“Zorla müdahale” adlı işkence uygulaması “Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Yönetmelik”e eklendi.
Açlık grevi ve ölüm oruçlarında devletin gerçekleştirdiği “zorla müdahale” onlarca insanın ölmesine ve daha nicesinin sakat bırakılmasına yol açtı. Zorla müdahale, daha öncesinde ilgili yasalarda insan hakları ihlali kapsamında değerlendiriliyordu. Yönetmeliğe eklenen yeni madde ile müdahalenin yasal şartları oluşturulmak isteniyor.
3687 Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi İle Ceza Ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Tüzük 2008 yılında yürürlüğe girmiş ve ardından kaldırılmıştı. Ardından Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Yönetmelik getirildi. Yönetmelikte ölüm orucu ve açlık grevlerine ilişkin özel madde konuldu.
Artı Gerçek’ten İsa Uğur Erdoğan’ın haberine göre Sağlığın Korunması ve Tıbbi Müdahaleler bölümünde yer alan bölümde eylemin bırakılmama halinde psiko-sosyal birim tarafından görüşmenin de sonuç vermemesi halinde beslenme programı yapılacağı belirtildi.
Ancak beslenmenin reddedilme halinde "Beslenmeyi reddederek açlık grevi veya ölüm orucundaki hükümlülerden tedbirlere ve çalışmalara rağmen hayati tehlikeye girdiği veya bilincinin bozulduğu cezaevi tabibi tarafından belirlenenler hakkında, isteklerine bakılmaksızın kurumda, olanak bulunmadığı taktirde derhal hastaneye kaldırılmak suretiyle muayene ve teşhise yönelik tıbbi araştırma, tedavi ve beslenme gibi tedbirler, sağlık ve hayatları için tehlike oluşturmamak şartıyla uygulanır" denildi.
Aynı başlığın dördüncü fıkrasında ise, "Bu tedbirler cezaevi doktorunun tavsiyesi ve yönetimi altında yapılır" şeklinde belirtilirken doktorun zamanında müdahale edememesi ve gecikmesi halinde ikinci fıkradaki şartlar aranmaz" denilerek müdahalede de cezaevi yönetimine yetki tanındı.
Yönetmelikte sadece hükümlülere vurgu yapılıp tutuklu ibaresinin geçmemesi de dikkat çekiyor.