gerekli soruşturmaların başlatılması için iddianame ve cinsel içerikli görüntüler gönderildi. Sanık öğretmenin halen görev yapıp yapmadığı bilinmiyor.
Avukat Sezgi Korkmaz, “Türkiye Cumhuriyeti’nin de taraf olduğu Avrupa Konseyi Çocukların Cinsel Sömürü ve İstismara Karşı Korunması Sözleşmesi’nin bilgi ve iletişim teknolojileri aracılığıyla çocukların cinsel istismarına dair olan 23. maddesinin ihlali söz konusudur. Bu sözleşme uyarınca şüphelinin çocuğa bilgi ve iletişim yoluyla, cinsel istismarda bulunmak amacıyla kasten teklifte bulunması cinsel istismar suçudur. Sanık eğer 5 sene boyunca kasıtlı bir suç işlememiş olursa hiç bu suçu işlememiş gibi hayatına devam edecektir” dedi.