Tutsaklarla Dayanışma İnisiyatifi Dersim Sanat Sokağı’nda eylem yaptı. “İnfaz yakmalara son! S ve Y tipi hapishaneler kapatılsın!” yazılı pankartın açıldığı eylemde basın metni okundu. Açıklamada hapishanelerde yaşanan hak ihlallerinin artmaya devam ettiği belirtilerek, siyasi tutsakların infazlarının yakıldığı, iletişim, basın ve görüş yasakları ile tutuklular üzerinde yalnızlaştırma politikalarının yoğunlaştığı vurgulandı. Açıklamada şunlar ifade edildi:
“Tutsaklar üzerinde tam bir denetim ve hâkimiyet kurmak isteyen devlet, hapishaneleri birer işkence merkezine dönüştürmüş durumda. Açılan S ve Tipi hapishaneler ile bu politikalar her geçen gün derinleşiyor.”
İnsan Hakları Derneği (İHD) Merkezi Hapishaneler Komisyonu, “Yüksek Güvenlikli ve S Tipi Kapalı Hapishaneler Raporu”nu derneğin Amed Şubesi’nde düzenlediği basın toplantısıyla açıkladı. Açıklamaya çok sayıda hak savunucusu katıldı. Tecride ilişkin açıklama yapan İHD Amed Şubesi Başkanı ve Merkezi Hapishaneler Komisyonu Eşsözcüsü Ercan Yılmaz, yüksek güvenlikli hapishanelerle tutukluların daha çok tecrit edilmesinin hedeflendiğini söyledi.
Merkezi Hapishaneler Komisyonu Eşsözcüsü Nuray Çevirmen ve İHD Amed Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Yusuf Erdoğan, hazırlanan raporu açıkladı.
Raporun tutuklular tarafından gelen mektuplar, aile başvuruları ve avukatlarla yapılan görüşmelerde aktarılanlar sonrası yapılan tespitler sonucunda hazırlandığını dile getiren Çevirmen şunları ifade etti:
“Bu hapishanelerin özellikleri ve yaşanan hak ihlallerine dair 2022 ve 2023 yılları içinde S Tipi Kapalı Hapishanelerden 57 başvuru, 13 Yüksek Güvenli Kapalı Hapishanesi’nden 98 başvuru olmak üzere, 19 hapishaneden toplam 155 başvuru alınmıştır.”
Çevirmen, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’nün 1 Haziran 2023 verilerine göre, 19 adet Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu ve 7 adet S Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu olduğunu belirtti. Çevirmen, hapishanelerde yaşanan hak ihlallerini sıraladı.
Raporun sonuç ve değerlendirmeler kısmını okuyan Yusuf Erdoğan ise, hücre tipi hapishanelerin insanların ruh ve bedensel bütünlüklerine zarar verdiğini, sosyal olan insan yaşamını olumsuz yönde etkileyeceğini ve özgürlüğünden mahrum kalma cezasının dışında da bir cezalandırma yöntemi uygulandığını belirtti.
“Hapis cezasının özü, kişiyi hürriyetinden mahrum bırakmaktadır” diyen Erdoğan şöyle devam etti:
“Mahpusların maruz kaldığı tecrit uygulamalarını hukuken hapis cezası kavramıyla açıklamak mümkün değildir. Söz konusu uygulamalar Anayasanın 17/1. maddesi güvenceye alınmış kişinin maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkı ile bağdaştırılmaz. Mevcut uygulamalar ancak kötü muamele ve zamana yayılmış işkence kavramlarıyla açıklanabilir uygulamalardır. Yüksek Güvenlikli, S Tipleri ve F Tipi Hapishaneler kapatılmalı, mahpusların, insan onuruna uygun bir yaşam sürmeleri sağlanmalıdır. Ayrıca mahpusların yaşam hakkı, sağlık hakkı korunmalıdır.”