Tarsus Kadın Platformu, Emine Ekinci’nin evli olduğu Mahsun Ekinci tarafından öldürülmesine ilişkin eylem gerçekleştirdi.
Platform adına okunan basın açıklamasında kadınların hemen her gün cinsel şiddete, tacize ya da tecavüze uğradığı hatırlatılarak şunlar ifade edildi:
“Havuz medyası bu taciz, tecavüz, şiddet haberlerini sıradan vakalar olarak sayfalarına taşıyor. Erkek şiddetine bahaneler üreterek yapılan bu haberler ne yazık ki kadına yönelik şiddetin ateşini harlamaktadır. Buradan bir kez daha sesleniyoruz erkek şiddetine bahane bularak şiddeti meşrulaştırmayın, suç ortaklığına soyunmayın. Kadın cinayetleri münferit değil, politiktir.”
İçişleri Bakanının açıklamasına göre erkek şiddetinin geçen yıl 273 kadını öldürdüğü belirtilen açıklamada “Anıtsayaçta bu kadar kadın ismi yeter! Yeter artık bir kişi daha eksilmek istemiyoruz!” denildi.
Açıklamada CEDAW’ın Türkiye’ye “kadınlar ile erkeklerin tüm ekonomik, sosyal, kültürel, medeni, siyasi haklardan eşit yararlanmalarını temin etme” sorumluluğunu yüklediğine işaret edilerek şu ifadelere yer verildi:
“Yani eğer İstanbul Sözleşmesi uygulansaydı, 6284, CEDAW uygulansaydı Emine yaşıyor alacaktı. Emine de katledilen kadınların büyük çoğunluğu gibi kendi evinde evli olduğu erkek tarafından katledildi. Eş, eski eş, abi, baba, akraba sürekli en yakınımızdaki erkekler tarafından katlediliyoruz. Şiddet gördüğünüz aileler kadınların canları pahasına kutsanıyor. Evler adeta suç mahalli. Devletin görevi aileyi değil kadınları şiddete karşı korumaktır.”
Açıklamada Manisa’da ilk iki karısını öldüren erkeği pandemi bahanesiyle serbest bırakan sistemin,3. kadının da katlinden sorumluluk duymak yerine anayasayı kadın kılık kıyafeti için değiştirmeye çalışıldığının altı çizilerek şunlar ifade edildi:
“Kadınların ne giyeceğine karar vermek yerine kadınların güven içinde özgürce yaşayabileceği ortamı yaratmaya çalışmak devletin görevidir. Bizler birbirimizi eşit, özgür ve hayatta istiyoruz. Hayatlarımız için, birbirimiz için mücadele etmeye devam edeceğiz. Yılarca mücadele ederek kazandığımız ve bizden çaldıkları tüm haklarımızı geri alacağız Bir kişi daha eksilmek istemiyoruz. Yaşasın kadın dayanışması.”