AB üyesi ülkeler Türkiye’den ülkelerine giriş yapan kişilerden 48-72 saat öncesine ait “COvid-19 PCR testi istiyor.
Sağlık Bakanlığı yurtdışına çıkışta bu testi yaptırmak zorunda olan kişilere yönelik olarak kamu sağlık kurumlarına bir yazı gönderdi. Dr. Ergün Demir ve Dr. Güray Kılıç’ın BirGün’e aktardıklarına göre, bakanlığın gönderdiği yazıda test bedeli olarak 110 TL isteniyor.
Oysa 9 Mayıs tarihinde Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından Sağlık Uygulama Tebliği’nde (SUT) yapılan bir değişiklik ile PCR testi “Hizmet Başı İşlem Puan Listesine” alındı. Böylece Genel Sağlık Sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişiler için Covid-19 hastalığının tanı ve tedavisinin yapıldığı tüm kamu sağlık tesisleri ile özel sağlık kuruluşlarına bu testin ücreti SGK tarafından ödenmeye başlandı.
Ayrıca 26 Haziran’da Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü, İl Sağlık Müdürlüğü’ne ‘Covid-19 Antikor Testi’ konulu yazı gönderdi. Yazıda, özel sağlık kuruluşlarının “Covid-19 antikor testini çalışması halinde antikor testinin Sağlık Uygulama Tebliği fiyat tarifesinde belirlenmiş ücret veya fark ücreti dışında herhangi bir ücret talep edilmeksizin yapılması hususunda” gereğinin yapılması istendi.
Önce maske şimdi de test için para talebi
ABD ve İngiltere başta olmak üzere birçok ülkeye kişisel koruyucu ekipman, test kiti ve sağlık malzemesi göndermekle övünen AKP iktidarı, insanlara vaat ettiği beş adet maskeyi bile ücretsiz dağıtamayınca çareyi satışta bulmuştu. Şimdi de yurtdışına çıkacak kişilerden test ücreti isteniyor.
Yurtdışına çıkacakların gittikleri ülke tarafından talep edilen PCR testi için Sağlık Bakanlığı hesabına IBAN üzerinden ücret ödenmesinin istenmesi, durumu fırsata dönüştürme girişimidir. Antikor testleri için de özel sağlık kuruluşlarının fark ücreti alabilmesine göz yuman Sağlık Bakanlığı’nın zaten ücreti SGK tarafından ödenen PCR testinden de fark ücreti talep etmesi fırsatçılıktır.
Bu uygulamalar, salgının ilk günlerinde özel sağlık kuruluşlarınca Covid-19’un tanı ve tedavisinde ilave ücret alındığı döneme yavaş yavaş geri dönme girişimleri olarak görülmekte. Eğer gereken tepki verilmez ise yasal olmayan bu uygulamaların arkasının geleceğini tahmin etmek güç olmasa gerek.